(Medyadaki Alex)
-Bu nasıl peki?
-Fazla abartılı.
-Peki ya bu yeşil olan?
-Rengi kötü.
-Lia hiçbir şeyi beğenmiyorsun!dedi Marilyn sitem ederek.Haklıydı kolay kolay beğenen bir insan değildim.Gözlerimi elbiseler üstünde biraz daha gezdirdim.Altı üstü partiye gidiyorduk abartmaya gerek yoktu.Biraz geride duran vitrine doğru yürümeye başladım.Siyah,kısa,düz bir elbise gözüme takıldı.Askılıktan alır almaz Marilyn'e uzattım.
-İşte bu!Bunu dene.
-Pekala zevkine güveniyorum.Elbiseyi alıp deneme kabinlerine doğru gitti.Aslında bu kadar önemsemesinin nedeni açıktı.Peter Maddock...
Alex'in az çok takıldığı beyinsizler grubunun diğer üyesi.Marilyn gibi siyah saçları,koyu yeşil gözleri vardı.İkisi yanyana dursa kardeş zannedebilirdiniz.Boyları arasında çok fark olmasına karşın yüzleri gerçekten benziyordu.Peter okulun basketbol takımındaydı ve bunun getirdiği cazibeden yararlanarak kızları kullanıyordu.Hatta yatacağı kızlar için bir liste bile yaptığı söyleniyordu.Ne yazıkki lisenin ilk gününden beri Marilyn ona aşıktı ve Peter'ın harika(!) listesinde bir zamanlar o da vardı.Henüz ikinci sınıfta onu ağına düşürmeyi başardı.Zaten çok bir çaba sarfetmesine gerek yoktu.Tam da ondan beklenildiği gibi daha bir yıl dolmadan Marilyn'i bütün okula rezil etti.Onun için gerçekten üzülüyorum.Zaten ne fark eder ki?Marilyn'e kaç defa söylesemde anlamak istemiyor.Gerçekten aptal olmalı.Kabinden nihayet çıktığında "Nasıl olmuş?" dedi.Öylesine seçtiğim bir elbisenin aralarında en iyisi olması şaşırılacak şeydi.Zaten artık burda durmak istemiyordum.Kafamı yukarı kaldırıp "Harika!Kesinlikle bunu almalısın.Artık gidebilir miyiz?" dedim.Hemen aynanın karşısına geçip kendini izlemeye koyuldu.Soruma cevap vermediğine göre uzun bir süre daha buradaydık.Bıkkınlıkla etrafta gezmeye başladım.Hemen sıkılacağımı bildiği için benim elbisemi en önce almıştık.Omuzları açık, eteği dizimin hemen üstünde biten, beyaz bir elbise...
Güzel sayılmazdım,bizim okulda dikkat çektiğimi bile sanmıyorum.Ama Alex'in bana ilgisi olduğuna dair çıkan aptalca söylentiler vardı.Aslında geçmişime baktığımda bir kaç defa yanıma gelip bu tarz bir şeyler söylemişti.Ne yazıkki nasıl bir insan olduğunu biliyordum.Hem bana katlanabilir miydi? Hiç sanmıyorum.Kimse delirmiş birini sevmek istemez.
"Haklısın.Kimse seni sevmiyor.Ben olmasam bile sevmezlerdi ve sevilmeyen olarak yapman gerekeni çok iyi biliyorsun Lia."İsmimle hitap etmesi kızdığı anlamına gelirdi.Anlaşılan daha fazla bekletilmek istemiyordu.Lanetini gidip başka birine bulaştırmak için sabırsızlanıyor olmalıydı.Her zaman O'nun beynimin uydurması olduğuna inanmak istedim.Ama biliyordum ki O canlıydı bizim gibi insan değildi belki ama yaşıyordu.Benden beslenerek...
En sonunda Marilyn üstündeki elbiseye karar kıldı ve parayı ödeyip oradan çıktık.Yola geldiğimizde bana dönüp:
-Yarın akşam partide görüşürüz sakın gelmemezlik yapma!
-Anlaşıldı merak etme.dedim gülerek.Bu mağaza evimize yakın olduğundan yürümeye karar verdim.Hava kararmak üzereydi.Bu yüzden adımlarımı hızlandırdım.Hava soğuk olduğundan kollarımı ceketime sardım.Yaklaşık beş dakika geçtikten sonra hemen arkamda birinin olduğunu hissettim.Kafamı döndürdüğümde ağzımdan minik bir çığlık kaçtı.
Alex'ti bu.
Düz saçları dağınıktı.Kaşları yukarı kalkmış,dudaklarında dişlerini biraz gösterecek yamuk bir gülümseme vardı.Ellerini deri ceketinin cebine sokmuştu.Sonra teslim olmuş gibi aniden yukarı kaldırdı.
-Sakin ol.Korkutmak istememiştim.Sadece buradan geçiyordum ve..
Kafasında kelimeleri toparlamaya çalışır gibiydi.Ardından devam etti:
-Evine kadar birlikte yürümek ister misin?
Bu çok beklenmedikti.Bir süre aval aval baktım.Alex gözlerini kısıp tek kaşını kaldırınca dudaklarımdan "Tamam" cevabı çıktı.Tabiki de istekli bir ses tonum yoktu.Reddetsem olmazdı."Umarım eve kadar hiç konuşmayız" diye geçirdim içimden.Ukala ifadesini bozmadan yanıma geldi.Nereden çıktı ki şimdi?Beni mi takip ediyordu?Boşversene Lia.Düşünme.Sessizliği o bozdu:
-Geç oldu.Daha dikkatli olmalısın.
-Seni neden ilgilendiriyor?
-Sadece yardım etmek istiyorum.
-İhtiyacım yoktu.
-Bana neden böyle davrandığını bile bilmiyorum.Kafamı ona çevirip yüzüme şaşkın bir ifade takındım.
-Şaka yapıyorsun herhalde.Kendini görmüyor musun?
-İyi bir insan olmadığımı biliyorum.Ama düşündüğün kadar kötü biri değilim.
-Buna inanmıyorum.
-Bak dışarıdan kendini beğenmiş biri gibi görünebilirim ama bu sadece bir maske.
-Maske demek.Ne için peki?Başını öne eğdi.Yüzü ciddi bir hal aldı.
-Yaşadıklarım için.Şaşırmıştım.O ne yaşamış olabilirdi ki?İstediği her şeye sahipti.Yüzüne dikkatli bir şekilde baktım.İçimdeki nefret bulutları kayboluyordu.Onu tanımadan yargılamıştım.Şuan bambaşka biri vardı sanki.
-Peki o maskenin ardındaki insan nasıl biri Alex?
Gülümsedi.Bir süre gözlerimin içine baktı.Sonra o üç kelimeyi söyledi
-Senin gibi biri.