Ay çoktan gözden kaybolmuş ve yerini her zaman olduğu gibi güneşe bırakmıştı.
Gün kendini yenilemekle uğraşırken Yn hiç uyanmamıştı bile. Yn'nin uyanması güneşin doğuşundan bir süre sonra olmuştu.
Yn gözlerini açtığında bir eli hala kılıcındayken öteki eli bomboştu. Biraz sonra uyku sersemliğinden çıkması ve endişeye kapılması bir olmuştu. Reiner dün gece onun elini tutarak uyumamış mıydım? Başını hızla arkasına döndürdü ama yatak boştu, sadece dağınık yorganlar vardı.
"Hassiktir!"Hızla ayağa kalktı ve boş yatağa baktı. Kalbi deli gibi atıyordu. O kadar zorluklarla aldığı hatta onun için arkadaşını bile kaybettiği adamı elden kaçırmış mıydı? Yn bu kadar beceriksiz miydi?
"Korkma, buradayım." Yn duyduğu ses ile hemen arkasını döndü. Dün oturduğu sandalyede şimdi Reiner oturuyor ve gökyüzünü seyrediyordu.
Yn, onu elinden kaçırmamış olmanın rahatlığı ile tuttuğu nefesinu verdiğinde boynundaki acı kendini gösterdi. Yn elini boynuna götürürken bir yandan da kendi kendine söyleniyordu.
"Hayırdır, boynun mu tutulmuş? Sana yatmanı söylemiştim. Yatak oldukça rahattı. Kendimkinden bile iyiydi diyebilirim."
"Olur arada böyle."
Yn her ne kadar küçümsese de boyun ağrısı onun için küçümsenecek bir şey değildi. Boynunun ağrısı zamanla başına da vuruyor ve gün boyu geçmiyordu. Artık ona masaj yapacak bir Sasha da yoktu.
"Ben acıktım. Yemek falan yenmez mi sizin buralarda?"
"Birazdan getirirler." Reiner gözlerini gökyüzünden ayırarak Yn'ye küçümseyen bir bakış attı. "Bilmem biliyor musunuz ancak saat öğleni geçeli çok oldu, komutan."
Gerçekten o kadar olmuş muydu? Yn nasıl olmuştu da vaktinde uyanmamıştı? Belki de yediği bir şey dokunmuştu.
"Boşuna düşünme. Ben sana nedenini hemen söyleyebilirim."
"Neymiş nedeni?"
"Sevgisizlik."
"Ne?" Yn beklemediği bir cevap almıştı. Reiner'ın bir an için ciddi olduğunu düşünmüştü.
"Bakma bana öyle. Ben ciddiyim. Elimi tutunca güvende hissettin, değil mi?" Reiner oturduğu yerden kalkıp Yn'ye yaklaştı. Büyük ellerini kadının geniş omuzlarına koydu. "Bana yalan söyleme. Çevrene hiç güvenmiyorsun. Yoksa bende babanı falan mı gördün?"
"Ne? Hay-"
"Beni baban gibi görme. Senden o kadar büyük değilim." Reiner biraz durup düşündükten sonra gülümsedi. "Olsa olsa kocan falan olurum."
Yn, Reiner'ın gülümseyen gözlerine baktı. Bu adamın ciddi mi olduğunu yoksa şaka mı yaptığını muhtemelen asla anlayamayacaktı.
"Eminim olursunuz." Yn beklemediği bir hareket ile yatağa itildi. Reiner, onu yatağa oturtmuş omuzlarına baskı yapıyordu. "Kalksana."
"Biz prens diye yanlış kişiyi kaçırmış olabilir miyiz acaba?"
Reiner'ın yüzü düştü. "Niye öyle diyorsun ki ya? Sadece eğlenmeye çalışıyorum. Burası çok sıkıcı. Yapacak hiçbir şey yok. Eğer evimde olsaydım kesinlikle çok daha dik başlı olurdum."
"Olay zaten sıkıntılı durumlarda dik başlı olabilmek değil mi, majesteleri?"
"Yoo. Kim demiş?"
"Demedim sayın."
"Ee bugün neler yapıyoruz? Bana biraz gezdirsene buraları." Reiner ellerini Yn'nin üzerinden çekip camın kenarına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Kingdom | Reiner Braun x Reader Aot
أدب الهواة"Yapmadım de. Bana ihanet etmediğini söyle."