Konuşmaları sona erdiğinde küçük sahil kasabasında zamanlarını en iyi şekilde geçirmeye karar verdiler. Büyüleyici sokaklarda el ele gezdiler, ilginç mağazaları ve rahat kafeleri keşfettiler. Deniz kokusu taze hamur işlerinin kokusuna karışarak baş döndürücü bir atmosfer oluştu.
Yürürken Jemre, Jenk'in elinin sıcaklığını sallayamadı, bu basit hareket her zamankinden daha anlamlı geliyordu. Kendini ona kaçamak bakışlar atarken buldu; bu pitoresk ortamda birlikte olmanın ne kadar rahat ve doğru hissettirdiğine hayret ediyordu.
Bu sırada Jenk'in düşünceleri, merak ve yeni keşfettiği yakınlığın karışımıyla ona bakışıyla meşguldü. Bunun gibi daha fazla kasabayı el ele keşfedebilecekleri, sessiz sevinç anlarını ve derin bağları paylaşabilecekleri bir geleceği hayal etmekten kendini alamadı.
Birlikte kendilerini şimdiki zamanda ortaya çıkardılar, sahil kasabasının dinginliğinin rahatlatıcı bir kucaklama gibi etraflarını sarmasına izin verdiler, her adım aralarındaki bağı güçlendirdi.
Her zaman romantik olan Jenk, birlikte geçirdikleri anları yakalamak için telefonunu çıkardı. Gülüşünün, güneş ışığının gülümsemesini vurguladığı fotoğraflarını çekti ve bunları annesine gönderdi. Jemre de ona katılarak onun samimi fotoğraflarını çekti ve bunları kız kardeşiyle paylaştı.
Kıyıda, hafif dalgaların kayalara çarptığı ve güneşin manzaraya altın rengi bir parıltı saçtığı pitoresk bir yer buldular. Jenk kolunu Jemre'nin beline dolayarak onu kendine çekti. Dokunuşu sıcak ve sertti, omurgasından aşağıya bir heyecan ürpertisi gönderdi. Hafif rüzgar saçlarını dalgalandırdı ve kameraya gülümsedikleri ana şakacı bir hava kattı; mutlulukları gözlerinden okunuyordu.
Parmakları hafifçe sırtının küçük kısmını sıyırıp onu daha da yakınına çekti. Ceketinin kalın kumaşından bile kendi hızlı nabzına uyum sağlayan kalp atışının sabit ritmini hissedebiliyordu. Bakışları onun yüzünde oyalandı, gözlerinin güneş ışığında parıldamasını ve gülümserken dudaklarının yumuşak kıvrımını inceledi.
"Hazır?" diye sordu, sesi alçak ve samimiydi, nefesi kulağına doğru sıcaktı.
Jemre başını salladı, yanakları heyecan ve beklenti karışımı bir duyguyla kızarmıştı. Yüzünü hafifçe ona doğru çevirdi, yanakları neredeyse birbirine değiyordu ve kolonyasının sarhoş edici kokusunun tuzlu deniz havasına karıştığını hissetti.
Selfie için poz verirken Jenk'in eli belinin çevresini sıktı, başparmağı kalçasında küçük, tembel daireler çizdi. Ona doğru eğildi, onun vücudunun sıcaklığını kendisininkine karşı hissetti ve yumuşak, memnun bir iç çekti. Kamera, saf sevinç ve bağlantı anını yakalayarak tıkladı.
Ama işi bitmedi. Gözlerinde muzip bir parıltıyla başını çevirdi ve dudaklarını şakağına sürttü, dokunuşu tüy kadar hafif ama heyecan vericiydi. Titredi, bu samimi hareket karşısında nefesi kesiliyordu. Dayanamadığı için başını hafifçe eğerek onu devam etmeye davet etti.
Jenk bu ipucunu anladı, şakağına yumuşak bir öpücük kondurdu, ardından daha fazla fotoğraf çekerken yanağına bir öpücük daha kondurdu. Dudakları sıcak ve yumuşaktı, ardında ateşten bir iz bırakıyordu. Duygunun tadını çıkararak gözlerini kapattı, bedeni sıcak, karıncalanma hissi veren bir zevkle karşılık verdi.
"Benim için dünyalara bedelsin," diye fısıldadı tenine karşı, sesi duygu ve arzuyla kalınlaşmıştı.
Jemre'nin gözleri hızla açıldı ve onunla göz göze geldi. Gözlerindeki yoğunluk nefesini kesti, bu onun aşk ilanının açık bir duyurusuydu ve ona karşı güçlü bir sevgi ve özlem dalgası hissetti, bu da onu yanıt veremez hale getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sığ Su-CenCem-UA
RomanceTek taraflı bir aşk hikayesidir, iki kişi istenmeyen bir evliliğe mahkumdur, 3 yıl boyunca güzel şeyler değişir ve sonuna gelindiğinde duyguları değişir. "DEĞİŞECEK, DEĞİŞECEK Seni özgür kılacak, beni bu inanılmaz acıdan kurtaracak" gözyaşları yanağ...
