İdam Günü

16 1 17
                                    

Herkes aileleriyle son kez görüştükten sonra muhafızlar bizi idam odasına götürmek üzere yeniden aldılar. Yürürken sakin gözüksekte içimizde fırtınalar kopuyordu. Ben ölmek istemiyordum ama yaklaşık 15 dakika sonra ölü olacaktım ve bunu daha öleceğimi hazmedemeden yapacaklardı en hızlı ve en ani bir şekilde.

Muhafızlar iki kapılı bir odanın önünde durduğunda kaderimle yüzleşmek için içeri bir adım attım.Olabildiğince kendinden emin görünmeye çalıştım ve içeri doğru bir adım attığımda burnuma gelen koku ile midem bulandı ve kendimi kusmamak için zor tuttum. Oda yoğun bir şekilde kan ve nem kokuyordu. Büyük ihtimalle yaklaşık 3000 talihsizi öldükleri içindir. Muhafızlar ellerimizi kelepçelerken oda etrafımda dönmeye başladı. Deli gibi korkuyordum ve titriyordum. Herkes bana acıyan bakışlarla bakıyor benin kendilerinden görmüyordu. İdam masasını gördüğümde önünde Meila vardı bir anlık bana bakıp güldüğünü gördüm. Masada 1 silah ve 6 adet mermi vardı. Her birimiz için bir tane.Gözlerim başkanın oturduğu saray koltuğuna baktı. Gözlerimdeki nefret farkedilebilecek kadar büyüktü. İdam yasasını o eklemişti zaten. Eski başkanımız sırf varis olduğu için genç yaşta koltuğa oturmuştu daha 15 yaşındaydı. Ne zaman o öldü ve bu başkan geldi herşey daha kötüye gitti.

Bu başkan ise 16 yaşındaydı ve eski başkanın kardeşiydi. Nasıl aynı aileden iki insan birbirinden bukadar farklı olabiliyordu anlayamıyordum. Başkanın ela acımasız gözleri gözlerimi buldu. Yüzündeki alaycı sırıtış silinene kadar onu yumruklamak
istiyordum. Meila konuşmaya başlayınca dikkat kesilip onu dinlemeye başladım. "Teker teker idam mahkumlarının ismi söylenmeye başlayacak ilk başta Cayla Hope. Yutkundum artık bakmayanlar bile bana bakıyordu.
Kalkmaya yeltendim ancak vücudum hareket etmeyi reddediyordu. Muhafızlar beni sürükleyerek idam sehpasına yerleştirdi. Meila soğukkanlılıkla silaha mermisini yerleştirdi ve geri masanın üstüne koydu. Son sözün nedir Bayan Hope.

Aklımdaki tüm düşünceleri susturdum sadece bir sesin yankılanmasıns izin verdim ."ölmek istemiyorum."




Meila zevk içinde silahın soğuk namlusunu başıma dayadı. Gözlerimi bir daha açmamak üzere kapadım derin bir nefes aldım, verdiğimde ölmüş olacaktım. Ablamla olan tüm anılarım önümden bir perde gibi geçti.
Artık onun için üzülmeme gerek kalmamıştı çünkü zaten birkaç saniye sonra ölmüş olacaktım.
Onu tekrar görüp bu sefer güzel anılar biriktirebilecekdim.Yüzümde küçük bir tebessüm oluştu.
Meila bana okadar yakındı ki parmağını tetiğin üzerinde gezdirdiğini duyabiliyordum.

Tetiği çektiğinde silahın ateşlenme sesi duyuldu ancak ölen ben değildim çünkü tetiği çeken Meila değil bendim.

Shadow ManipulatorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin