7 ❦ öyle güzelsin ki korkuyorum

130 23 144
                                    

Fransa, LilleAralık 1987Park Chaeyoung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fransa, Lille
Aralık 1987
Park Chaeyoung

Sarp kayalıkların, aşılmaz suların.
Birbiri ardına ördüğün tüm duvarların ardında kendini unutmanın verdiği korkunç yalnızlığın içinde, sen en karanlık olansın.

Güzeller güzeli kardelen misali beyaz teninin akıyla kandırırsın tüm zehre revan düşmüş âşıkları.
Bir kadın düşünün.
Varlığı bir ökse,
yokluğunu bir öldürse.

Ben Louis Jimin Roche. Otuz iki yıllık yaşamımda, tanıdığım en özel kadına adıyorum tüm bu satırları. Bir gazetenin son sayfasında okuyorsunuz beni. Fakat biz onunla hep o kaldırımın başında, birbirini özleyen gözlerle tanıdık yabancılar olacağız. Bugün günlerden onu tanıdığım gün ve bu satırlar onu tanımamın şerefine sökülüp gidecek kalemimden.

Heyecanın bir kelebek gibi kalbimin derinlerini turladığı o en deli, en genç zamanlarımda Cordelia'nın gece siyahı saçlarının arasında yolumu kaybetmiştim. Cordelia, ölmeden önce ölümü gülüşünde öldürmüş bir kadındı.

Üniversitenin son yıllarında, herkesle konuşan, cıvıl cıvıl bir kızdı. Hep okur, bolca araştırırdı. Shakespeare'i öyle çok severdi ki, ona onlarca Romeo ve Juliet romanı yazmak zorunda bıraktı beni. İlk önce dikkatini nasıl çektiğime gelecek olursak... O okumaktan sıkılmadığı kitabının arasına bir kağıt parçası bırakıp adımı korkusuzca yazdım.

Romanlardan başını kaldırmayan o peri kızı, bunu gördüğü gün beni buldu ve ikimizin de asla arkadaşlık demeyeceği bir yakınlık kurduk.

Ben onunlayken kendimi unutacak kadar çok sevdim. Dizlerime yatırırdı başını. Kulaklarına en sevdiği şiirlerin mısralarını okurdum ve böylece uyuyakalmaktan hiçbir zaman sıkılmazdı. Kırmızı karanfilleri pek severdi. Yanına her gittiğimde ona kırmızı karanfil demeti getirmeyi âdet edinir oldum. O yüzünden eksik etmediği cıvıl cıvıl gülümsemeleri bu kez yalnızca benim içindi. Birlikte Paris'i, Kopenhag'ı, Londra ve Çekya'yı gezdik. Her şehirde yüzlerce öpücük, onlarca baş başa edilen dans ve birbiriyle uyumlu cümlelerimiz günden güne bizi ıslattı âşkla.

Kokusu yastığımdan eksik olduğunda telaşa kapılırdım. Yanımda olmadığında bir şeyler hep eksikti. Sesini kulaklarımda duymadığım koca bir günü hayal edemezdim. İpeksi teni, ince dudaklarının yanağıma konduğunda bıraktığı o kelebek hissini hâlâ atlatabilmiş sayılmam.

Bir gün, kardelen beyazı yüzü gülmez oldu. Soğuk bir kasabadan farksızdı gözleri; içeride kimse yoktu. Dudaklarının çiçek rengi solar oldu. Benim küçük kadınım kanserin pençesindeydi.

Cigarettes After J ❦ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin