5 ❦ incitilmişsiniz

185 28 218
                                    

Fransa, LilleAralık 1987Park Chaeyoung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fransa, Lille
Aralık 1987
Park Chaeyoung

"Korktuklarından kaçarak değil, ancak yüzleşerek onları yenebilirsin. Tıpkı bir savaş meydanında düşmanına karşı karşıya gelmek gibi. Gücünü yüreğinde taşıyorsun Chaeyoung. Benim altın saçlı kızım... Eğer bir gün yine böyle korkarsan ve ben yanında olamazsam, bu sözlerimi sakın unutma, olur mu?"

Annemin çocukken kulaklarıma fısıldayan soğuk nefesi, şimdi esip saçlarımı uçuşturan ılık bir rüzgar gibi ruhumu okşadı.

Hep güvensizdim. Söz konusu annem olduğunda da, ben olduğumda da biliyordum ki bir yerde hep güvensizdim ve kendimce bunun için daima diken üstündeydim.

Kendimi bildim bileli, yaptığım her şeyin en iyisi olmasını istemekle bedenime ve dahası zihnimden ruhuma eziyet etmekle görevlendirilmiş gibiydim. Dünyaya sadece bunun için gönderilmiş; her şeyi mükemmel yaparsam sevilecek, daha da iyisini yaparsam daha da, daha da sevilecek bir kız olacaktım.

İşler hiçbir zaman istediğim gibi gitmedi. Gittiği oldu, pekâlâ bunu reddetmeyeceğim. Fakat yine de aradığım o en mükemmel parça, bir şekilde hep kayıptı.

Diğer tüm genç kızlar gibi renkli gençlik hayalleri olan, üniversite okumayı delicesine arzulayan ve neredeyse her ay yeni bir mesleğe kendimi ait hissedip kısa bir süre sonra yanlış hissettiğimi düşünerek vazgeçen bir kızdım.

Önce renkli boya kalemleriyle bir kağıdın köşesine güneş çizebilen, ardından çimenliklerin içinde üçgen çatılı kırmızı bir ev yerleştirebilen, sıradan bir kız.

Ben rengarenk kalemlerimle çizdiğim o kusursuz aile tablosunu boyarken, kalemimin ucu sinir bozucu bir şekilde kırıldı; babam öldü.

Yirmi üç yaşıma kadar hayatıma avuçlarıyla huzme huzme ışık taşıyan o harika adamın -tüm kusurlarıyla harikaydı- bir anda elimden alınmasıyla, boya kalemlerimin uçlarını tamir etmekten vazgeçtim.

On yaşında babasını kaybeden bir kız çocuğu olarak, artık sığamadığım salıncak sepetlerine zorla oturup babalarının kollarına koşmakta olan diğer kız çocuklarını izlemek, benim yeni sığınağım olmuştu.

Belki de diyorum şimdilerde, belki de bu yüzden her zaman güvensizdim; temkinli ve kontrolcü. Ama hayır, sadece bir baba kaybı beni bu kadar korkunç bir güvensizlik endamesine dönüştüremezdi.

Göğüs kafesimin içi boşaltılmış gibiydi.
Annem başka bir adamla mutlu olmaya başladığında ve onu, bambaşka kolların arasında gözyaşlarını unutup mutluluk kahkahaları atarak bir adamla kendine yeni bir yol çizmeye başlaması, o zamanlardaki küçük kızı korkutmuş ve öfkelendirmişti.

Cigarettes After J ❦ rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin