"Öldür Beni"

8 0 0
                                    

"Bile bile kanmak, iyi geliyor hepimize.
Eni konu girdap, çıkarım sandım isteyince.
Yarayamıyorum deli yine kalbim,
Yana yakıla düşüyorum uykuya,
Tam dalıcakken, gelme izinsiz.
Rüyamda bir el, belli belirsiz.
Aynı tarifsiz, buruk his..."

Beyza Arslan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beyza Arslan. Mert Ateş.

-                       5. Bölüm                -

Karnımda bir sızı ile gözlerimi araladığımda pencereden sızan gün ışığı karşılamıştı beni. Gözlerim tamamen açıldığında dün olanlar beynime ok gibi saplanıyorken Mert'in yüzü parça parça geliyordu aklıma. Endişesi gerçekti, düşman bildiği birisi için endişelenmişti.

Biraz daha hareket ettiğimde elimin üzerinde bir el hissetim. Başımı yavaş yavaş yanıma çevirdiğimde gördüğüm suret daha çok şaşırmama sebep olmuştu.

Mert yanımda bedeni bana doğru dönük bir şekilde uyuyordu. Üstelik elimi sıkıca tutmuştu, bir saniye, bende sıkı tutmuştum. Biz el ele tutuşarak uyumuştuk. Peki ama nasıl?

Bana tiksinerek bakan adam ile el ele uyumuştuk.

Yavaşça kımıldandığımda karnımda olan sızı daha çok şiddetlenirken dudaklarımdan "ah" nidası dökülmüştü istemeden.

İrkilerek bakmıştı yüzüme. Sanırım karnımın ağrısı ile elini sıkmış olmam onu uyandırmıştı. "İyimisin?" Uykulu sesi ile yönelttiği soruyla göz göze gelmiştik. Yutkundum ve elimi yavaşça elinden çektim.

"Ben, ben özür dilerim. Uyandırmak istememiştim sadece..." yüzüne baktım o ise avucunu alnıma bastırarak konuyu dağıtmıştı. "Ateşin düşmüş ama ilaçları ve pansumanları aksatmamalıyız. İltihap kapabilir ayrıca bendenin iki gün çok yorgun olabilir uyuşturmadan ameliyat yaptık ve bu her bünyenin kaldırabileceği bir durum değil. Annemler iki gün daha kaldıkları yerde olacaklar bu sürede sana ben bakacağım"

Sözleri samimiydi fakat benimle iyigilenmesini istemiyordum, insan düşmanlaştırdığı kişiye karşı ilgili davranmamalıydı.

"Gerek yok, kendime bakabilirim-" sözümü keserek hafif sesini yükseltti "sana gerek olup olmadığını soracak değilim..." sesinin yüksekliği irkilmeme sebep olurken derin nefes alıp verdi.

"...sözümün ikiletilmesinden hiç hoşlanmam ayrıca kendini bana siper etme saçmalığına karşılık bunları yapmak zorundayım."

kendini bana siper etme saçmalığına karşılık

Gerçekten herşeye bu kadar körmüydü?
Yoksa gerçekten bana olan nefreti gözlerini kör mü ediyordu?

Ay KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin