Gyona, çoktan indirmişti Mitras'ı. Kral Rod ilk başta uzlaşmaya çalışmış olsa da bunu başaramamıştı ve teslim olma kararından da son anda vaz geçmişti. Sonuç olarak çok kan dökülmüştü ve Kral Rod'un kellesi çoktan yer ile buluşmuştu.
Askerlerin çoğu şehit düşmüş olmasına rağmen esir alınanlar da vardı. Bunların başında da Yn geliyordu.
Yn savaşmaya çalışmış olsa da nedenini bilmediği bir şekilde ona dokunan olmamıştı. Oysa Yn'yi öldürmek için çok fırsat olmuştu. Bunun sebebini ise şimdi anlıyordu.
Yn, esir düşmüştü. Yer altındaki demir parmaklıkların arkasındaydı. Yanında Mitras ordusundan olan birkaç asker daha vardı.
Yn şu an bulunduğu konumu umursamıyordu. Onun yerine zindanın dışında duran kadına odaklanmıştı. Duvara yaslanmış ve kollarını önünde bağlamıştı. Kaşlarını istemsizce çatıyordu. Kırılan onurunu hiçbir şey tamir edemezdi.
"Bakıp durmak yerine konuşsana." Yn'nin gözlerini diktiği kadın en sonunda bir konuşma başlatmak istemişti.
"İlk sen başlarsın diye düşünmüştüm." Yn'nin tok sesi sinirini belli ediyordu. Elinden geldiğince sakin kalmaya çalışıyordu çünkü kalmasa bile bir işe yaramayacaktı. Demir parmaklıkların ardından ona hiçbir şey yapamazdı.
"Öyle olsun. Beni neden burada gördüğünü açıklayayım o zaman en başta."
"Açıkla."
"Beni geride bıraktın."
"Ben seni geride bırakmadım, Sasha. Ymir'in, atın üstündeyken nabzını iyi kontrol edemeyeceğini biliyordum. Seni bırakmasını söyledim çünkü Mikasa'nın sana sahip çıkacağını biliyordum. Sevdiklerine sadık olduğunu söylemiştin. Tahmin etmediğim şey ise ordumuz için ettiğin yemini bozman oldu. Ayrıca bilmem fark ettin mi ama seni kenara attırdım, bize doğru gelen atlılara attırıp onları da yavaşlatabilirdim. "
"Böyle bir amacım yoktu aslında. Bana bu fikri ilk sundukları zaman şiddetle reddettim ancak beni bıraktın. "
"Ölme diye bıraktım seni. "
"Yaram o kadar ağır değildi. Ölmezdim."
"O yüzden mi geçtin kendinden?"
Sasha tam cevap vermek için dudaklarını araladığında gelen ses ile tekrar kapattı onları. "Sasha."
Sasha kafasını aşağı, yani bulundukları yere, inen merdivene çevirdi. "Ne oldu?"
"N'aptın diye sormaya geldim." Ses, Yn'nin çok iyi tanıdığı birine aitti.
Merdivenleri inmiş olan iki kadın zindanın önüne geldiler. İkisi de aynı anda Yn'ye baktı. "Selam, Yn. Nasılsın?"
Yn cevap vermedi. Gözlerinden nefret akıyordu. İhanet oldukça ağır gelmişti. "Onun, seninle konuşmasını bekleme."
"Nedenmiş o, Mikasa?" Mikasa, bakışlarını Yn'nin üzerinden çekip çilli kadına çevirdi. "Hainsiniz de ondan. Onun yerinde olsam sizi öldürmek için gün sayardım."
"Siz gelmeden önce benimle gayet konuşuyordu." Sasha söylendi. Kendisini biraz pişman hissediyordu, mahcuptu Yn'ye karşı. Maddi sıkıntılarının baş gösterdiği dönemde ona en çok yardım eden Yn olmuştu. Ağladığı zaman başını yasladığı omuz yine Yn'ye aitti.
Yn'nin nefret dolu bakışları biraz puslanmıştı. Bir şeyler demek isteyip diyemediği ve değişik bir ruh halinde bulunduğu da sabit kalmayan kaşlarından belli oluyordu.
"Diyecek bir şeyin varsa konuş, durma." Ymir Yn'nin yüzüne bakmıyordu artık. Kendinde o yüzü bulamamıştı.
"Bozduğun yemin orduya bağlılık yeminindi, değil mi?" Yn en sonunda sessizliğine son verip konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Kingdom | Reiner Braun x Reader Aot
Fanfic"Yapmadım de. Bana ihanet etmediğini söyle."