1.bölüm:Erkin

4.3K 171 43
                                    

Evet canlarım yeni kitabım ile karşınızdayım.

Uzun soluklu bir kitap olacak inşallah.
Diğer kitaplarıma verdiğiniz desteği bu kitabıma da verirseniz çok sevinirim bebeklerim.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🥰

Şimdilik hepinize iyi okumalar 😘

*******

Yazardan:

Erkin sabah erkenden uyanmış okula gitmek için hazırlanmıştı.
Hazır olduğunda odadan çıkıp mutfağa doğru ilerlemişti.

Tabi bu sırada salonda sızmış babasını görünce duraksamıştı.
Kim bilir ne kadar içki içmiş ve sarhoş olmuştu.

Erkin her sabah bu manzarayla karşı karşıya geliyordu.
Babası tarafından sevilmeyen çocuk olduğu için içmesine engel de olamıyordu.
Çünkü babası onu hiç dinlemezdi.

Annesi varken hayat o kadar da zor değildi aslında.
Her zaman onu koruyan ve kollayan biri vardı.
Ta ki annesi erkin 10 yaşındayken ölene kadar.
İşte o zaman Erkin'in hayatla mücadelesi başlamıştı.

Küçük erkini babası oldum olası hiç sevmezdi.
Bir gün hasta olup hastaneye gittiklerinde doktor Erkin'in çift cinsiyetli olduğunu söyleyince babasının sevmemesi bu sefer de nefrete ve öfkeye dönüşmüştü.
Her fırsatta küçük çocuğu dövüp, aşağılıyordu.

Annesi Suna oğlunun bu durumunu bir mucize olarak nitelendirirken, babası tam tersi oğlunu lanetli bir çocuk olduğunu söylemişti.

O günden sonra tek oğlu emir olmuştu.
En ufak şeyde bile erkini ezmeyi ve ağşalamayı ihmal etmiyordu.
Abisi emir ne kadar kardeşini korumaya çalışsa da elinden çokta bir şey gelmiyordu.

Erkin babası kendine ne kadar kötülük yapsa da yinede babasını çok seviyordu.
Sonuçta babasıydı.
Kızsa da dövse de haklıdır diye düşünüyordu.

Aslında o da biliyordu babasının hata yaptığını. Ama bir umut belki kendisini yine severdi.
Canım oğlum diye sarılırdı.
Başını okşardı.
Ne yazık ki bu düşündüklerinin gerçekleşmesi bir mucize olurdu.

Erkin daha fazla babasına bakmayıp mutfağa girmişti.
Evet okula gitmesine rağmen babası tüm işlerini yaptırmadan okula göndermiyordu.

Eğer sözünden çıkarsa okula gitmesine hayatta izin vermezdi çünkü.
Erkin de el mahkum babasının tüm isteklerini yaptıyordu.

Babasına göre erkin kız gibi olduğu için ev işlerini yapması daha doğruymuş.
Gerçekten de kızlardan daha güzel bir çocuktu erkin.

1,68 boyu, masmavi gözleri, kumral saçları, kırmızı dolgun dudakları, pürüzsüz beyaz teniyle okulda tüm kızların kıskandığı bir çocuktu.

Ama erkin böyle bir çocuk olmak istemiyordu.
Çünkü o kız gibi göründükçe babası ondan daha çok nefret edecekti.
Onun için herkesten çok babasını ne düşündüğü daha önemliydi.

Az sonra arkasında babasını sert ve nefret dolu sesini duymuştu.

"Lan sıçan daha hazır değil mi kahvaltı?
Masadakiler beni bekliyor."

"Hazır baba."

"Lan ben sana demedim mi bana baba deme diye.
İlah ki seni eşek sudan gelene kadar döveyim mi?
Hiç mi akıllanmıyorsun sen.
Dışarda insanların yanında sakın baba deme bana. Rezil edersin beni yoksa."

Erkin korka korka cevap vermişti.

"Ş-ey özür dilerim."

"Çekil şurdan. Çayımı doldur."

Erkin hemen babasının çayını doldurmuştu.
Babası kahvaltısını yaparken o sadece bir köşede babasının kahvaltı yapmasını bekliyordu.
Babası kadir asla Erkin'in kendi sofrasında oturmasına izin vermezdi.
Her zaman kendisinden sonra kahvaltısını yapardı.

Erkin bu sefer susmayıp babasını uyarma amaçlı konuşmaya başlamıştı.

"Şey baba yine kumar oynamaya mı gideceksin?"

"Sana ne lan velet."

Erkin çenesini tutamayıp konuşmaya devam etmişti.

"Ama yaptığın hiç doğru değil. Çok günah kumar oynamak.
Hem daha ödemediğin çok borcun var.
Alacaklılar sürekli para istiyor senden.
Abimin kazandığı para hep kumara gidiyor."

Kadir oğlunun bilmiş bilmiş konuşmasına daha fazla dayanamayıp masadan aniden kalkmıştı.

Erkin şimdi ayvayı yediğini anlamıştı.
Kadir bey erkini tuttuğu gibi duvara yapıştırmıştı.

"Ihhh."

"Sen kimsin lan bana akıl veriyorsun."

Bir kez daha tutup Erkin'in sırtını duvara yapıştırmıştı.

"Ahhh ba-ba canımı yakıyorsun."

"Hak ediyorsun sen velet.
Sen kimsin de benim işlerime burnunu sokuyorsun."

Bu sefer de erkine tokat atmıştı.
Islaklıktan dudağının patladığını anlamıştı.
Boş durmayıp bu sefer de Erkin'in boynunu sıkmaya başlamıştı.

Emir mutfaktan gelen bağırışlarla uyanmıştı.
Gece geç geldiği için öğlene doğru uyanıyordu.
Ama belli ki evde yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.

Mutfağa girdiğinde babasının Erkin'in boğazına yapıştığını görmüştü.
Hemen koşup babasını geri çekmişti.

"Baba ne yapıyorsun sen?"

Babasının ellerinden kurtulan erkin derin derin nefes almaya başlamıştı.

"Allah aşkına baba ne yapıyorsun çocuğa. Biraz daha geç gelsem erkini boğacaktın. Çocuğun astımı var zaten.
Ya yine astımını tetikleseydin."

"Hak ediyor senin bu kardeşin. Bu ona güzel bir ders olsun.
Bundan sonra bana karışmak ne demekmiş görsün. Hastalıklı ucube."

Emin babasını bırakıp yerde göz yaşı döken kardeşine sarılmıştı.
Erkin de hemen kollarını abisinin beline sarmıştı.

"Geçti güzelim. Ağlama kurban olduğum."

Kardeşinin başına bir öpücük kondurup kendine daha fazla çekmişti.
Babası ne kadar erkini sevmiyorsa, emir de bir o kadar kardeşine bağlıydı.

O kendisine annesinin emanetiydi.
Ne pahasına olursa olsun onu koruyacağına söz vermişti.

"Ehhh ne haliniz varsa görün be. Ben gidiyorum."

Babası o sinirle evin kapısını çekip dışarı çıkmıştı.
İki kardeşte bir birlerine bakıp sarılmaya devam etmişlerdi.
Bakalım erkini daha neler bekliyordu.
Haystın ona neler getireceğini okuyup göreceğiz.

*****

Evet bebeklerim umarım yeni kitabımı beğenmişsinizdir.

Bu arada karekterleri nasıl buldunuz?
Erkin üzümlü kekim😥
Kadire istediğiniz kadar sövebilirsiniz🤭

Umarım bu kitabıma da desteklerinizi eksik etmezsiniz

Takip edin canlar emira454

Erkin (BxB)(Gerçek Ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin