Yaşamak Ve Ölmek.

17 2 25
                                    

Arkamda sakladığım silahı kimse farketmemişti  bende Meila'yı vurmak zorunda kalmıştım şimdi özel güçlere sahip olan muhafızlar bana silah doğrultmuşlardı ve iyi bi hamle yapmam gerekiyordu ancak ben çoktan kafamda planlanmıştım. Silahı başkanın kafasına dayadım. Bunları çok soğukkanlıkığımı koruyarak yapmam beni bile şaşırmıştı. Eğer ben ve arkadaşlarımı buradan çıkarmazsanız onu öldürürüm"dedim kendime bile soğuk gelen bir sesle. Aaron "Silahlarınızı yere atın" dedi sakince. Muhafızlar silahlarını yere attı. Cris "İletişim araçlarınızda" dedi o biraz paniklemiş gözüküyordu ama yinede dahil oldu.  Tüm herkes bir silah aldığında muhafızları ve başkanı idam odasına kitleyip asansörle aşağı indik. Destek ekibi gelmeden önce gidecek bir yer bulmamız gerekti. "Şehir asla olmaz çünkü büyük bir ihtimalle arama ilanı verilecek ve oradaki insanlar bizi buldukları an söylerler ve heryerde kameralar var tek kamera ve çok insanın olmadığı yer orman"diyorum . Herkes kabul ediyor ve ormanın yolunu tuttuk.

Uzun zamandır yürüyorduk yaklaşık 4 saat olduğunu düşünüyorum. Neredeyse hiç mola vermedik acıktık ve susadık. Bugün yaşanan olay hakkında kimse birşey demedi ancak bunun konuşulması gereken birşey olduğunu herkes biliyordu ve zaten yakında mola vermemiz gerekecekti nasıl olsa o zaman anlatırdım.

Rila "Ormanda çok gölge olmaz mı?" Diye sordu. Lauren "Olsa bile en azından silahımız olduğu için azda olsa yaşama ihtimalimiz var" diye cevapladı. Dürüst olmak gerekirse yine çok yaşayacağımızı düşünmüyorum özel güçlü muhafızlar ve gölgeler bizim peşimize düşecekti ve bizim kendimizi koruyabileceğimiz tek şey silahlardı.

Meila'yı öldürmem konusunda her ne kadar içimde pişmanlık duysamda birinin hayatta kalması için birinin ölmesi lazımdı. Onun için gerçekten üzgün olsam bile kural böyleydi.

Birkaç dakika sonra mola verdiğimizde ormandan bulduğum birkaç tane meyveyi aramızda paylaştırdım ve diğerleri dinlenirken Iris sordu "Anlatacakmısın artık Cayla?"haklıydı onlardan habersiz yaptığım planı öğrenme haklları vardı ancak o planı bende son anda yapmıştım. Başımı salladım ve anlatmaya başladım " Aslında ismim söylenmeden önce bu planı yapmamıştım muhafızlar beni sürükleyerek sehpaya götürürken silahlarını onlara farketmeden aldım ve arkama sakladım daha sonra tek önemli şey çaresiz gibi rol yapmaktı, sonrasını biliyorsunuz zaten" Herkes şaşkınlıkla bakışlarını  bana çevirdi ve Aaron "O kadar güzel rol yapmışsın ki ben bile sana inandım" dedi hayretle gülümsefim ve "Teşekkür ederim" dedim. "Evet ben kırk yıl düşünsem bu planı yapamazdım sen nasıl bu planı yaptın anlamadım" dedi Lauren. Herkes övgü yorumları yaptıktan sonra dinlenmeye çekildik.

1 saat geçtiğinde boğazımın kuruluğuyla uyandım Cris nöbet tuttuğu için uyanıktı diğerleri hala uyuyordu. Cris'e söyledikten sonra su kaynağı aramak için ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladım.Bir muhafızdan aldığım kılıcı cebime koydum. Herhangi bir tehlikeye karşı kendimi savunabilmek için. Aşırı susamıştım midem bulanıyor yediklerimi çıkarmamak için elimden geleni yapıyordum. Dünya güneşin etrafında değil benim etrafımda dönüyordu sanki.Hızlı bir şekilde su bulamazsam bilimcimin kapanması an meselesi olurdu. Burada tek başına bayılmanın tek bir anlamı vardır = ölüm.

Bir çatırtı duyduğumda hemen çalıların arasına saklanıp kılıcımı çıkardım hızlı nefes alış verişlerinden anlaşılıyordu ki bu bir insandı ancak yaralı olmalıydı çünkü arada sırada dudaklarından iniltiler çıkıyordu. Sesinden anlayabileceğim üzere bu bir erkekti en fazla ne yapabilirdi ki hem silahım hem kılıcım vardı ama bizden haberi varsa şikayet edebilirdi. Merakıma yenik düşüp baktığımda, gördüğüm manzara karşısında olduğum yerde dona kaldım.

Shadow ManipulatorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin