20. BÖLÜM : "EV"

7K 341 52
                                    


Önceki bölüm sonundan alıntı yaparak başlıyorum canlarım :)
 KEYİFLİ OKUMALAR

*************

Kendi fenerimi açmak için çantamı yere koydum,
 karanlıkta oflayarak fermuar aramaya başladım.

"Çok mızmızsın." Yanımdan gelen tok erkek sesiyle çığlık atarak yere düştüm.

"Sen kimsin !" diyerek bağırdım.

Arkamdan gelen ayak sesleriyle rahatlayarak ayağa kalktım , ışık sesin sahibini aydınlattığında kapüşonlu bir çocuğun ağaca yaslanmış bıçağıyla elindeki bir ağaç dalını kazıdığını gördüm. Saçları kahverengiye çalan bir sarıydı.

Işığın gelmesiyle gözlerini kısarak ukala bir gülümsemeyle yüzüme baktı.

"Ben Ronkay." Dedi

Grubumdan tek ses çıkmıyordu. Küçük kızın ağladığını duyar gibi oldum .

"Aydınlık anlamına geliyor. İsmim değişik, tamam ama bu kadar tepki vermene gerek yoktu." Ellerini iki yana açarken bıçak ürpermeme neden oldu.

Kafasını eğerek bakışlarını arkamda bir yere sabitledi. "Gerçi bazı kişilerin hayatına pek aydınlık getirememiş gibiyim." Dedi duygusuz bir sesle.

Bakışlarını takip ederek arkamı döndüğümde Eymen'in oturduğu yerden kalmış olduğunu ve titrediğini gördüm.

Titriyordu. Nöbet geçirircesine dişlerini sıkmıştı dudakları hafif aralıktı. Hırıltılı bir şekilde ağzından nefes alıp veriyordu. İleri bir adım attığında ışığın aydınlattığı dairenin içerisine girdi.

Adım atmak için kendisini zorladığı bariz belli oluyordu.

"Üzerinde hala bu etkiyi yarattığımı bilmiyordum." Diyerek kahkaha attı Ronkay .

Eymen gözlerini Ronkay'a dikerek tamamen ışığın alanına girdiğinde elinde bir parıltı dikkatimi çekti.

Silah...

Eymen ve Ronkay arasında duruyordum ama ikiside sanki ben yokmuşum gibi davranıyordu.

Eymen adımlarını daha net ve sakin atmaya başladığında yavaş bir şekilde silahı Ronkay'a doğru doğrulttu .
Belimde bir baskıyla ileriye itildim. Kuzey beni silahın ve iki erkeğin tehlike sınırları içerisinden çıkarana kadar ileri götürdü.

"Ne halt yiyorsun burada !" Eymen'in sesi ormanda yankılandı. Kendimi bir anda Kuzey'in kollarına sinmiş bir halde buldum. Her zaman olduğu gibi.

Ronkay elindeki bıçağı havalı bir hareket yaparak kapattı ve cebine attı.
Bir adım Eymen'e yaklaşınca silahın namlusu alnına yaslandı, o kollarını göğsünde birleştirerek yandan bir gülümseme yerleştirdi suratına.

"Her zaman ki şeyler dostum." Gözlerini kısarak " Takılıyorum." Son sözcüğünü tuhaf bir ses tonuyla vurguladı.
Eymen silahta bulunan parmakları oynatarak tutuşunu daha da sertleştirdi.
"Silah taşıma huyundan hala vazgeçememişsin." Ronkay'ın her bir hücresinden alay havası yayılıyordu ve bu Eymen'i çileden çıkartıyordu.

"Sana bir daha gözüme görünme dedim. Defol git!" Eymen boşta kalan eliyle Ronkay'ın boğazına yapıştı. Küçük kızın hıçkırıkları sessizliği bozduğu anda Poyraz kızı bırakıp Eymen'e yaklaşarak "Neyin var Eymen?" dedi.
Eymen onu umursamayınca Poyraz omzuna dokundu. Eymen temasla birlikte dönüp silahın kabzasını Poyraz'ın çenesine indirdi.
Ağzımdan çıkan ani çığlıkla öne atıldım. Ama Kuzey gitmeme engel oldu.
Küçük kız korkarak hızlı bir şekilde Poyraz'ın yanında bitti . Kanayan çenesini görünce afallasa da Poyraz'la ilgilenmeye başladı Poyraz ise Eymen'e doğru hamle yapmak için hazırlanırken kız elini tutup bir şeyler söyledi.

"Geçen bir senede Eylem'den öğrendiklerim arasında ne var biliyor musun?" Ronkay çevresinde olup bitenlerden kendini soyutlamış gibiydi.

Eymen'den hırlarcasına bir ses çıktı ve vücudundaki titreme arttı. Silahı tekrar Ronkay'a doğrulttu.

"Silahını hangi durumda kime doğrultursan doğrult..." Ronkay alnına dayanan silahın tetiğine götürdü parmağını, ben Kuzey'in elinden kurtulmak için öne atıldığımda, Ronkay tetiğe bastı kafamı yana çevirip iğrenç sesi bekledim.

Ama hiçbir şey olmadı. Ronkay gülerek "Her zaman boş olduğunu ablan söylemişti." Dedi.

Eymen ağzını açtığı sırada ormanın derinlerinden "Çocuklar!" diye bir ses duyduk. Eymen sesle eş zamanlı olarak silahını beline koydu.

Küçük kız sesin olduğu yöne doğru "Buradayız!" diyerek bağırdı.

Kuzey kollarımdaki ellerini çekti bende kollarımı vücuduma dolayarak Eymen'in yanına doğru yürümeye başladım.

Eymen işaret parmağını uyarırcasına Ronkay'ın göğsüne dayadı ve duyamadığım birkaç söz sarf etti.

Yanına geldiğimi hissetmiş olacak ki parmağını Ronkay'ın üzerinden çekti.

"İyi misin Eymen ?" Konuşana kadar sesimin titrediğini fark etmemiştim .

Eymen soğuk kanlı bir şekilde bana döndü yüzüme yaklaşarak "Sanane!" dedi.

Benim sözlerimle beni vurmasını beklemediğim için bir an afalladım. Eymen yanımdan geçip gidince Ronkay'la ,yeniden, karşı karşıya kaldım.
Ağzından onaylamayan bir ses çıkardıktan sonra bana sinsi bir gülümsemeyle "Hiç düzelmeyecek edepsiz çocuk." Başını yana eğdi " Sevgili misiniz?" dedi.
Sorusunu tamamladığı anda cevap verdim "Hayır. Asla!"
Kafasını birkaç kez salladıktan sonra arkasını dönüp karanlığa karıştı.
Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi bırakarak arkamı döndüm ve Kuzey'in kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana baktığını fark ettim.
Ellerimi iki yana açarak " Bir sorun mu var Kuzey ?" dedim
Suratına alaycı bir gülümseme yerleştirerek "Eymen'le çıktığını söylemiştin ." dedi
"Benim ağzımdan öyle bir şey çıkmadı. " ses tonuma meydan okuyan bir tını yerleştirdim.

Ronkay'ın küçük bir kopyası gibi kafasını sallayarak arkasını döndü ve ileride bulanan küçük ışık kümesine doğru yürüdü.

Karanlık gökyüzüne başımı kaldırarak küçük bir dua yolladım .
'Bu iğrenç günler bir an önce bitsin lütfen.'

DEĞİŞİM [ #Wattys2018 ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin