Jake ve Sunghoon, yaklaşık dört aydır birlikteydiler ve ilişkilerinin bu yeni evresine alışmak, beklediklerinden çok daha kolay olmuştu. Her gün okulda saatlerce birlikte zaman geçirmelerine rağmen, gün bitiminde birbirlerinden ayrılmak istemiyor, hemen buluşup birbirlerinin yanına koşuyorlardı. Okul sonrası sokaklarda el ele yürüyüşler yapıyor, sevdikleri kafelerde kahve molaları veriyor, şehrin en tenha köşelerinde gözlerden uzak vakit geçiriyorlardı.
Sunghoon'un buz pateni antrenmanlarına Jake, Jake'in futbol antrenmanına ise Sunghoon hiç aksatmadan gidiyor, birbirlerine destek oluyorlardı.
Akşamları, genellikle ailelerini birlikte yemek yemeye ikna etmeyi bir oyun haline getirmişlerdi. Birlikte yemek yedikleri o anlar, masanın etrafındaki kahkahalar ve tatlı sohbetler, adeta hayatlarına renk katıyordu. Eğer aileleri işten dolayı bu planlara katılamazsa, Jake ve Sunghoon yine de bir yolunu bulur, geceyi birlikte geçirmek için planlar yaparlardı. Bazen bir parkta bankta oturur, yıldızların altında hayallerini paylaşır, bazen de Jake'in odasında, güneş batana kadar derin sohbetlere dalarlardı.
Bu taze aşıklar, sevgili olmadan önceki hayatlarına sadık kalıyorlardı; ancak şimdi, her sarıldıklarında, her öpüştüklerinde, kalplerinin atışlarını birbiriyle uyumlu hissetmekten çekinmiyorlardı.
Jake ve Sunghoon, sevgili olduktan sonra okula adeta bir güç gösterisi yaparcasına el ele girmişlerdi. Jake'in yüzündeki kararlılık ve gözlerindeki ateş, arkalarından konuşabilecek herkesi susturacak cinstendi. Jake'in bu tehditkâr bakışlarına aldırmadan konuşmaya cesaret eden birkaç kişi ise sözleriyle hadlerini bulmuş, ağızlarını sıkı sıkıya kapatmışlardı. Çok geçmeden, dedikodular tamamen kesilmiş, bu çift, aşklarını özgürce yaşamaya devam edebilmişti.
Jake ve Heeseung, aralarındaki dostluğu pekiştirmek adına, bu dedikoduların arkadaşlıklarını zedelememesi gerektiği konusunda açıkça konuşmuşlardı. Aynı zamanda, Niki ve Heeseung da bu süreçte birbirlerine daha yakınlaşmış ve sonunda sevgili olmuşlardı. İlişkileri, dışarıdan gelen baskılara rağmen, nazikçe ve sağlam adımlarla ilerliyordu. Sonuç olarak, bu dört kişilik grubun keyfi yerindeydi; birbirlerine verdikleri destek ve dayanışma, aralarındaki bağları daha da kuvvetlendirmişti.
Jake bugün, okuldan sonra antrenmanına gitmiş ve çıkışta ailesiyle birlikte akşam yemeğini yedikten sonra, odasına çekildi. Masasının üzerinde birkaç açık kitap, yanında bir bardak su ve günün yorgunluğunu silmeye çalışan zayıf bir masa lambasının ışığı vardı. Jake, derslerine dalmışken, zaman adeta su gibi akıp gidiyordu.
Bu sırada Sunghoon'un antrenmanına sürpriz bir misafir gelmişti: Jisung. Antrenman boyunca Sunghoon'u izleyip desteklemiş, ardından oğluyla birlikte alışverişe çıkmıştı. Sunghoon ve Jisung, alışverişin her dakikasını keyifle geçirdiler. Akşam yemeğinde, Minho'nun da onlara katılmasıyla keyifli bir yemeğin ardından eve döndüklerinde, Sunghoon, odasına çekilip çalışma masasının başına geçti.
Sunghoon, yatağına uzandıktan sonra, yumuşacık yastığına başını koyup, Jake'i düşünmeye başladı. Bugün yeterince görüşemedikleri için içini bir hüzün kaplamıştı. Telefonunu eline aldı, parmakları tanıdık bir şekilde ekrana kayarak sevgilisine mesaj atmaya başladı.
Sunghoon:
Aşkıımmm
Uyudun muu
Aşk♥️:
Bebeğim
Hayır ders çalışıyorum
Sunghoon:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Side by Side - JakeHoon
Teen FictionJake ve Sunghoon, anaokulunda başlayan dostluklarını aşka dönüştüren bir hikayede, birlikte büyüyerek gerçek sevginin ve aile olmanın anlamını keşfediyorlar.