- 9 - meddle about.

397 44 97
                                        

bu bölüm benim için özel çünkü watty düzeldi ve neredeyse iki haftadır atacağım ilk adam akıllı bölüm. bu yüzden uzun yazacağım ve her şeyi açıklayarak ilerleyeceğim.

***

hayatımda ciddi anlamda mutlu olduğum anlar bir elin parmağını geçmezdi.  ne zaman bir şeye sevinsem ya da heveslensem ya hevesimi kıran bir babam ya da beni aşağılayan okul arkadaşlarım olmuştu.

bana göre hayat bir satranç oyunu gibiydi. şah kimse kral da oydu. ben ise sadece bir piyondum. önemsiz ve değersiz.

bir kaç gün öncesine kadar bu böyleydi benim için ama kang taehyun hayatıma girdiği andan beri çoğu şey değişmişti ve değişmeye devam ediyordu.

asla yapmam dediğim şeyleri yapmak istiyordum onunlayken.

bir binanın en üst katına çıkıp bağırmak, bir yeri soymak, belki de başımı belaya sokmak.

şu zamana kadar hep uslu ve çalışkan bir çocuk oldum. başkalarının isteklerini kendimden üstte tuttum ve hayatımı buna göre düzenledim.

ama bundan sonra bu şekilde olmasına izin vermeyecektim.

o kadar çok olay yaşamıştım ki artık gerçeklik algım azalıyordu.

şu an da o anlardan birisindeydim.

yanımda oturan çocuk sürekli olarak ellerini saç tellerim arasında gezdiriyor, beni rahatlatmak amaçlı sürekli güzel gülümsemesini sunuyordu bana.

yeonjun aşağıda olduğu için normalde diken üstünde olmam gerekirdi ama biliyordum ki taehyun varken kimse bana zarar veremezdi.

"daha iyi misin?"

kızıl saçlarını tek eli ile gözünün önünden çekmiş ve bakmaya doyamadığım gözlerini ön plana çıkartmıştı.

bana tekrardan tatlı bir şekilde gülümsediğinde ben de ayni şekilde gülümseyerek yattığım yatakta doğrulup oturur pozisyona gelerek sırtımı yatak başlığına yasladım.

"iyiyim."

"seni kan tuttuğunu bilmiyordum. "

üzgün bir şekilde konuşup tek eli ile ensesini hafifçe kaşıdığında üstüne bakınca kirli kıyafetlerini değiştirmiş ve ellerini yıkamış olduğunu görmüştüm.

ayrıca pantolonunu degiştirmiş, onun yerine gri bir eşofman giymişti.  bakışlarımı yüzüne çıkartarak hissettiğim hafif korku ile sormuştum.

"ona ne yaptınız?"

o ise benim aksime gayet rahat bir tavırla oturduğu yerden kalkarak yatakta boş olan alana oturmuştu.  yanıma oturan bedenine bakışlarımı çevirdiğim an arkasına yaslanmıştı ve hafifçe bacaklarını aralamıştı.

"hak ettiğini buldu. "

rahat tavrı beni daha da gererken tek elimi onun bacağı üstünde duran eline atarak tutmuştum.

"o da ne demek şimdi? "

bakışlarını bana çevirerek dilini dudaklari üstünde gezdirmişti.  "boşver demek." ardından bakışlarımı yüzünde gezdirerek dudaklarına doğru indiğimde aklıma öpüşmemiz gelmiş ve utançtan yanaklarimin yandığını hissetmiştim.

o da bakışlarını benim dudaklarıma indirmişti. "nasıl boşvebilirim ki..." sesim fısıldar tonda çıkmıştı çünkü tam olarak dibime kadar girmişti.

Espresso | TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin