/11

10 1 22
                                    

Kapıda durmuş bize bakan Kim Taehyung'un kaşlarını çattığını görmem ile Kook'a geri döndüm. Onun da gerildiğini fark etmem uzun sürmedi.

V" Hyesu için endişelenmiştim. Onun için geldim. "

Jk" O iyi. Gördüğün gibi. "

V" Evet Jungkook gördüm iyi olduğunu. "

Aralarındaki gerginliğe son vermeleri gerekiyor bir an önce o yüzden de hemen araya girdim.

" Şey... Tae, teşekkür ederim. Ben iyiyim. Birlikte bir şeyler içelim mi? Ne dersiniz? "

Tae'nin bana baktığında yüzünün yumuşadığını fark edince zar zor gülümsedim.

V" Daha sonra olabilir. Şuan biraz işim var. "

Taehyung odadan çıkıp giderken ben de hemen Kook'a döndüm. Onun da benimle göz göze gelmesi ile yüzünün gülmesi bir oldu.

" Kook... Aranızdaki gerginliğin sebebi... "

Jk" Sen bunu kafana takma sevgilim. Biz onunla hallederiz aramızda. Şimdilik gitmem gerek çalışmalar için. İznin var mı? "

Sevgilimden sonrasını duyamadım ki ben. O kadar güzel söyledi ki bir kez daha doğru bir karar verdigimi anladım.

" Sevgilim... "

Cümleye devam edemeyip kıkırdamaya başladım. Jungkook da utandığımı anlayarak bana sarıldı hemen.

" Sen işlerine bak. Ben de prova yapmaya gideyim. "

Jungkook son kez dudaklarıma uzun ve tutkulu bir öpücük bırakıp odadan çıktı. O çıktıktan sonra biraz daha ses çalışması yapmaya devam ettim. Hatta işi ilerletip bir yandan dans ederken şarkı söylemeye başladım. Ses kontrolümü iyi yapabiliyor olmam lazım.

Kendimi çıkış yapmak için yetersiz görmüyorum. Ses kontrolüm iyi, sesim iyi, dansım iyi. Daha ne yapmam gerekiyor ki?

V" Yanlış notaya çıkıyorsun. "

Tae'nin sesi ile yerimde irkildim. Düşüncelere fazla dalmışım sanırım onun geldiğini bile duymadım.

V" Korkuttuğum için üzgünüm. "

Sorun değil dercesine elimi salladım. O da gülümseyerek koltuğa oturdu. Elindeki kahveyi bana uzatıp yanına gelmemi bekledi.

" Teşekkür ederim Tae. "

Elinden kahveyi alıp karşısına oturdum.

V" Bu çıkış işine epey üzülmüş gibisin. Çalışmaya devam et. Yeteneğini göreceklerine eminim. "

" Ben de öyle olmasını umuyorum Tae. Eksik olduğum bir şey yok gibi görünüyor çünkü. "

Ayağa kalkıp mikrofonu aldım. Yine aynı şekilde hem söyleyip hem dans ediyordum. Ama hiç tahmin etmediğim bir şey vardı. Mikrofonun kablosuna takılıp düşeceğim sırada kolumdan ve belimden tutup düşmemi engelleyen Tae'ye baktım.

V" Dikkat et. "

Ben alelacele ondan kurtulup kalkmaya çalışırken kabloya daha da dolandığımı fark etmemiştim bile. Ve kendim dolanırken Tae'yi dolamışım.

V" Hyesu... Dur... Düşeceğiz şimdi. "

Cümlesini bitirmesi ile de dediği gibi yere düşmemiz bir oldu. Bana zarar gelmemesi için Tae anlık bir refleks ile beni üste alıp kendisi altta kalıp beni korumuş oldu. Yerden destek alarak ona temas etmemeye çalışsam da kabloya öyle bir dolanmışız ki kıpırdayamıyoruz bile.

Tae ile göz göze ve üst üsteyiz şuan. Umarım biri görmez bu durumu diyecektim ki... Tabi ki istediğim bir şey olur mu? Kapının açılması ile kafamı kaldırdım zar zor.

Jungkook'un dehşete düşmüş gözlerini görünce ben de yıkıldım o an. Tae de yüz ifademden anlamıştı.

V" Kook... Düşündüğün gibi bir durum değil. Bize yardım eder misin? Kablolara dolandık. "

Jungkook bir şey söylemeden yanımıza koştu. Bense onun yüzüne nasıl bakacağımı nasıl açıklama yapacağını düşünüyordum.

Jungkook hızlı bir şekilde kabloları çözdüğünde belimden destekleyerek beni kaldırdı. Daha sonra da Tae'ye uzattı elini. Onu da ayağa kaldırdıktan sonra ikimize de baktı.

V" Böyle yapma... Onu üzüyorsun. "

Beni göstererek söylediği şeyden sonra Kook bana döndü. Daha sonra da hiçbir şey söylemeden çıkıp gitti. Tae peşinden gitmeye yeltendiğinde onu durdurdum.

" Ben gitsem daha iyi olur gibi. "

V" Özür dilerim Hyesu. Eğer kötüye gidecek olursa haber ver. Ona ben açıklama yapabilirim. "

Başımı sallayarak odadan çıktım. Kook'un nereye gittiğini iyi bildiğim için başka bir yere uğramadan doğruca odasına gittim. Ve tahmin ettiğim gibi buradaydı. Kapının kilidini çevirdiğimde dahi bana dönmemişti. Pencerden öylece dışarıyı izliyordu.

" Kook... "

Bana dönmemeye kararlı anlaşılan. Gidip arkasından sarıldım sıkıca.

"Açıklamama izin verir misin? "

Jungkook bir anda beni döndürüp pencereye yasladığında şaşkınlıkla gözlerine baktım. Gözlerinde öfke vardı ama farklı bir şey daha hissediyordum. Öfkesi tamamen bana değilmiş gibi bir his.

Boynumdan tutup dudaklarımızı birleştirdi hızlıca. Hiçbir şey söylememe dahi izin vermeden şehvetle öpmeye devam etti. Eliyse tenimi tanımak ister gibi geziniyordu. Sert ve sabırsız davranıyordu. Dudaklarımdan boynuma ardından tekrardan dudaklarıma yöneliyordu. Hızlı bir hareketle beni kucağına alıp duvara yasladı. Bacaklarımın arasında hissettiğim şeyin ne olduğunu anlamam ile tüm bedenimi sıcak bastı. Jungkook ise hiç durmayı düşünmüyor gibi. Koltuğa yatırıp üzerime çıktığında onu nasıl durduracağımı şaşırmıştım. Elleri tenimde ilerlerken aşağı doğru indiğini hissetmem ile onu ittirdim. Ne yaptığının farkına varması gerekiyordu.

Jungkook benden ayrılıp gözlerime baktı. Ona karşı öfkeliydim. Ondan özür dilemeye gelmiştim olayları anlatmaya. Ancak o...

Jk" Hyesu... "

" Üzerimden kalk! "

Jk" Özür dilerim. "

" Jungkook... Üzerimden kalk! "

Jungkook eli ayağına dolaşmış şekilde üzerimden kalktı. Benim de kalkamama yardım etmek istese de ona izin vermedim. Kalkıp gidecekken elimden tutup durdurdu.

Jk" Seni kaybetmekten çok korkuyorum Hyesu. Uzun zamandır seninle olmak için uğraşıyorum ve... Seni bu kadar çabuk kaybedemem. İzin veremem. "

" Benim senden vazgeçtiğim yok Kook. Ama bir daha istemediğim bir şey yaparsan geleceğimiz için tedirginlik duyman gerekebilir. "

Üzerimi düzeltip odadan çıktım. Daha fazla konuşmasak ikimiz için de daha iyi olacaktı.

Merhaba stajyer (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin