Felix, Jisung'u arayarak onları fazla endişelendirmeden, durumu dikkatlice açıklamış ve en kısa sürede eve gelmelerini rica etmişti. Telefonun diğer ucundaki Jisung, bir an bile tereddüt etmeden Minho'ya dönmüş, gözleri endişeyle parlayarak telaşla harekete geçmişlerdi. Bir an önce eve varma isteğiyle hızla adımlarını atmış, kalpleri göğüs kafeslerinde çarparken kapıyı açmışlardı.
Eve adım attıkları anda, içlerinde büyüyen kaygı ile hemen Sunghoon'un odasına yönelmişlerdi. Arkalarından gelen Felix'in "Uyuyor" uyarısı ile adımlarını daha dikkatli atarak sessizce kapıyı araladılar. Odanın karanlığına karışan Jake'in hafifçe kalkan başı, odadaki sessizliği bölmüştü. Jisung ve Minho'yu görünce yüzünde beliren yorgun ama içten bir gülümseme, odanın ağır havasını bir nebze olsun hafifletmişti.
Jisung ve Minho'nun odadan çıkmasının ardından, Jake de sevgilisinin yanından nazikçe doğrulmuş, bir süre ona sevgiyle bakmıştı. Yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurmuş, üzerini dikkatlice örtmüştü. Ardından, o da sessiz adımlarla odadan çıkıp salona geçmek üzere kapıyı ardında usulca kapatmıştı.
Salondaki hava gerginlikle doluydu. Jake endişeli ebeveynlerin yanına vardığında, Jisung'un yüzü korkuyla solgunlaşmıştı. Jake'in Sunghoon'u bulduğu haliyle ilgili aklında dönüp duran görüntüleri ve bugün yaşananları anlatırken sesi titriyordu. Uzun süredir kendini tutmaya çalışsa da, haberi aldığından beri gözyaşlarını zorla içinde tutan Jisung ise, nihayet daha fazla dayanamayarak ağlamaya başladı. Yanında oturan Felix, arkadaşının bu anına şahit olunca tereddüt etmeden kolunu Jisung'un omzuna atıp onu teselli etmeye çalıştı, sıkıca sarıldı.
Minho ise adeta patlamak üzereydi. Sinirden yerinde duramıyor, bir o yana bir bu yana adımlar atıyordu. Eşinin gözyaşları da ona katılınca, bu onu daha da öfkelendirdi. Ne yapacağını bilemez halde etrafına bakınıyor, çare arıyordu. Aniden, hiçbir şey söylemeden arabanın anahtarlarını kaptı ve kapıya yöneldi. Jisung'un güçsüz bir sesle "Nereye gidiyorsun?" diye sorması üzerine, Minho duraksadı. Dönüp eşine bakarken gözyaşlarını aceleyle sildi ve kararlı bir ses tonuyla, "Bu adamın ne istediğini, evimizin adresini nasıl bulduğunu öğrenmeliyim. Yetimhaneye gideceğim," dedi.
Jisung, Minho'nun sinirli olduğunu ve bu hâlindeyken düşünmeden hareket edebileceğini bildiğinden, "Şimdi gitme. Sunghoon uyandığında yanında olmalıyız," diye yalvardı. Ancak Minho, yerinde duramayacağını hissediyordu. "O uyanmadan dönmüş olurum, tamam mı güzelim?" diyerek eşini sakinleştirmeye çalıştı, ama sesi hâlâ öfkeyle titreşiyordu.
Chan, "Ben de seninle geleyim," diyerek hızla ayağa kalktı, bu hareketiyle beraber ikili hızlı adımlarla yola koyuldu.
Bu esnada evde, Felix, Jisung'u teselli etmek için elinden geleni yapıyordu. Jisung gözlerinden süzülen yaşlar ile "Nereden çıktı şimdi bu adam? Bunca yıl sonra neden?" diye sordu, boğazı düğümlenmiş bir sesle. Felix, arkadaşının bu içten sızısını biraz olsun hafifletebilmek için bir bardak su getirdi. Su dolu bardağı Jisung'un titreyen ellerine uzatırken, "Ağlama, Jisung. Lütfen, Sunghoon uyanırsa seni böyle görmesin," dedi, sesi yumuşak ve sakinleştiriciydi. Jisung, arkadaşının nazik uyarısıyla başını sallayarak onay verdi ve derin bir nefes aldı. Kendini toparlamak için elini yüzünü yıkamak üzere lavaboya doğru yöneldi, adımları hâlâ tereddüt doluydu.
Odada geriye kalan baba ve oğul, sessizliğin ağırlığı altında sıkıntıyla beklemeye devam ettiler. Jake, endişeyle babasına baktı ve sessizliği bozan ilk kişi oldu. "Sence o adamla görüşmek ister mi?" diye sordu, sesi belirsizlikle doluydu. Felix, derin bir nefes alarak omuzlarını hafifçe silkti. "Bilmiyorum, canım," dedi düşünceli bir tonla. "Ne yapmak isterse, onun kararına saygı duymak zorundayız. Sonuçta, ne olursa olsun, o adam onun biyolojik babası. Ne hissedeceğini tam olarak anlayamayız." Felix'in yüzünde, oğlunun hislerine olan derin bir empatiyle karışık bir belirsizlik vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side by Side - JakeHoon
Roman pour AdolescentsJake ve Sunghoon, anaokulunda başlayan dostluklarını aşka dönüştüren bir hikayede, birlikte büyüyerek gerçek sevginin ve aile olmanın anlamını keşfediyorlar.