"Son sözlerin var mı?"
"Beni gerçekten öldürecek misin? Sırf zekiyim ve açığını buldum diye?"
"Eren'e söylersen beni öldürür. Yaparken böyle düşünmemiştim ama sinirini ve nefretini gördüm. Ona şikayet edecek olursan hayatım biter."
Armin karşısındaki kılıcına sarılmış olan kadına bakıyordu boş gözlerle. "Seni anlayabiliyorum, Mikasa. Yn'nin böyle bir ölümü hak etmediğini düşündün, sana hak veriyorum ancak böyle bir şey yapmamalıydın."
Mikasa kaşlarını çattı. "Bana geçmiş hakkında tavsiye verme! Bir kere yaptım ve değiştirme gibi bir imkanım yok. Eğer Eren'e söylemeyeceğine onurun üstüne yemin edersen seni burada öldürmem."
"Söylemem. Yn gibi birinin öyle ölmesine razı değildim zaten."
Mikasa kılıcını kınına geri soktu. Armin gibi birini yanında getirmenin kendisi için tehlikeli olacağını biliyordu ancak her şeyin bu kadar hızlı olacağını düşünmemişti. Her an onu öldürmeye hazırdı. Ymir ve Sasha'yı dert etmiyordu. Nasılsa biraz parayla susacakları kesindi.
"Ne yapacağız peki? Onları yakalayacak mıyız?" diye sordu Sasha etraftaki çalılardan aldığı birkaç meyveyi mideye indirirken.
"Biraz burada kalacağız. Mümkünse kimseye görünmeden. Gittiğimize emin olduklarında dışarı çıkacakları kesin. Ayrıca Mikasa, sana bir hançer yaptıralım. Dar alanda dövüşmen gerekirse diye. Burada iyi bir demirci olduğunu biliyorum, halledelim hemen."
†
"Ne zaman yola çıkacağız?"
"En yakın zamanda."
"Belirli bir tarih söyleyemez misin Yn?"
Yn derin bir nefes verdi. "Reiner, içinde bulunduğumuz durum bile belli değilken sana nasıl tarih verebilirim?"
"Üzgünüm. Mantıklı düşünemiyorum. Yakalanmak ikimiz için de son olur Yn. Gözlerimin önünde ölüp gitmeni istemiyorum."
"Kendin için endişelensene."
"Seni kendimden daha çok seviyorum." Reiner bunu kısık sesle söylese de Yn duymuştu, kaşlarını çattı. "İnsan sevdiğine ihanet eder mi?"
Reiner son bir bakış gönderdi karşı kanepedeki sevdiğine. Başını ellerinin arasına aldı. "Çok üzgünüm, Yn. Gerçekten yapmak istememiştim ancak değiştiremedim. Yalan söylemiyorum, seni kendimden bile çok seviyorum. Senin için değerli biri olmadan ölmek istemiyorum."
Yn, Reiner'a baktı. Çok çaresiz görünüyordu. Sanki ülkesi yıkılan ve sayısız ihanete uğrayan o'ymuş gibi. "Benim için değerli olmayı özel mi sanıyorsun?"
"Elbette özel!"
"Hayır, değil. Benim için değerli olman demek senin için ölebileceğim anlamına gelir ve ben bir askerim. Askerler ölür, Reiner. Bazen ülkesi, bazen dostları, bazen kardeşleri, bazen aşkları ve bazen de sadakati uğruna ölürler. Senden nefret etmem seni özel kılar. Ve ben senden nefret ediyorum."
Reiner bir anda tüm düşüncelerinden arındı. Kafasını hızlıca kaldırdı, yüzünde çocuksu bir gülümseme vardı. "Yani, ben senin için özel miyim?"
Yn gözlerini Reiner'ınkilerden ayırıp ayağa kalktı. Duvarda asılı olan bir aynanın yanına gidip gözlerini kendi gözlerinde gezdirdi. "Sana değer verdiğim halde senden nefret ediyorum. Bu da seni çok özel kılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Kingdom | Reiner Braun x Reader Aot
Fanfiction"Yapmadım de. Bana ihanet etmediğini söyle."