düşünsenize deprem oluyor ve eviniz bu deprem yüzünden ters bir şekil alıyor, anlarsınız ya. âşık olursun ve bütün hayatın değişirmiş gibi.
[ soukoku ]
düz yazı, texting, for her.
221122, jazmyn white.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
komşu kapıyı çalıyordu evet ama kimse onu içeri alamazdı.
★ ★ ★
"Birinci dersi zaten çoktan kaçırdık."
Dazainin kocaman villa turundan sonra okula gelmiştik ve kafetaryada oturup Atsushinin mızıldanmalarını dinliyorduk.
Derse geciktiğimiz için burada oturmaya karar vermiştik ancak oturduğumuzdan beri şu bacağımı bir türlü sallamayı bırakamıyordum.
"Chuuya, gömleğindeki kırmızı leke ne?"
Atsushinin sesiyle ayağımı otomatik durdurmuş ve birbirine kenetlediğim ellerimi ayırıp boğazımı kapatmıştım.
"Benim gitmem gerek. Bulmam gereken birisi var." deyip kalkarken Atsushinin tekrar ettiği başka bir soruyla yerimde donmuştum.
"Kan mı? Yaralandın mı? Düştün mü?"
"Kahvaltıda çilek reçeli üzerime döküldü."
"Boynuna dökmeyi nasıl başardın?"
Gözlerim büyüdüğünde ağzım açık vaziyette kalmıştım. Kafetarya boştu ve bu boşluk hissi şu an fazla rahatsızedici bir hâl almıştı.
Tam o sırada Akutagawayla göz göze geldim.
"Atsushi, bana mendil verir misin?"
Mendil mi? Ne yapacaktı onu?
İlk benim gibi anlayamadığına dair bakışlar atmış sonra gözleri büyüdüğünde çantasını kucağına almıştı beyaz saçları dalgalanırken.
"Al, Chuu."
Uzattığı eli ve yüzüne yayılan gülümsemesiyle jeton düşmüştü. İzin verseler orada oturup ağlardım. Zaten Shujiyi bulma heyecanıyla babam geldiğinde duygularımı bastırmaya çalışmıştım.
"Öğrenci kayıt dosyaları müdür yardımcısının önündeki odada."
Mendili aldıktan sonra başımı olumlu anlamda sallayıp hızlı adımlarla kafetaryanın çıkış kapısına yöneldim.
Müdürün odası ikinci kattaydı, dolayısıyla ikinci kata çıkmam gerekiyordu.
Merdivenlere yöneldiğimde çocuğun birinin bana çarpmasıyla arkaya döndüm.
"Önüne baksana."
Nefessiz şekilde bir elindeki kameraya bir de bana bakıp gülmüştü.
"Sevgilin intihar ediyor sen burada ne yapıyorsun?"
ne?
sevgilim?
"Neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim-"
"Chuuya!"
Arkamdan seslenen Akutagawa ve çoktan bana yetişip elimi tutan Atsushiyle bana çarpan çocuk okulun bahçeye çıkan kapısına yönelmişti.
