O gece hava yeterince soğuk ve sisliydi.Bir kadın minik bir kızın elinden tutmuş hızlı hızlı yürüyordu.Bu ürkütücü karanlıkta sadece onların ayak sesleri yankılanıyordu.Kadın soğuktan korunmak için yüzüne kalın sayılan bir örtü sarmıştı.Sarı ve kısa saçları örtünün önünden görülebiliyordu.Yüzünde endişeli bir ruh hali vardı.Küçük kızınsa şapkasının altından iki minik kahverengi örgü sallanıyordu.Sevimli burnu soğuktan kızarmıştı.Sırtında plastikten bir çanta vardı.Mor ve parlak botları adımlarına ayak uyduruyordu.Ikisi bir süre daha birlikte yürüdükten sonra kocaman eski yapılı bir binanın önünde durdular.Yavaş adımlarla kapıya yaklaştılar.Kadın kapının demir tokmağını üç defa çarptı.Bir süre bekledikten sonra kapıyı yaşlı kısa boylu sevimli yüzlü bir kadın açtı.Küçük kız kafasını kapıdan içeri uzatıp meraklı meraklı etrafı izlerken annesinin yaşlı kadınla konuşmalarını umursamıyordu.Etrafta oyalanırken bir an isminin seslenildiğini duydu.Lia onlara doğru döndü.Annesi onun boyuna gelecek kadar çömelmişti.Onun neden böyle davrandığına bir anlam veremedi.Ama kötü bir şeyler olduğunu sezinlemişti.Alt dudağını sarkıttı ve annesinin söyleyeceklerine kulak kesildi.Fakat kadın şu dört kelimeden öteye gidemedi
"Tanrı seni korusun meleğim."
Küçük kızın yanağına yakıcı bir öpücük kondurduktan sonra korkutucu derecede geniş bir gülümsemeyle sislerin içine doğru gerisin geri yürüyüp gözden kayboldu
Ve Eva Galanodel o gece intihar etti.Alarmın sesiyle uyandı.Güneş ışığı penceresinden içeriye dolmuş, gözünü kamaştırıyordu.Ellerini gerip esnedi.Aşağıdan annesinin hazırladığı omletin kokusunu duyuyordu.Banyoya gidip yüzüne soğuk suyu çarptı. Havluyla kuruladıktan sonra aynaya baktı.Bir çift kırmızıya çalan kahverengi göz ona bakıyordu.Dudaklarında gördüğü rüyanın dehşetini yansıtan bir ifade vardı. Ve hemen ardından gelen bir düşünce bu dehşeti arttırdı
"Yapman gerekeni unuttun mu?"
Kurtulmak istercesine başını sağa sola sallayıp koşar adımlarla kahvaltıya indi.
*****
"Bugün kendini nasıl hissediyorsun?"diye sordu genç psikiyatrist.Siyah düz saçları özenle taranmıştı.Taktığı kalın çerçeveli gözlüğü onu yaşından olgun gösteriyordu.
"Aynı denebilir" diye yanıtladı genç kız sorusunu
"İlaçlar işe yarıyor gibi görünüyor.Kademeli olarak dozunu biraz daha yükselteceğim.Asla aksatma anlaştık mı?" Genç kız tebessüm ederek "Anlaştık" diye yanıtladı.Ilaçların işe yaradığı falan yoktu.Aksine daha da artmıştı hastalığı.Değiştirmediği doktor kalmamıştı ve kız tükenmişti.Pes etmişti."Az kaldı bu işi bitireceğim"diye söyledi içinden.Bir başka ses memnun bir şekilde "Aferin sana "diye yanıtladı.Eve gittiğinde akşam olmuştu. Aynada kendine şöyle bir baktı.Iyice zayıflamıştı.Beyaz teni solmuştu.Kahverengi gözleri ölü gibi bakıyordu.Pencereden dışarı baktı.Rahatlamak için çatıya çıkmaya karar verdi.Yıldızları seyretmek istiyordu Lia.Onları teker teker sayacak uyku bastırınca da yatağına girip iyi bir uyku çekecekti.Çatıya çıktı.
Gözlerini kapadı.Sessizliği dinledi bir süre.Ellerini dizlerinin arasına almış sırtını pencereye dayamıştı.Gökyüzüne baktı.Orada olmayı diledi.Belki de tek dileği buydu.
