Bölüm 11

24 0 0
                                    

Kitapların bitmek bilmediği dev bir kütüphanedeydim.Raflar, cam tavana değecek kadar uzun ve ürkütücüydü.Yürürken bir elimle etrafı yokluyordum.Çünkü burayı aydınlatan tek şey ay ışığıydı.Ayaklarımdan gelen tok ses her yerde yankılanıyordu.Birdenbire önüme bir kitap düştü.Eğilerek aldım. Lacivert ciltli üstünde altın renkli bir yazı olan kalın bir kitaptı.Gözlerimi kısıp okumaya çalıştım

"Mürekkep Daima Güçlü Kalır Boyalar İse Ölür"

yazıyordu.Elimin toza bulanmasına aldırmayarak son sayfayı açtım.Yazılar sayfayı doldurmayacak kadar azdı.Yere oturup ışıkta okumaya başladım.

"Aradan o kadar zaman geçmesine rağmen peşini bırakamamıştım.Aşık olmanın lanet bir şey olduğuna kanaat getirmek seni içimden atmıyordu.Kalbime öyle bir çizik atmıştın ki izini silmek imkansızdı.Bir insandan hem nefret edip hem de bu kadar sevmek mümkün müydü?Ya da bedenen çok yakın olup ruhen çok uzak olmak?Sana neler yaşadığımı anlatsam benden korkardın.Bununla yüzleşemem.Ben sadece bana söylenileni yapmak istemiyordum.Yeni yeni fark ediyorum ki en doğrusu başından beri buymuş.Elveda."

Rüya olamayacak kadar gerçekçiydi bu.Bilinçaltımla gurur duymam gerekiyordu.Kitabı kapatmadan önce ilk sayfasına da bakmak istedim.

"Merhaba sevgilim.Uzun zamandır elime almadığım kalemim bana sitem etmiş olacak ki yazmak için deliriyorum.Bu kitap sana bırakacağım tek şey olacağından en okunabilir yazımla seni başbaşa bırakıyorum.
Sana ilk baktığım zaman diğer herkes gibi düşünmüştüm.Sıradan bir insandın.İçindeki ışığı görmem bu yüzden zaman almıştı.Kimsenin fark edemediği sönmesinden korkutuğum o güzel ışığın..."

"Kitabı okumayı bırak ve uyan tatlım."

Yutkundum.Kafamı kaldırıp önümdeki şeye bakmaya cesaret edemedim.O cümlede çakılı kalmıştım adeta.Beni burada da bulmuştu demek.Kalbimden pompalanan kanı tam anlamıyla hissetmeye başlamıştım.Gözlerimi kitaptan ayırmadan kapadım.Gitsin diye beklemeye koyuldum.Ona bakmazsam giderdi belki.Ama gölgesi halen üstümdeydi.Mavi gözleri gibi.Kıpırdamadan bekliyordu.Bana saldırmasına ramak kalmıştı belki de.Sonra aklıma kendime verdiğim söz geldi.Cesaretimi toplayıp kafamı kaldırmaya yeltendiğim an omuzlarımda iki tane el hissettim.O'nun tiz ve korkunç çığlığı kulaklarımı doldurdu.
"Uyan,uyan,uyan,uyan.."

Gözlerimi açtım.Telefonum çalıyordu.Arayan Marilyn olduğu için bakma zahmetinde bulunmadım.Partiye tek başına gidecek olması beni üzmüyordu.Yatağımdan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim.Eve geldikten hemen sonra uyumuştum.Rüyam hakkında kafa yormak istemiyordum fakat okuduğum kitap aklımdan çıkmıyordu.Masaya oturup çizimlerime göz gezdirdim.Sonra çekmeceden yeni bir kağıt çıkarıp kalemimle karalamaya başladım.Kendimi çiziyordum.Büyük rafların hemen yanında oturmuş bir kitaba bakan beni.Yaptığım işe öyle dalmıştım ki pencereden gelen çıtırtıyı zar zor duydum.Merak edip perdeyi araladığımda gözlerimin büyümesine engel olamadım.Alex bir elini yukarı kaldırmış yeni bir taş atmaya hazırlanıyordu.Beni görünce elini indirip gülümsedi.Pencereyi açtım.

-Ne işin var burada?Gitmen gerek hem de hemen.
-Seni partiye götürüyorum.
-Hayır olmaz ceza aldım.Ayrıca giyecek bir şeyim yok.
-Sorun değil.

