Annem ve babam ilk tartıştıklarında 5 yaşındaydım. Babam dışarıdan topladığı siniri annemden ve beni korumaya çalıştığı için ablamdan çıkarıyordu.Çok küçük olduğum için onu durdurmam gerektiğinin farkına bile varamıyordum. Ablam neredeyse hiç ağlamaz, beni korkutmak istemezdi. Ağladığın maksimum 1-2 defa görmüştüm, ne olduğunu sorduğumda minik yalanlar uydurup-kedi tırmalaması,yere düşmek vb.- hiçbirzaman gerçeği söylemezdi .
Babamın çalışması ailemizi geçindirmeye yetmediği ve annemde sadece ücretsiz para peşinde olduğu için ablam 10 yaşında çalışmaya başlamıştı. Beni dünyada seven tek insan ablam evde olmadığında annemin bana bağırıp çağırmasını emir vererek birşeyler yaptırmasına boyun eğmek zorunda kalıyordum. 7 yaşımda okula başladığımda zaten kötü olan hayatım dahada kötüye gitmek üzereydi ama bunu bilmiyordum.
Yaptığım tek şeyin okula gidip derslerimi dinleyip eve dönmek olmasına rağmen sırf derslerimde başarılıyım diye okulun zorbalarının radarına girmiştim. Beni bir köşeye sıkıştırıp defterimi suya fırlatıyor, onların dediklerini yapmazsam benim hakkımda yalan şeyler oluşturup tüm okula yayıyorlardı. Bazen şiddet uygulamaya kadar gidebiliyordu. 10 yaşımda hem evden hem okuldan nefret ediyordum.Beni hayata bağlayan ablamın yaşama olan isteği iyice indiğinde ise 12 yaşındaydım
Ablam her gün odasında ağlıyor artık mutlu gibi davranmaya çalışımıyordu. Günden güne zayıflıyor, bırakın beni korumayı kendini bile korumuyordu.Son noktayı koyan ise en yakın arkadaşının ihaneti oldu. Üzgün olduğunda onu herkesten daha iyi teselli eden, derdini anlattığı kişinin tüm sırlarını okula yayması zaten bozulmuş psikolojisinin çökmesine neden oldu. Evde adeta bir ölü gibi geziyordu. Nasıl olduğunu sorduğumda iyiyim diyor gülümsüyordu, sahte bir gülümsemeydi bu.
Bir süre sonra kendi dertlerimle uğraşmaktan ablamı ihmal etmiştim. Sonunda aklıma geldiğimde çok geç olmuştu. Onu bulduğumda binanın en yüksek teras katındaydı. Beni fark ettiğinde yavaşça dönüp bana bakıyordu. Onu yakalamak için koşuyordum o ise bana bakıp gülümsüyordu. Tek dediği şey " Görüşürüz Cayla, ablan olmak güzeldi". Son kez onu inceliyordum. Sarı saçları boynuna kadar geliyordu göz altları çok belirgin gözüküyor ve yüzünde yaralar vardı.Siyah gözlerindeki parıltı söneli çok olmuştu. Kesinlikle iyi gözükmüyordu.
Ben hala ona doğru koşarken o birkaç adım geriye gidip çatıdan kendini aşağı bıraktı. Onun için yapabileceğim hiçbir şey yok, ablam için yapabileceğim birşey yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow Manipulator
FantasyHerşeyin farklı ve daha kötü olduğu bir dünyada kendini savunabilmen için özel güçlere sahip olman gerekir. Bu özel güçlere sahip olmayanlar "Talihsiz" olarak adlandırılır ve talihsizler köle olarak çalıştırılır veya gölgelere yem edilir . Gölgeler...