ESPRESSO / TAEGYU

-10-

10 - do anything for that boy.

Beomgyu'nun Ağzından:

I rob and I kill to keep him with me
I do anything for that boy
I'd give my last dime to hold him tonight
I do anything for that boy

Oh-oh, whoa, oh-oh, whoa
I can't remember to forget you
Oh-oh, whoa, oh-oh, whoa
I keep forgetting I should let you go

But when you look at me
The only memory is us kissing in the moonlight
Oh-oh, whoa, oh-oh, whoa
I can't remember to forget you

radyoda çalan şarkıya uyumlu bir şekilde kafamı sallayarak eşlik ederken bir yandan dün geceyi düşünüp duruyordum.

her şey çok hızlı gelişmişti. aslında aramızda bir şeyler geçeceğine çok emindim ama taehyun çok farklı davranmıştı.

____

- dün gece -

dudaklarımı ısıran dudaklarına karşı inleyerek ellerimi saçlarına attım. dokunuşları her yerimdeydi,  her zerremde hissediyordum ya da bu alkolün bana oynadığı bir çeşit oyundu.

tek elimi saçlarından okşayarak boynuna doğru yönlendirdim. tırnaklarımı aldığım zevki nereden yansıtabileceğimi bilmeyerek boynuna sapladığım zaman derin sesi ile dudaklarıma doğru inlemişti.

şu an öyle bir his vardı ki içimde. ayık kafayla asla yapmayacağım bir şeyi yapmış, taehyun'un üstüne atlamıştım.

gidip bir yerleri yumruklamak istiyordum heyecandan. yaşadığım adrenalinden dolayı ellerim titriyor, bu titreme üstünde taehyun'un dudakları olan dudaklarıma da yansıyordu.

vücudum daha fazlasını istiyordu ama ne yapacağımı bilmiyordum. sadece istiyordum.

daha önce hiç böyle bir şey yaşamamış,  bırak yaşamayı hayalini bile kurmamıştım.

her şey o kadar hızlı bir şekilde oluyordu ki. ayak uydurmakta zorlanıyordum.

bu hız hem beni geriyor, hem de heyecanlandırıyordu.  çabuk başlayan şeyler çabuk biterdi.

taehyun, ellerini kalçamın biraz altına atarak beni kucağında zıplatmış, ardından yatağa doğru adımlamaya başlamıştı.

her attığı adımda içimdeki heyecan artıyordu.

şu anı daha önce yaşayacağımı, özellikle taehyun ile yaşayacağımı söyleseniz yüzünüze gülerdim açıkçası ama şu an olan her şey cidden de yaşanıyordu.

inanması zordu ama taehyun'un kollarındaydım.

yatağa kucağında benimle beraber oturmuş, sırtını yatak başlığına yaslamıştı. dudaklarını nefes almama müsade etmek için benden ayırmış, ardından dudaklarıma kısa kısa minik öpücükler bırakmaya başlamıştı.

gözümden akan bir damla yaşı fark ederek tek parmağını yanağıma atarak akan göz yaşını yarı yolda kesmiş, ardından gözümün üstüne bir öpücük kondurmuştu.

"iyi misin?"

sorduğu soru ile başımı olumlu anlamda sallayarak içimde yaşadığım garip duygunun ne olduğunu anlamaya çalışmıştım. sevilmek gerçekten de güzel bir şeydi. bunu anlamıştım.

"seni seviyorum, ne anlamda olduğu umrumda değil. sadece seni seviyorum taehyun."

ardından dudaklarımızı tekrar birleştirdiğimde saniyesinde karşılık vererek üst dudağımı dudaklari arasına alarak öpmeye başlamıştı.