Yanında duran mağaza poşetini fark etmemiştim.Yerden alıp yukarı kaldırdı.

-Marilyn'e sorup aynısından aldım.Artık gitmen için bir engel yok.
-Cezalıyım dediğimi duymadın herhalde.
-Pencereden atlarsan tutabilirim.
-Şaka yapmayı bırak gelemem dedim.
-O zaman ailen beni görene kadar burada otururum.Belki de cezan ikiye katlanır ne dersin?

Alex çok inatçıydı.Kalbim deli gibi atıyordu ve onunla gitmek için can atıyordum.Bir an önce karar vermem gerekiyordu.Çok geç kalmazsam bir sorun olmazdı.Derin bir nefes aldım.
-Tamam gidelim yalnız buradan atlayamam bahçedeki merdiveni bulman gerek.
-Geleceğini biliyordum.

Yüzünde geniş bir gülümseme oluştu.Kıyafet poşetini tüm kuvvetiyle yukarıya attı.Ben yakaladıktan sonra merdiveni bulmaya gitti.
Kahretsin kim bilir nasıl görünüyordum.Koşarak aynaya baktım.Topuzumla ve pijamalarımla
şirin görünmem gerekirken tam tersine berbat haldeydim.Saçımı hemen açarak elimle düzelttim.Elbiseyi poşetten çıkardım.Bu benim aldığımla aynı değildi ki?Siyah ve kısa bir elbiseydi.Alex'ten başka ne beklenirdi zaten.Tek seçeneğim buydu galiba.Pijamalarımı istemeyerek çıkarttım.Nihayet giydiğimde aynada nasıl durduğuna göz attım.Eteği dizimin çok yukarısında bitmiyordu ve belimden itibaren genişliyordu.Sandığım kadar kısa olmadığını görünce sevinmiştim.Belim tam oturduğu için hoş duruyordu.Zayıf olmam işe yaramıştı.Üst kısmı straplezdi.Normalde bu elbiseyi hayatta almazdım fakat bana yakıştığını itiraf etmeliydim.Makyaj yapmam gerekiyor muydu?Ben Alex'le içeri girdiğimde herkes şok olacağı için kesinlikle gerekiyordu.Çirkin görünmemeliydim.

-Bence de çok yakıştı.

Aynada kendimi incelemeyi bırakıp sakin kalmaya çalışarak pencereye doğru döndüm.
-Sen ne zamandan beri odamdasın?!
-Bir süredir.

Kulaklarım yanmaya başlamıştı.Alex yüzündeki sinir bozucu gülümsemeyi genişletti.
-Kızarıyorsun sanki.Merak etme çok bir şey görmedim sadece yeteri kadarını..
-Tamam yeter!Gidelim artık.
-Makyaj?
-Vazgeçtim istemiyorum.
-Bence de böyle daha güzelsin.

Alex'in gözlerine bakmamaya çalışarak pencereye doğru ilerledim.İnmeye çalıştığım zaman kolumdan tutup beni kenara çekti.
-Normalde önce bayanlar derdim fakat düşersen seni tutman gerek o yüzden ilk ben inmeliyim.

Alex'i beklerken aklıma ayakkabı seçmediğim geldi.Hemen dolaba koşup elbiseyle uyumlu bir topuklu aldım.Onları sırt çantama koyup spor ayakkabılarımı giydim.Kapıyı kilitleyip müziği açtıktan sonra merdivenlerden hızlı bir şekilde inmeye başladım.Hayatımda hiç bir zaman evden kaçmamıştım ve kalbim dışarı çıkacak kadar atıyordu.Son adımımı yumuşak çimlerle buluşturduktan sonra Alex'e baktım.Sarı saçlarını dağınık bırakmıştı.Siyah düz tişörtün üstüne kahverengi bir ceket giymişti.Normalde zaten yakışıklıydı.Şimdi ise gözlerimi ondan alamıyordum.
-Beni incelemen bittiyse gidelim mi?
-Ne?Seni incelemiyordum sadece düşünüyordum yani dalmışım biraz.

İyice saçmaladıktan sonra susmaya karar verdim.Zaten Alex'in yüzünde yine o sinir bozucu gülümsemesi belirmeye başlamıştı.

-Arabamı yolun ilerisine park ettim.Hadi gidelim.

Yürürken kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.Akşam olmuştu ve her şey güzeldi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Benim Adım LiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin