Eylülün ağzından olacak bu bölüm iyi okumalar.sizlere en içten dileklerimle teşekkür ediyorum ve bayramınızı kutluyorum.
Odaya girip kendimi yatağa attım. Arasa çok kırgınım. Bana inanmadı. Canın nasıl burnumun dibinde olduğunu anlayamadım. Aras kırdı can topladı beni. Hep yanımdaydı. Kapıyı aniden açıp biri girdi içeriye. Dogruldum canı gördüm.
"Keşke tıklasaydın hadi üstümü değiştiriyor falan olsaydım ."
"Belkide... neyse müdür aşağıda bir kaç şey soyleyecekmis hadi inelim. "
Aşağıda tüm okul toplanmış. Bizde kendimize bir yer bulduk. Hoca da konuşmaya başladı.
"Bu kadar tatil yeter bence 2 gün sonra gidiyoruz."
Her taraftan "bize yetmez" "hocam olmadı ki şimdi " "öğrencinin tatili 6 ay olmalıdır " gibisinden sesler çıktı. Bizde canla oflayıp pufladık. Ben tekrardan yukarıya çıkıp eşyalarımı topladım. Pınar tamamen aklımdan çıkmış. Aradım.
"Pınar nerdesin? "
"Eylül"
"Pınar sen ağlıyor musun? Nerdesin söyle hemen gelicem"
"Eylül iyi değilim ben."
"Pınar nerdesin?"
"Bilmiyorum"
"Nasıl bilmiyorsun."
"Ben gelmeye calışıcam"
Dedikten hemen sonra telefonu kapattı. O iyi değil. Ben onun nerde olduğunu bilmemekle kalmayıp yardım edemiyorum. Hemen canın yanına gittim. Onunla birlikte pınarı aramaya başladık. Yaklaşık 1-2 saat aradıktan sonra odaya geldik. Girdiğimizde banyodan gelen hıçkırık seslerini duyduk. Ben hemen içeriye girdim. Pınar suyun altında hıçkırarak ağlıyor. Hemen suyu kapattım. Ona sarıldım.
"Güzelim sana ne oldu?"
"Eylül ben istemedim. Zorladılar."
"Pınar sana kim ne yaptı?"
"Eylül bana tecav..."
Devamını getiremedi. Hemen elleriyle yüzünü kapattı. Onu yalnız bıraktığım için kendimden nefret ediyorum.
"Burak mı?"
"Hayır."
"Pınar düzgünce anlat."
Gözlerini silip devam etti.
"Çarşıda bir kaç işim vardı. Biri yanıma gelip yol tarifi sordu. Bende bilmediğimi söyledim. Sonra her yer karardı. Gözlerimi açtığımda başka yerde ve başka birinin Yanındaydım. Eylül devam etmek istemiyorum."
Saçlarından öptüm.
"Özür dilerim seni koruyamadım.istersen duş almana yardım ederim."
"Yok ben kendim hallederim."
Kapıyı açıp. Koltukta oturan can ın yanına geldim.
"Can pınarı..."
"Devam etme duydum"
"Onu koruyamadım."
Biraz bekledikten sonra pınar geldi. Biraz daha rahatlamış.
"Hiç kimse duymasın lütfen. "
Sarıldım.
"Aramızda"
"Buraktan ayrılmam lazım. Ona bunu yapamam."
"Belki anlatirsan sana yardımcı bile olur."
"Benden iğrensin istemiyorum"
"Sen bilirsin"
Burağa mesaj attı. 5 dakika sonra kapı çaldı. Canla ikimiz aynı anda
"Gel" dedik. Burak içeriye geldi.
"Aşkım bu halin ne ? "
Pınar gözlerini kapattı
"Burak ben ayrılmak istiyorum."
Burağin gözleri doldu.
"Neden"
"Burak git."
Arkasını dönüp odadan çıktı. Pınarın acısını hissediyorum. Dizlerime yattı.
"Eylül saçlarımı okşarmısın?"
Okşamaya başladım.
"Annemde okşardı küçükken . Benim temiz kızım derdi. Ben temiz değilim. Eylül baksana benim tenim başkası gibi kokuyor. "
Ağlamaya başladım. Diğer elimlede ağzımı kapattım. Pınar ağladığımı anlarsa daha çok üzülür. Gözyaşım onun alnına düştü.
"Eylül ağlama. Canım daha çok yanıyor. "
Can dayanamayıp dışarıya çıktı.
"Özür dilerim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkımın Aşkı
ChickLitkankama aşığım o da bir başkasına . Onu kaybetmemek için aşklarının ilerleyişini izlemek zorunda kalıyorum . Onu çok seviyor . Gayette mutlu zaten önemli olan ONUN MUTLULUĞU değil mi ? hayatım saklamak zorunda kaldığım sırlarla doldu . Bağırarak söy...