medyadaki pınar 40 dakika sanki 40 yılmış gibi geldi. Teneffüs zili çalınca sıradan başımı kaldırdım. Pınarın yanına gidip "dışarı çıkalım mı?" diye sordum. "Tamam" deyince direk kantine gittik. Ama canım birşey istemiyordu. Pınar içecek birşey alınca bahçeye çıktık. Hazır aklımdayken sorayım"pınar bak eğer burakla aranda birşey varsa ve bana anlatmıyorsan fena bozuşuruz haberin olsun" dedim. Pınarsa biraz düşündükten sonra" tamam anlatıcam ama kimseye söylemiyeceksin" dedi bunun üzerine şaşırarak "Aşk olsun ne zaman bana söylediğin sırrı başkasından duydun" aslında şu an trip atmanın tam sırasıydı ama keyfim yoktu. "Ya tamam duymadım anlatıyorum geçen gün burak beni çağırdı bizim evin önünde bekliyormuş seni bir yere götüreceğim dedi bende mecbur kabul etmek zorunda kaldım biliyorsun öncedende hoşlanıyordum. Neyse beni bahçeye götürdü. Minderler vardı ikimizin oturması için çok hoş bir yerdi sonra biraz zorlansada seni seviyorum dedi ben ilk şaşırdım ama bende ona karşılık olarak seni seviyorum dedim " anlattı bir süre sonra ağzım otamatik olarak açıldı."ooo hayırlı olsun kanka" dedim. Oda "sağol canısı" dedi canısı neydi şimdi bulmak için çok uğraşmış mı acaba ben böyle düşünürken ders zili çaldı. Okul bitseydi valla çok rahat davranıcam. Yavaş adımlarla sınıfa girdik dersin on dakikası gitmişti oley istediğimizde buydu zaten, hocadan özür dileyip yerimize geçtik. Yirmi dakika sonra sınıfın kapısı açıldı. Merak etmedim o yüzden bakmamıştım. Herkes ayağı kalkmıştı bende o sırada başımı sıraya gömmüştüm. Bütün sınıfın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Sonra aras ayağıyla ayağıma vurunca anlamayan gözlerle ona baktım gözleriyle sınıfa geleni işaret etmişti. Oraya bakıp müdürü görünce sessizce şimdi boku yedim işte dedim aras duymuş olcakki aynen dedi. Ama müdür aldırış etmeden konuşmaya başlamıştı "evet arkadaşlar bildiğiniz üzere bu yılın bitmesine az kaldı... yani bir yıl bitiyor bizde gezi planladık ve iki gün sonraki antalya gezisine bekliyoruz" dedi. Sınıftan oley, hocam yaşayın gibi sesler geldi. Pınara"gidiyoruz dimi Kanka " dedim. Oda "tabii kızım böyle fırsat kaçar mı" biz böyle konuşurken hoca "tenefüsde konuşursunuz ders işleyeceğiz" dedi. Mecbur hocaya dönüp dersi dinlemeye başladım. Ders notlarım o kadar kötü değildi. Hatta iyiydi ama inek felanda değildim. 85in altında not almamışımdır. Sonunda çıkış zili çalmıştı. Pınarın yanına gidip "alışverişe gidelim mi kanka" dedim tereddütsüz "tabikide kanka" dedi. Tabi önce eve gidip hazırlanmamız gerekiyordu. Saat 16.30 da buluşucaktık. Eve girince ilk iş anneme "anne iki gün sonra antalya gezisi varmış oraya gidebilir miyim" annem "git"dedi umursamaz bir tavırla eğer alışverişe gitmemede böyle derse bir şey olmuş olabilirdi."annecim biz bugün pınarla konuştuk alışverişe gideceğiz" dedim. Annem yine umursamaz bir tavırla ''git'' dedi. Birşey olmuştu. "Anne bir şey mi oldu" dedim endişeyle. Annemse "yok bir şey" dedi. İnanmasam da "tamam" diyip yanından ayrıldım. Ne giysem diye düşünürken kot şortumla askılı bir bluz giyip koluma saat takınca giyinme işi bitti. Çantamın içine annemden aldığım parayla telefonumu koydum ve hazırdım. Kolumdaki saate bakınca saatin 16.15 olduğunu gördüm. Anneme ben çıkıyorum dedikten sonra evden çıktım. Çıkmamla pınarı görmem bir olmuştu. "Hadi seni bekleye bekleye ağaç oldum"dedi acaba cidden geç mi kalmışım diye saate baktım 16.20 ydi daha 10 dakika vardı. "İyide saat 16.20" dedim oysa eminmisin saat 16.35" dedi telefonundaki saati gösterince bende telefonumdaki saate baktım. Ciddi ciddi saat 16.35 di. Neden bu kadar saatleri önemsiyorsak tabi benim gibi dakik bir arkadaşınız varsa önemsiyorsunuz. Kolumdaki saati ayarlayıp yola çıktık. Alışveriş merkezine girince ilk iş mağazaya girmek oldu. Mağazanın yarısı yırtık kotlarla doluydu. Bıktım artık şu kotlardan ya herkesde var Allah Aşkına giymeyin artık ya. Dördüncü mağazadan bir şort, bluz ve gömlek aldım. Pınar ise elbise ,etek eteğin üzerine uyumlu bir bluz almıştı. Kasada parasını ödeyip. Çıktık mayo-bikini satan bir mağazaya girip ikimizde bikini aldık ve o mağazadan da çıktık. Pelin"ben çok acıktım ya" dedi. alışveriş merkezinin en üst katına çıkıp yemek aldık. yemeklerimizi de yedikten sonra bir taksiye binip evlerimize dağıldık. Aldığım kıyafetleri ve dolabımdan bir kaç kıyafeti bavuluma koydum....Niye kapanmıyoki şimdi bu bavul üstünde hopluyordum yaklaşık bir saat mücadelenin ardından kapandı. Tabiki bavul kapandıktan sonra yere düştüm, lütfen yani benden bahsediyoruz hiç düşmezsem olur mu? Olmaz. Saat on iki gibi uyudum.
Gezi günü
"Eylülllllllllllll hadi kalk delirtme insanı"
"Ya pınar bırak uyucam ben sabah sabah" dedim. Pınar insanı sağır ede bilen bir sesle" ne sabahı saat on iki birazdan antalyaya gidicez hadi" bunu demesiyle yatağımdan fırlamam bir olmuştu. Banyoya gittim. Daha dogrusu ışınladım. Duş aldıktan sonra üstüme rahat birşeyler giydim. Bavulumuda alıp evin önündeki servise bindik. Pınar burakla oturucakmış arasda alevle bende arkalarda bir yere oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkımın Aşkı
Literatura Kobiecakankama aşığım o da bir başkasına . Onu kaybetmemek için aşklarının ilerleyişini izlemek zorunda kalıyorum . Onu çok seviyor . Gayette mutlu zaten önemli olan ONUN MUTLULUĞU değil mi ? hayatım saklamak zorunda kaldığım sırlarla doldu . Bağırarak söy...