Jake sonunda biraz olsun kafasını dağıtabileceği tek aktivite sayesinde nefes alabilmişti. Bugün futbol maçları vardı, bu onun için hem bir kaçış hem de bir tutku anlamına geliyordu. Takım olarak sabahın erken saatlerinde yola çıkmış, şehrin dışındaki büyük stada doğru ilerlemişlerdi. Yolda, aklını meşgul eden düşünceleri bir kenara bırakması gerektiğini kendine defalarca hatırlatmıştı. Özellikle de takımın kaptanı olarak, hem fiziksel hem de zihinsel olarak yüzde yüzünü sahaya koyması gerektiğini biliyordu. Her ne kadar bu kolay olmasa da, bu maç onun için bir sınav niteliğindeydi.
Stada vardıklarında, takım soyunma odasına çekildi. Maç öncesi hazırlıklar yapılıyor, futbolcular ısınmadan önce birkaç dakika sakinleşip odaklanmaya çalışıyorlardı. Jake ise bir köşede oturmuş, başını ellerinin arasına alarak derin nefesler alıyordu. Her şeyin üstesinden gelmek için kendine zaman tanımaya çalışıyordu, ama zihni hâlâ huzursuzdu.
Tam bu sırada, telefonuna gelen bir bildirim sesi ile Jake refleks olarak telefonunu eline aldı. Ekranda beliren ismi görünce kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı: Sunghoon. Onun adını görmek, kalbinde derin bir yankı uyandırdı. Mesajın ne olduğunu bilmese bile, gelen birkaç kelimenin bile bütün gününü değiştirme potansiyeline sahip olduğunu hissediyordu.
Buz Prensim:
Jake selam
Jake:
Selam
Buz Prensim:
Ben maçında başarılar dilemek için yazmıştım
Kazanacağınıza eminim
Ve kendine dikkat et lütfen sakatlanma
Jake:
Teşekkür ederim
Merak etme dikkat edeceğim
Yazdığın için çok teşekkür ederim çok daha motive olacağım
Buz Prensim:
Rica ederim
Başarılar ⚽️
Jake, Sunghoon'la yaptığı konuşmanın ardından, her ne kadar ciddi de olsa, içini kaplayan huzurla doldu. Sunghoon'un ona yazması, onun kaygılarını hafifletmiş, Jake'in yüzüne bir gülümseme kondurmuştu. Bu pozitif enerjiyle hızla kendini toparladı ve sahaya adımını attı. Sahaya çıktığında zihni berrak, kalbi ise gümbür gümbür atıyordu.
Maç başladığında Jake, topa her dokunuşunda hissettiği özgüvenle hareket etti. Maçın atmosferi, taraftarların coşkulu tezahüratları ve takım arkadaşlarının uyumlu paslaşmaları, onun oyununa da yansıdı. Maç boyunca tüm yeteneklerini sergiledi ve takımı, rakibine karşı sağlam bir performans sergileyerek 2-1'lik bir galibiyet elde etti. Bu zaferin parlayan yıldızı ise Jake'ti; attığı gol, hem takım arkadaşlarının hem de taraftarların büyük bir coşkuyla kutladığı anlardan biri oldu.
Maç bitiminde takım arkadaşlarıyla zaferin keyfini çıkardıktan sonra soyunma odasında üzerindeki teri atıp temizlenirken, zihni hâlâ Sunghoon'la yaptığı konuşmadaydı. Kazandıkları maçın mutluluğu, Sunghoon'la arasındaki bu gelişmelerle birleşince Jake'in keyfi tavan yapmıştı.
Stattan ayrılmaya hazırlanırken, takım olarak otobüse binip geri dönmek üzere yola çıktılar. Otobüsün rahat koltuğuna yerleştiğinde, Jake'in aklına telefonunu uzun süredir eline almadığı geldi. Merakla telefonunu açtı ve ekranında Sunghoon'dan ve birkaç arkadaşından gelen mesajları gördü. Gözleri hızla Sunghoon'un adını aradı ve sohbete daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side by Side - JakeHoon
Teen FictionJake ve Sunghoon, anaokulunda başlayan dostluklarını aşka dönüştüren bir hikayede, birlikte büyüyerek gerçek sevginin ve aile olmanın anlamını keşfediyorlar.