Soğuk iyice kendini göstermeye başlamış, gecenin karanlığı soğuk ve sisli havaya eşlik ederken bir ses yankılanmıştı. Hızla elindeki feneri çevirdi. Alnından dökülen terler gerginliğinin göstergesiydi. Bu sefer oldukça sık olan ağaçların arasından b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- 16. BÖLÜM -
- TOPRAĞIN ALTINDAKİ NEFES-
🖇️
Komodinde çalan telefon sesiyle gözlerimi açtım. Saat gece yarısını yeni geçmişti. Bu saate kim ve neden arıyordu beni? Telefonu elime aldığımda Arden'in aradığını gördüm. "Efendim" diyerek açtım telefonu.
Arden'in görmeyeceğini bile bile başımı salladım. "Hemen geliyorum."
Yaklaşık 15 dakika sonra Polis karakolunun önüne geldim. Kontağı kapatıp hızla arabadan inip içeriye girdim. Merdivenlerden çıkıp Arden'in odasına ilerledim. Kapısı açıktı ve beni gördüğünde ayağa kalkarak yanıma geldi.
"Douglas seninle konuşmak istiyormuş" dedi bu duruma anlam veremiyormuş gibi.
"Giderim ama bana olayı baştan anlatmanı istiyorum. Nasıl oldu? ne dedi? "
Gülümsedi, içeriye davet etti. "Bilerek olan bir şey olmadığını kaza olduğunu söyledi. Ama cesedin nerede olduğunu söylemiyor. Sen belki söylemesini sağlarsın."
Kazayla mı olmuştu? Kazayla bir başkasını öldürebilir miydi insan? Öldürdükten sonra da kaza diyip geçiştirmemeliydi.
"Nerede? " diye sordum.
"Aşağıda, nezarette"
Başımı sallayarak odadan çıktım. Merdivenleri inerken içimde garip bi his vardı. Carrie dosyasının böyle sonuçlanacağını hiç tahmin edemiyordum. Tamamen kendini ifşa etmişti.
Yanımda bir polis eşliğinde nezaretin siyah demir kapısından geçerek bodruma inen merdivenlerden geçtik.
Son basamaktan indikten sonra onu görebiliyordum. Tam karşıda tahta bankın üzerinde oturuyor, elleriyle başını sıkıştırmış, yere bakıyordu.
"Douglas" diye seslendim geldiğimi fark etmesi için. Hızla başını kaldırdı, demir parmaklıklara doğru yürüdü.
Söylediği ilk cümle "Ben katil değilim" oldu. "Yanlışıkla oldu. Carrie'yi çok severim. Ama o beni yanlış anladı. Eşimi tutsak ettiğimi zannetti. Ben kimseye zarar vermek istemedim. Eşim hasta benim."
"Douglas" dedim yeniden sakince. "Carrie'nin bedenini ne yaptın?"
"Evin orada" dedi birkaç dakika sonra. "Karşıdaki çam ağaçlarının orada ama ben ona zarar vermedim. Gerçekten ben sadece ona gerçekleri anlatmak istedim."