Gentelman-Chapter-10

15 5 0
                                    

Atölyeye girdim.Dersler bitmişti yani istediğim kadar burada durabilirdim.Bir hafta kadar önce Bakugou ve Todoroki ile birlikte çıkıp duvarı çizmek için boya almıştık.Yarın hafta sonu olduğu için bugün çizmeye başlamak istiyordum.

Boya çantasını bir kenara koydum ve kapıyı kapattım.Telefonumu şarja taktıktan sonra güzel bir şarkı seçmeye çalıştım.Güzel bir tane bulduktan sonra-ki bu yaklaşık 2 dakika sürmüştü-Çöp kutusunu önüme çekip elime falçatamı aldım.Hayır intihar etmeye falan çalışmıyorum kalemlerin ucunu açacağım.

Birkaç tanesinin ucu istedigim gibi olduğunda bir süre duvarla bakıştım.Gözüm Bakugou'nun Batman cizmemi istediği yere takıldı.Taslak hazırlamayı düşündüm ama o varken yapmak daha mantıklı olurdu.Tahminimce şu an yurda gitmişti bile.Gözümü oradan ayırıp işimi yapmaya başladım.

_____________________

Tadashi yurda dönmedi hala.Bu kız sürekli öğün atlamak zorunda mıydı?Neredeyse hiçbir zaman yemeğe gelmiyordu.Belki dönmüştür de görmemişimdir diye kapısını çalacaktım ki Todoroki konuştu.

"Tadashi-san'ı mı arıyorsun?"

"Sanane bundan?"

Kafasını eğdi.

"Onu arıyorsan atölyede hala diyecektim."

Dedi ve kendi odasının olduğu kata doğru çıkmaya başladı.Peşinden baktıktan sonra bende aşağıya indim.
Sınıfın çoğunluğu buradaydı.Kimseye hesap vermek istemiyorum bu yüzden hızlı ve sessizce dışarı çıktım.Güneş batmaya başlamıştı.

Okul binasına gitmeden önce okulun hemen dışındaki küçük markete gittim ve atıştırmalık bir şeyler aldım.Harçlığı harcayacak pek bir yer yoktu zaten benim için.Bu yüzden sorun olmuyordu.
Geri dönüp binaya girdiğimde hızla atölyenin olduğu kata çıktım.Kalının önüne geldiğimde içeriden gelen müzik ve şarkı söyleyen Tadashi'nin sesini duydum.

Sesi huzur vericiydi.

Yavaşça kapıyı tıklattım.Bunu yaptığım anda sesler kesildi.İçeri girdim.

Yerde oturmuş elindeki kalemle duvara bir şeyler çiziyordu.Protezini çıkarıp bir kenara koymuştu.Gün batımı odanın içerisini tutuncumsu sarı bir renkle doldurmuştu.Tam olarak önünde duruyordu pencerenin.

"Bakugou?Ne işin var burda?"

"Sürekli öğün atladığından dolayı ölme riski olan bir baş belasına yemek getirdim."

Elimdeki poşeti kaldırıp masanın üzerine koydum.Kenardan bir sandalye çekip ters bir şekilde oturdum.

Kıkırdadı.

"Şu sıralar çok centilmensin hm?Kafana güneş falan geçmedi değil mi?"

Göz devirdim.

"Ben her zaman centilmendim.Sadece bunu göstermeye değecek insanlar yoktu."

"Sence ben değiyor muyum?"

"Bir düşünmem lazım."

Elini çenesine koydum ve biraz öyle durdum.Sonraysa ellerini kaldırdım.

"Emin olamıyorum."

"Neyseki düşünmek için çok zamanın var."

Hızlı bir hareketle ayağa kalktı.Eskiden dimdik duran Tadashi su an duvara tutunmadan yürüyemiyordu.Kaşlarımı çattım.Onu bu halde görmek tuhaf hissettiriyordu.Yanımdaki sandalyeye oturdu.Getirdiğim poşeti alıp karıştırmaya başladı.

"Cidden kahramansın sen."

Dedi yüzünde bir gülümsemeyle poşetten aldığı içecek ve onigiriyi tutarken.

"Madem o kadar acıkmıştın neden gelip yemiyorsun?"

Elindekilere açtı ve içecekten bir yudum aldı.

"Yürümek çok zahmetli."

"Hmm."

Sessizce mırıldandım.Oysa dönüp bana baktı.Yuzundeki gülümseme soldu yavaşça.

"Normalde olsa ilk ben giderdim değil mi?"

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.Acıyla karışık bir üzüntü vardı yüzünde.Hasret de diyebilirim.Dudakları gülümsüyordu fakat gözleri çok daha farklıydı.

"Her neyse.Zamanı geri alamayız ya."

Derince iç çekip yemeğine geri döndü.Ayağa kalkıp pencerenin önüne geçtim.Neredeyse batmış olan güneşe baktım.Aniden gelen bildirim sesiyle irkildim.Kafamı çevirip baktığımda Tadashi'nin telefonu olduğunu gördüm.

"Telefonu getirsene."

Dedi emreder bir şekilde.Telefonu elime aldım ve yanına gittim.Telefonu uzattım ona.Tam alırken geri çektim ve sırıttım.

"Telefonu getirsene hm?"

Kaşlarını çattı ve telefona uzanmaya çalıştı.

"Ya versene şunu."

"Hayır?"

Biraz daha uzandı.Her denediginde elimi kaçırıyordum.İyice sinirlendiğinde kahkaha attım.

"Çok komik görünüyorsun."

"Sende çok gıcık görünüyorsun."

"Lütfen Bakugou-sama' dersen veririm."

"İmkanı yok!"

"Sen bilirsin."

Dedim ve ayağa kalktım.Telefonu hala havada tutuyordum.Masadan destek alarak ayağa kalktı ve duvara yaslanıp önümde durdu.Hala uzanmaya çalışıyordu.

"Ya!Bakugou versene şunu bana yeter!"

"Ben çok eğleniyorum ama."

Gülerken söyledim.Şu an sinirden köpürüyordu.Bu hali cidden çok komikti.Bir süre kolunu indirip bana baktı.Ani bir hareketle üzerime atladığında dengemi kaybedip sırt üstü pufların üzerine düştüm.Oysa üzerimdeydi.Hızla uzanıp telefonu aldı.

"İşte böyle alırlar haha!"

O telefonu aldığında elimi bile kıpırdatmadım.Üzerimde otururken çok şey görünüyordu...

_______________________________________





ŞİMDİYE KADARKİ EN UZUN BÖLÜM BUYDU VE BEN BU SEFER NPC GİBİ OY DİLENMİCEM.

YAZİYORUM O KADAR OY VERİN AMK  (Şaka 😭❤️)

WOUND-Katsuki BakugouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin