buraya başladığınız tarihi alayım.
NOT: bu ficte şiddet, cinsellik, +18 cinsel şakalar, küfür, argo vb. şeyler bulunmaktadır. hassasiyetiniz varsa okumayın.
yorum yaparsanız çok iyi olur.
"çıkışta gidiyoruz değil mi sinemaya?"
sıradan kafasını kaldırıp en yakin arkadaşına göz ucuyla baktı ve uykudan yeni uyanmanın verdiği yorgunlukla gözlerini kırpıştırdı. son ders müzik olduğu için gereksiz olduğunu düşünerek uyumustu. aslında çoğu derste uyuyordu zaten.
"bilmiyorum, bakarız." umursamazca söylediği şey karşısında en yakın arkadaşı sinirle tek kaşını kaldırarak baktı kendisine.
"bu sefer de beni ekersen seninle bir daha ne konuşurum ne de bir yere giderim taehyun, haberin olsun."
soobin hızlı adımlarla sınıftan çıkarken arkasında bıraktığı arkadaşına bakmamisti bile. taehyun o'nun trip attığını anladığında hafifçe gülümseyerek o da çantasını masadan aldı ve soobin'in arkasından koşmaya başladı.
****
"itiraz etme soobin, madem tutturdun sinema diye. o zaman korku filmine gireceğiz. "
soobin, çattığı kaşlarını daha fazla çatarak başka şansı olmadığını anladığında yenilgi ile başını olumlu anlamda sallamisti.
eğer taehyun'a istemediği bir şey yaptırıyorsanız o'nun istediği şekilde olurdu.
"ben biletleri aldım, sen de mısır al."
"tamamdır. "
soobin bulduğu herhangi bir koltuğa oturup arkadaşını beklemeye başlamıştı. taehyun da bu arada mısır almak için büfeye gelmişti.
"bir kova mısır alabilir miyim?"
"bir kova bana yetmez, iki kova al!"
taehyun, arkasında bağırmaktan çok anıran yakin arkadaşına sinirli bir bakış atarak tekrardan önüne dönmüştü. ardından kasadaki çalışan kıza hafifçe tebessüm etti.
"iki kova lütfen."
kız birinci kovayı doldurduktan sonra ikincisini de doldurdu ve taehyun'a uzattı. taehyun cüzdanından çıkarttığı kredi kartını çalışana uzattı.
"temassız yok."
çalışan kız şifreyi girmesi için post cihazını önündeki çocuğa doğru uzattı. taehyun hızla şifreyi girip mısırları kucağına aldı. soobin'in yanına doğru yürürken aniden beklemediği bir şey oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESPRESSO / TAEGYU
أدب الهواةTaehyun kızlardan hoşlanıyordu. Yani öyle olduğunu düşünüyordu.