şey selam.
yine ben.
Tanrısal Bakış:
"yemin ederim nefret ediyorum şu yeonjun'dan."
sunoo, elindeki çatalı yemeğine bağırırken içindeki yeonjun nefretini gayet normal bir şeymiş gibi dışa vurduğunda huening de ona katıldığını belli edercesine mırıldandı.
yeonjun, bugün tüm gün soobin'i izlemisti. bu duruma sinirleri bozulmuştu ama soobin'in de ondan geri kalır yanı yoktu.
herkes o ikisinin arasında bir şeyler olduğunun farkındaydı ama ne olduğunu sorsalar bile soobin "bakın işinize. " diyip geçiştiriyordu.
bu yüzden kimse üstelemiyor, baskı altında bırakmıyorlardı.
zaten bugün herkes bir garipti. soobin sınıfının değiştiğini ve yeon ile sıra arkadaşı olduğunu arkadaşlarına söylemişti.
huening sanki normal bir şeymiş gibi tepki vermeden sadece kafasını sallamış, sunoo ise şaşırmış ama sonradan umursamamaya karar vermişti.
aklı bir kaç gündür başka yerlerdeydi.
"onu kim sever ki zaten?"
huening umursamaz bir şekilde söylenirken bakışlarıni karşı masadaki yeonjun'a bakan arkadaşına çevirmişti.
"değil mi soobin?"
kai'nin sorduğu soruya karşılık soobin öyle bir dalmıştı ki soruyu duymamıştı bile. yeonjun'a baktığında onun da soobin gibi bakmaya devam ettiğini görmüştü.
"değil mi soobin?"
soobin ise dalmış bir şekilde kafasını iki yana sallayıp hafifçe irkilmişti.
"n-ne? ha! evet."
bu garip tavırlarına karşılık sunoo gözlerini kısarak ona bakmış, sanki bir suçluyu suç üstü basmış gibi tek kaşını havaya kaldırıp kötü bakışlarını soobin'den esirgememişti. beyaz saçlı çocuk bunun karşısında ona ters bir bakış atmıştı.
"bakma bana öyle."
sunoo, yine de dinlemeyip gözlerini biraz daha kıstığı zaman bu sefer soobin gözlerini kaçırmış ve başka tarafa bakmaya başlamıştı.
bu garip tavırları sunoo'yu geriyordu.
huening, elindeki meyve suyunu masaya bırakarak bakışlarını soobin'e dikti. sunoo her ne kadar soobin'in üstüne gitse de kendisi de ondan farksızdı.
sürekli telefonla uğraşıyor, birisine mesaj atıyordu ama ne zaman sorsa sürekli kendisini geçiştiriyordu.
kendisi en yakın arkadaşıydı ve sunoo'nun en yakın arkadaşından böyle bir şeyi saklama ihtimali sinir bozucu geliyordu.
sonuçta insan en yakın arkadaşına güvenirdi öyle değil mi?
morali bozuk olsa bile belli etmeden önünde duran çikolatayı alarak paketini açtı.
"kanka kusura bakma ama bıraksak içine gireceksin yeon'un."
huening, çikolatasından bir ısırık alarak gülümsemişti. beyaz saçlı çocuk tek elini saçlarına atarak karıştırmış, sonrasında ise gözlerini devirmişti.
"alakası yok. sadece doğum günü yaklaşıyor ve..."
soobin, çekinir bir şekilde konuşarak gözlerini kapatmıştı bir saniyeliğine. sanki söylediği şeyden memnun değilmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESPRESSO / TAEGYU
FanfictionTaehyun kızlardan hoşlanıyordu. Yani öyle olduğunu düşünüyordu.