After the soft sister differentiated into A | MTL

28: Dedikodu

Dedikodular en hızlı şekilde kahvaltı, öğle yemeği veya akşam yemeğinden sonraki dönemlerde yayılır. Büyük olayların nadiren yaşandığı bir yerde, her küçük mesele büyük dedikodulara dönüşür. Özellikle okulun önde gelenlerinin kaderine dair konular. Bu nedenle, bir öğle yemeği süresinde Jin Siming'in Yao Jin'in gizlice fotoğraflarını çekmesi meselesi, herkesin bildiği bir dedikodu haline gelmişti.

"Yok artık, doğru mu duydum? Ama birbirleriyle kötü ilişkileri yok muydu?"

"Öyle diyorlar, ama ilk başta bu kadar çok kavga etmelerinin nedeni en güzel kim olduğunu tartışmak değil miydi? Ama şimdi... bir Alfa'nın bir Omega'yla güzellik yarışına girmesi gerekir mi?"

"Ayrıca, Güzellik Yao'nun masasında duran o küçük meyve yeşili yemek kutusunu fark ettiniz mi? Jin Siming'in bu sabah kapıdan girerken elinde tuttuğu kutuyla aynı değil mi?"

"Evet, evet! Bunu uzun zamandır söylemek istiyordum! Ayrıca, öğlen o kutudan birçok lezzetli yiyecek çıkardığını gördüm ve Güzellik Yao, bir tavuk budu paylaşacak kadar kibardı. Wuwu, gerçekten iyi kalpli biri!"

"Bu... belki de tesadüftür ve sadece aynı markayı satın almışlardır?"

"Bu sabah Jin Siming'in elinde bir yemek kutusu gördüm ama şimdi hiçbir yerde yok. Bu, Jin Siming'in öğle yemeğini Güzellik Yao için hazırladığının kanıtı değil mi?"

"Bana inanmayabilirsiniz ama dün gece serbest çalışma döneminde Güzellik Yao'nun merdiven boşluğunda Jin Siming'i duvara yasladığını gördüm!"

"Ne?!!! Fotoğrafın var mı? Fotoğraf yoksa gerçek değildir! Böyle çılgın şeyler söylemeye cesaret edebilirsin, ama buna inanmaya cesaret edemem!"

"Aiya, tuvalete gitmek için acele ederken telefonumu yanımda getirmemiştim, yoksa o muhteşem sahneyi fotoğraflamayacağımı mı sanıyorsunuz?"

"Tsk, telefonunu yanında götürmeyeceksen neden tuvalete gidiyorsun ki?"

*******

Bu arada, Jin Siming etrafındaki dedikodulardan tamamen habersizdi. Sınıfa girdiğinde üzerine odaklanan tuhaf bakışları fark etti ama bu ani dikkat sadece onu şaşkına çevirdi.

Aslında Su Xiaohang'a ne olduğunu sormak istemişti, ama diğer taraf masasında uyuyordu. Onu uyandırmak zor olurdu, bu yüzden ön masada oturan Fasulye Filizi'ni hafifçe dürttü. Ancak, Fasulye Filizi yıllardır kitaplara bağımlı olmuştu ve kitaplarının dışındaki şeylere tamamen ilgisizdi. Ayrıca, büyük ya da küçük, sınıf dedikodularını asla önemsememişti.

Jin Siming sadece derin bir iç çekip, arka sıradaki küçük köşesine oturdu. Önünde oturan Fasulye Filizi yatay görüşünü engelliyordu ve onun uzun boyu dikey görüşü kapatıyordu, böylece köşedeki küçük parça tüm sınıftan izole edilmiş gibiydi. Genellikle bu durumdan memnundu çünkü Su Xiaohang ile farkedilmeden oyun oynayıp sıkıntılarını giderebiliyorlardı. Bu arada, Fasulye Filizi yanındaki koltukta bir yığın kitapla oturuyor ve hazine bulacağına inanıyormuş gibi kitap okuyordu.

Üçü de uyumlu bir atmosferde yaşıyor, bu küçük cenneti koruyarak mutlu ve memnun oluyorlardı. Ancak, bu düzenin tek gerçek dezavantajı, dedikodu veya haberlerin onlara ulaşamamasıydı. Diğer herkes 5G kullanırken, onlar hâlâ 2G kullanıyormuş gibi, haberler onlara ulaştığında artık eski haber oluyordu.

Öğleden sonraki üçüncü derste, sınıf öğretmeni aniden sınıftaki tüm farklılaşmış öğrencilerin A Binası'nın birinci katındaki konferans salonunda bir toplantıya gitmesini bildirdi. Üçüncü yıl öğrencileriyle bilgi alışverişi yapılacağı söylendi.