trajikomik bir kaza.

41 13 13
                                    

"merhaba yoshiko!"

"merhaba wade!"

bilgisayardaki filmi duraklatıp, masadan kalkarken ayağım yerdeki "suç ve ceza"ya çarpınca yere düşüşüm roskanilkovun baltasının gazabına uğratmıştı beni. "hayat yüzüme gülmüyor anasını satayım!" diye bağırdıktan sonra odanın dağınıklığı şu bir ayda ilk kez gözüme çarpıyordu.

bahtsızdım.

odasakunun cenaze töreninden sonra dışarı çıkmamıştım. bu odadan dışarı adım bile atmamıştım. ne hoş ki, evim sadece bu odadan, ve içerisini hamam böcekleri, örümceklerin kiraladığı lavabodan ibaretti.

ailemden kalan tek şeydi bu bana.

bir tek ryunosukenin kapının önüne bıraktığı yemek kutuları ve meyve sularını çok zor durumda kaldıkça alıyordum. ölüme istekliydim, ama kucağımda can veren meleğin "yaşa!" vaatini, geri çeviremedim.

telefon titremese asla o çukurdan çıkamayacak ve lanet soğuk zeminde kıvrılıp kalacaktım.

sms

ryunosuke
osamu san?

yemek paketlerini
aldınız mı?

osamu san
aldım

ryunosuke
peki, daha
nasılsınız?

osamu san
yaşıyorum, aku

ryunosuke
OSAMU SAN

SİZİ ÇOK ÖZLEDİM

NEDEN ÇIKMIYORSUNUZ
Kİ DIŞARI?????

HERKES ÖZLEDİ SİZİ

osamu san
atsushi?

ryunosuke
LÜTFEN ÇIKMAYACAKSANIZ
BİLE SİZE SÖYLEDİĞİM
UYGULAMAYI YÜKLEYİN

LÜTFEN BİRİLERİYLE
KONUŞUN OSAMU SAN

osamu san
tamam

capslocku kapat

ryunosuke
xgshHSYS&*&&"&_

affedersiniz,
osamu san

atsushi işte,
biliyorsunuz

telefonu elinden
zorla aldım

osamu san
anladım

ryunosuke
lütfen, kendinize
iyi bakın

bir şeye ihtiyacınız
olursa çekinmeden
hemen söyleyin bana

osamu san
sağ ol, aku.

akunun attığı linkle bakışıyordum bir saattir. yüklesem ve yüklemesem diye kafamın içi iki yere ayrılmıştı ve kendince sebepler sunuyordu.

odasakuyu kaybettikten sonra, pessimist tarafım yine ağırlaşmış ve kendime kapanmıştım. elbet bir gün son bulacaktı bu ızdırap, ama artık sabredemiyordum.

her şey üstüste geliyordu ve bunlar benim nefesimi adeta bir bıçak gibi kesiyordu.

keşke damarlarımda bir bıçak tarafından işgal edilse.

bilgisayarda duraklattığım filme baktım. ekranda gördüğüm deadpool ile aklıma onun sözleri dolmuştu.

"her birimiz sırtımızda geçmişten kalma yük taşırız. yaşamanın gereği de budur."

acaba deadpool gibi ölümsüz bir canavar olsaydım, pes mi ederdim, yoksa vanessa için sürekli bir şekilde deadpool gibi savaşır mıydım?

"ne trajikomik bir düşünce."

gülmüştüm. benim vanessa'm yok.

işte beni parazit gibi beynimin içine yerleşerek zehirleyen bunca düşünce arasında ne ara play store'da uygulamanın indiriminin tamamlandığını anlamamıştım. parmak kazası.

thenbhdHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin