3.bölüm

52 6 163
                                    

"Ne demek ailesi yok? Akrabaları da mi yokmuş?" Diyip siyeon a baktım.

"Yokmuş fakat arkadaşları var, onları çağıralım mi?"

"Evet onları çağır." Dedim şaşkınlıkla. Avukat olmasına rağmen akrabaları, ailesi onu neden istemiyor ki? Ben gurur duyardım.

Siyeon aramak için hastanın yanına gitti.

Hayat gerçekten çok acımasız.

Ben bunları düşünürken telefonumun çaldığını duymam biraz zaman almıştı. Kimin aradigina baktığımda ise yüzüm düşmüştü. Çok bekletmeden açtım.

"Efendim tzuyu?"

"Hadi ama güzelim neden bana 'tzuyu' diyorsun? 2 yıldır evliyiz."

İç çekip verdim.  

"Efendim...bebeğim?"

"Bugün eve erken gelicem, gece dışarda yemeğe ne dersin? Dışarda yemeği çok seversin hazır eve erken de geliyorken yiyelim mi?"
Haklı ben dışarda yemeği çok severim. 

"Hayır istemiyorum."

"Neden?"

"Bir hasta geldi intihar girişimi oldu onunla ilgilenmem gerek."

"Onu başkası yapabilir, olmadı ben derim. İçeriz de."

İnatçı. 

"Tamam, izni sen alırsın ama."

"Tamam sevgilim. Görüşürüz."

"Tz- bebeğim."

"Efendim?"

"Nöbetim de vardı onun içinde izin al." Diyip telefonu yüzüne kapadım.

içmeye li uzun zaman olmuştu. Biraz içmekten zarar gelmez. 

"Aradım birazdan gelirlermis." Diyip enseme bir tokat attı siyeon.

"Haberleri varmıymış böyle bir şey yapicagindan?"

"Hayır, hatta duyduklarında arkadan birinin çığlık sesi geldi. Bayılmış bile olabilir."

Kikirdamaya başladım. Gerçekten sevilen biri olmalı.

"Ee sen en son dövme yaptircaktin." Diyerek bana baktı siyeon.

"Sanırım yaptiramicagim. Tzuyu izin vermiyor."

"Sikiyim tzuyu neden her şeyine karisiyor? Evli olabilirsiniz ama onunla evlenmeyi sen istemedin. Onu her gördüğümde üzgünüm ama yüzünün ortasına bir tane geciresim geliyor" diyip ofladi.

"Sadece gereksiz gerekli her şeye karışıyor."

"Sana hak veriyorum siyeon."

"Ona nasıl dayaniyorsun?"

"Dayanamıyorum." Diyip elimdeki telefondan saate baktım. Çoktan gece 12 olmuştu.

"Ben bana karışımıcak biriyle evlenmek istiyorum. Bana destek cikicak biriyle."

"Bu imkansız." Diyip sırtımı sıvazladı siyeon.

"Hemde baya imkansız." Diyerek te devam ettirdi.

"Neyse ben bı hastayı kontrele gidiyim." Diyip siyeon un yanından ayrıldım.

Onun hakkında her konuşulduğun da nefes almam zorlanıyordu.

Asansöre binip gidicegim kat sayısına bastım. İstediğim kata ulaşınca da hastanın odasına doğru yürüdüm. 

Kapıyı tiktiklatip izin istedim. 'gelin' lafını duyduktan sonrada kapıyı açtım. 

"Uyanmissiniz."

"Evet."

Soğuk ve kısa cevabı karşısında bir anlık dondum daha sonra kendime geldim.

"Midenizi yıkadık daha doğrusu yıkadım. İlaç içip kendinizi zehirlenmiş siniz. Yakınlarınıza ulaşmak iste-"

"Yakınım yok. Arkadaşlarım var sadece. Onları aradınız mi?"

"Evet. Hemşire aradı neyse sonra tekrar gelirim, görüşürüz."

Diyip odadan çıktım. Garip bir aurası var.
Telefonuma gelen bildirim ile telefonuma baktım.

"Hazırlan ve hastanenin önüne çık. 3-5 dakika sonra oradayım bebeğim."

Mesaja igrenerek baktım. Bu yakınlığı istemiyorum.

Asansör yardımıyla tekrar aşağıya indim. Bizimkilere haber vermeliyim. 

"Millet ben gidiyorum tz- kocam gelmiş."

"Öyle kocayı siki- ay yani tabi git" dedi Momo.

"+1" diyerek el salladı nayeon.

Diğerleriyle de vedalaştık tan sonra hastane çıkışına doğru ilerledim. Orada beni bekliyordu.
Arabaya doğru yürüdüm, istemeyerek. 
Kapıyı açıp arabaya bindim.    

"Ee günün nasıl geçti?"

"İyiydi."

"Tamam, her zaman ki gittiğimiz yere gidelim mi?"

"Olur...bebeğim."

Kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Kapkara olan yolları aydınlatan araba ışıkları beni mayisiyotu.

★★★★★

"Şarap mı içiceksiniz?" Diye sordu garson.

"Evet bı şara-"

"İki şarap, lütfen."

"Birazdan getirilir." Diyip yanımızdan ayrıldı garson.

"İki şarap, o kadar içebilicekmisin?"

"Eskiden ne kadar çok içtiğimi unuttun sanırım."

"Uzun zamandır beraber içmiyoruz." Diyip yüzüme baktı.

"Sahi en son ne zaman beraber içtik?"

Hatırlamıyorum.

"Bilmem, baya oldu."

"9 ay, tam 9 ay."

"Olabilir." Diyip gelen yemek ve şaraplara baktım.

"Neyse hadi yiyelim, afiyet olsun." Diyip çatalımı ete geçirip bıçak yardımıyla istediğim miktarı kestim. İlk kestigim parçaya bakıp bir anda ağzıma yolladım.

Bunu yapmayı seviyorum.

"Neden hep böyle yapıyorsun?" Dedi tzuyu şaraptan bir yudum alarak.

"Hiç öylesine."

"Tamam, sanada bu arada."

Tam cevap vermemek. 'sana da, bakarız, belki vb.' bunları diyeneleri sevmiyorum. Neden tam bir cevap vermiyorsunuz ki?

"Teşekkürler"

Bugünü içme günü olarak ilan ediyorum.

9 ay sonra ilk defa içme günü. Acılardan uzaklaşma günü.






MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin