Beraber odama çıktık. dolapta ne giyeceğime bakıyordum.
Kıyafetlere boş boş baktıktan sonra arkamdaki Oğuz ve Kutay a döndüm.
Mert: dolapta birsürü kıyafet var ama benim öyle biryerde ne gidilebileceği hakkında bi fikrim yok.
Kutay: öyleyse o iş bende.
Dolabın önüne geldi ve kıyafetleri karıştırdı. Sonra aradan seçip çıkardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bunu başka bi kitaptada kullandım ama bundan daha uygun bi resim bulamadım oyüzden bunu koydum iyi gibi?)
Seçtiği şeyleri bana gösterdi.
Kutay: sana yakışacağına adım kadar eminim.
Açıkçası onca bebek kıyafeti gibi kıyafetler arasında böyle birşey çıktığına biraz şaşırdım.
Mert: şimdi denesem mi yinede olmazsa başka birşey aramaya uģraşmayalım yarın.
Kutay: olur.
Kıyafetleri bana uzattı.
Hızlıca üzerimdekileri çıkarıp giydim.
Giyince onlara doğru döndüm.
İkiside hiçbirşey demeden bana kitlenmiş bakıyorlardı.
Onlara arkamı dönüp dolaptaki aynaya baktım ve tekrar onlara döndüm.
Mert: olmuş gibi ama siz beğenmedinizmi?
Oğuz öksürdü ve biraz duruşunu düzeltti.
Oğuz: nadir günler hariç böyle şeyler giymemelisin Mert.
Mert: üf Kutay kötü seçmişsin işte!
Oğuz: çünkü giyersen kendimi tutabileceğimi düşünmüyorum. Bukadar yakışmasını beklemiyordum. Age play tarzı kıyafetlerinle de güzelsin ama bunlar çok daha ayrı Mert.
Bana yaklaştı ve kıyafetlere dokunarak beni süzdü.
Beni yiyecekmiş gibi bakışları vardı ikisininde. Ama oğuzdan istediğim cevabı alamadım.
Mert: güzel mi yani?
Oğuz: güzel demek az kalır.
Boynuma yaklaştı ve öptü. Boynumdan öptüğünden dolayı tuhaf hissettiğim için kıpırdandım.
Kutay da yanıma geldi ve dudağımı öpüp o da çekildi.
Kutay: ben onu bu kıyafetlerle diğer insanların görmesini çok doğru bulmuyorum.
Mert: güzel ise neden görmesinler.
Oğuz: ya diğer insanlarda bizim gibi hissederse? İşte o zaman buna katlanamam.
