(Bölüm şarkısı;Gripin-Nasılım biliyor musun?Zakkum-Anason
Kelime sayısı;4200)Yalnızlık alıştığım bir kelimeydi. Çünki güvendiğim insanlar hep giderdi. Yalnızdım, yalnızlıktan şikayet etmezdim. Çünki eğer bir insan bana ihanet ettiyse, ona daha fazla bağlanmak yerine beni bırakıp gitmesini tercih ederdim.
Fakat bazı zamanlar vardı, belki de özlem duyduğum zamanlar yada kendime kızdığım zamanlar.
Sahi, ihanet neydi?
Daha önce çok yalnız kalmıştım. Çok terkedilmiştim. Ama hiçbir zaman ihanete uğramamıştım, çünki ihanet nefretdi.
Bir insan sana ihanet ederse, önce ona öfke duyardın. Sonra ondan nefret ederdin, sonra onu affetmek isterdin, en sonunda ona karşı hiçbir duygu duymazdın, ve belki de en kötüsü oydu.
Geçirdiğiniz tüm güzel günlerin bir anlamı olurdu. Ama ona duyduğun duygusuzluk hissi seni mahvederdi.
Çünki hayattaki en kötü his, yıllarca güvendiğin insanı tekrar gördüğünde hiçbir şey hissetmemekti.
Belki de bugün o günlerden biriydi. Yıllar geçtikce bağlanırdın ve bağlanırsan sonunda canın yanardı.
Bugün benim canımın yanacağı o günlerden biriydi.
Abim ceketini giyerken kaşlarım çatıldı. Odama girecekken durup ona baktım.
"Bir yere mi gidiyorsun abi?" Diye sordum şüpheli bir sesle abim bana baktı telaşlı bir ifadesi vardı.
"Acil çıkmam gerek." Diye mırıldandı ceketinin fermuarını kapatarak. Kaşlarımı çattım ve birkaç adım atıp yanında durdum.
"Önemli birşey mi oldu?" Diye sorduğumda gülümsedi ama nedense bu gülümseme bana sahte geldi.
"Yok bir şey fıstığım, seni ilgilendiren bir şey yok sabaha kadar dönerim dikkat et kendine."
Sesinde saklamaya çalıştığı bir tedirginlik sezdim. Kaşlarım hafifçe havalandığında bana sarıldı ve alnıma hızlı bir öpücük verdi.
"Kapıyı kimseye açma, fazlada uyanık kalma." Dedi ve benim konuşmama izin vermeden evden çıktı. Kapı kapandığında birkaç saniye kapının arkasından baktım.
Eğer abimi biraz olsun tanıyorsam kesin bir işler çeviriyordu. Ve ne zaman bir işler çevirse, o zaman böyle telaşlı davranırdı.
Kollarımı göğsümde kenetledim ve nefesimi verdim.
"Umarım başını belaya sokmuyorsundur abi." Diye mırıldandım kendi kendime düşünceli bir sesle ardından arkamı dönüp merdivenlerden resim odama çıktım.
Neler olduğunu sorduğunuzu duyar gibiyim. 1 hafta önce öldürülen Alexandre Jacovisin katili hâlâ ortalarda yoktu. Çünki katile dair tek bir kanıt bile yoktu. O gece işlenen cinayet bir bıçakla işlenmişti ama ortada ne bıçak vardı, nede bir kamera görüntüsü.
Abim o gece o binadan kaçarken görüntülenmişti. Bu doğru.
Ama yakın arkadaşlarından biri olan Poyraz'ın hastaneye kaldırıldığını duyduğu için gitmişti. Böylece de abim üstündeki şüpheler ortadan kalkmıştı. Zaten abim bir insanı öldüremezdi böyle bir şeyi yapabilecek bir tip değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç ve Aşk;Maskenin Arkası
Teen FictionYaşıyordum. Yaşadığımı zannediyordum. Ama hayat her gün birilerini benden almaya devam ediyordu. Gözlerim yaşlarla dolarken tüm kelimelerin boğazımda düğümlendiğini hissettim. Gözlerim abimin kelepçeli ellerinde kalmıştı. Gömleğindeki kanlarla yana...