Bölüm 18

38 2 0
                                    


Geceden...

Vücudumda agrılar his ediyordum. Gözlerimi açmaya kendimi ne kadar zorlasam da sanki üstlerinde tonlarca yük varmış gibi açamamıştım.

Etraftan sesler geliyordu ama bunların kimin sesi olduğunu anlayacak kadar kendimde değildim.

Elimde bir ağirlik his edince birinin elimi tutduğunu anladım. Tutuşundan bile Barışın olduğunu anlamıştım.

Yeniden gözlerimi açmaya çaba gösterdigimde bu sefer olmuştu. Ama açmamla kapatmam bir saniyemi bile almamıştı.

Oda o kadar ışıklıydıkı kendimi bir an cennetin kapilarında his etmiştim.

" Birisi bu lanet ışıgı kapatsın lan artık" diye söyledigimde etrafdan gülüş sesleri gelmişti.

"Ben burda kaza gecirmisim az kalsın ölüyorum siz gülüyorsunuz öylemi?"
Diye tripli konuştuğumda hepsi tekrar güldüler.

Somurtup dudaklarımı büzdügümde babamın yanıma geldiğini gördüm ama görmezden geldim.

Oda gülmüştü bana..
Bir anda gelib sarılıb saçlarımdan öpünce trip işini kenara atdım. Çünki bu yakışıklı beyfendi beni hemen etkisi altına almıştı.

" Yunan heykeli kurban olduğum" etrafdan yine gülme sesleri gelince bunu dışımdan söyledigimi anladım.

Utancdan başımı babamın gögsune gömüp biraz orda bekledim.
" Hani bendim senin Yunan heykelin?"

Barışın söyledigi ortama bomba gibi düşerken abimlerin kısık sesle küfür etdigini duymuştum.
Meriç abim Barışa yaklaşıb elini omzuna koyub sıkmaya başladı.

" Koçum sen gitsene ne bekliyosun burda bak ben şimdi Yunan heykeline donüştürücem şimdi"

Barışsa buna karsı sırıtıb benim yanımdakı boş sandalyeye oturdu.
" Barişcım sen tabikide benim Yunan heykelimsin ama şunlara baksana abim olmasalardı yürürd-"

Agzım bir el ile kapanınca elin sahibine baktım. Evet bu ikizim Arındı.
Kulağıma egilib fısıldadı.

" İkiz eğer birazda konuşursan abimler üzerine atlayacak gibi bakıyor normal konuş lan" diyip geri çekilince göz devirdim ona.

Bu sakinleştirici bende yan etki yapıyordu. Kaç kere vermeyin desemde sözümü dinletemiyordum ki bunlara.

Aklıma gelen şeyle odada gözlerimi gezdirdim. Odada olmadıgını görünce sırtımı yasladıgım babama döndüm.

" Karan nerede baba?" Tam konuşacaktıki kapının pat diye açılmasi ile yerimden sıçrayacaktım ki kendimi zor tutmuştum.

İçeri gelenin kim olduğuna bile bakamadan bana sarılan kollar ve sonrasındaysa kim olduğunu anlayacagim kokusu geldi burnuma.

Evet Karandı bana ahtapot gibi sarılan. Benden uzaklaşması için itdim ama bir millim bile kıpırdamadı.

Gögüsüm sıkıştıgında konuşma ihtiyacı duydum.Nefes alamıyordum çünki.

" Karan çekil nefes alamıyorum" dedigimde hemen geri çekildi.
" İyimisin güzelim?" Güzelimmi?

Güzelimiydim gerçekten? Neyse ki bunu dışımdan söylememiştim.
İyiyim anlamında kafamı sallamiştım.

Ondan sonra hemen bakışlarım Barışın üstünde durmuştu. Ona baktıgımı anlamiş gibi bana baktıgında konuşmaya başladım.

" Telefonum nerede?" Diye sorunca yüzünde qarip bir ifade oluştu. Bir şey vardı ve söylemiyordu.

KOD ADI: GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin