Tek taraflı bir aşk hikayesidir, iki kişi istenmeyen bir evliliğe mahkumdur, 3 yıl boyunca güzel şeyler değişir ve sonuna gelindiğinde duyguları değişir.
"DEĞİŞECEK, DEĞİŞECEK Seni özgür kılacak, beni bu inanılmaz acıdan kurtaracak" gözyaşları yanağ...
"Seni çok özleyeceğim kedicik. Nedim, ablama iyi bak." Cemre, küçük kardeşine sarılırken onu bırakmak istemediğini söyledi.
"Yapacağım. Merak etme Cemre" diye yanıtladı Nedim, sarılan kardeşlere gülümseyerek.
"Evet Abla, yapma. Senin ve büyükbaban için endişelenmeliyim. Özellikle de senin için" diye geri çekilen Ceren, ablasının gözyaşlarını sildi.
Cemre hâlâ gözlerinden yaşlar akarak güldü: "Neden? Ben büyüğüm, neyden? Dedem var yanımda." küçük kız kardeşine güvence verdi.
Ceren, "Cenk'ten" diye fısıldayarak kız kardeşini Nadim'in kulaklarından uzaklaştırdı.
Cemre şaşkın bir şekilde ona baktı. "Sana nasıl baktığını gördüm. Seni istiyor. Ve bir erkeğin bir kadını arzuladığını da bilirim." Cenk attığı her adımda ablasını yutuyordu.
Ceren ablasına karşı o aşırı korumacılığı dünkü gibi hiç hissetmemişti. Onu durdurmak istiyordu ama burası bunu yapmak için uygun bir yer değildi.
Cemre ağzını açtı, duydukları karşısında şaşkınlığa uğradı ve ne diyeceğini bilemedi. "Sana karşı hisleri mi var yoksa şehvet mi bilmiyorum. Hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum."
"Ceren.." Cemre ablasından biraz uzaklaştı,
Ancak Ceren ellerini sımsıkı tutarak ablasının "Yaralanmanı istemiyorum Cemre. Dikkatli ol" demesine derin derin baktı. Ablası defalarca yaralanmıştır ve artık Cenk'e güvenmemektedir.
Cemre gülümsedi ve yanaklarını tuttu "Merak etme kedicik. Ben büyük bir kızım ve başımın çaresine bakabilirim. Cenk de beni korkutamaz."
"Ama dün bana bağırdığında beni korkuttu! Korkutucu." Ve iki kız kardeş de güldü.
Nedim, Ceren'in elini tutarak "Hadi bebeğim, gitmemiz lazım" dedi. Ancak Ceren onu bırakıp tekrar ablasına sarıldı.
"Ben senin yanındayım. Ne karar verirsen ver" onu öpüyor ve kocasına doğru yürüyor. İkisi de onlara el sallayan Cemre'ye el salladılar.
Ceren haklıydı; Cenk'in değişen tavrı korkutucuydu, mantıksızdı, dürtüseldi ve şeffaf değildi; Temelde duyguları ya da duyguları olup olmadığı konusunda net bir şey yoktu.
Bunu ifade etmedi ya da bahsetmedi; sadece takıntılı davranışları ve çoğu zaman dokunma isteği ona net bir cevap vermiyordu. Ve dün ona boşanma duruşmasının erteleneceğini söylediğinde, bu onu durdurmak istediği anlamına gelmiyordu.
Peki bütün bunlardan ne anlayabilir?
Hiç bir şey! Kafası her zamankinden daha fazla karışmıştı ve şimdi bunu gerçekten düşünmek istemiyordu. Bırakın yolculuktan dönsün, o zaman ne istediğini bilir.
Cemre içini çekerek havaalanından çıktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
