0.3

81 21 59
                                    

İyi okumalar!

"Yeter, gerçekten yeter. Bıktım ben. Senin gibi koca olmaz olsun!"

Yan taraftaki apartmandan gelen sesleri duyduğumda gözlerimi kapattım. Aşk yoktu işte. Günde ortalama üç kadın öldürülürken,  milyonlarca kadın dövülürken aşkın hala var olduğunu mu düşünecektim? Evet, bende aşk denen şeyin gerçek olmasını istiyordum. Hatta yalvarıyordum. Ama yoktu işte.

İçimde bir şeylerin kırıldığını hissederken gözlerimi açıp derin bir nefes verdim. Önümde duran matematik kitabına tekrar odaklanarak yarınki sınava çalışmaya başladım. Hoca sınavı zor yapacağını söylüyordu ama ben sıkı çalışmıştım ve bu son tekrardan sonra doksan beşin altında bir not alacağımı düşünmüyordum. Birkaç dakika geçmeden odamın kapısı hızla açıldı. İrkilerek kapıya baktığımda gelen kişinin babam olduğunu gördüm.

Öfkeli bakışlarını gördüğümde ellerim titremeye başladı. Ensemden aşağıya inen bir soğuklukla ona bakmaya başladım. Hayır, geliş sebebi düşündüğüm şey olamazdı değil mi? Bugün dayak yiyecek bir şey yapmamıştım. Beni dövmek için gelmesi anlamsız olurdu. Hızlı adımlarla yanıma gelirken kalem elimden kayıp yere düştü.

Babam at kuyruğumdan tuttuğu gibi başımı geriye çekti ve yüzüme yaklaştı. "Biz seni yetimhaneden paramızı ye, bize yük ol diye mi aldık lan!" Yüzümede hissettiğim o tanıdık yakıcı hisle başım hafifçe yana döndü. Ah, şu mesele. Efendimizin neden kudurduğunu anlamış olduk. Saçımı tutarak beni ayağa kaldırırken kaşlarımı çatarak "Söz verdim işte, lise bittikten sonra bir işe gireceğim. Şuan bile part time işlerde çalışıyorum daha ne istiyorsun?" diye bağırdım.

İğrenir gibi yüzüme bakarken bir tokat daha attı. "Ben senin bu evden siktir olup gitmeni istiyorum. On sekiz yaşına adım attığın an o adamla evleneceksin. Senin için verdiği para hiç de az değil." Pis bir gülüşle yüzüme bakarken saçımı bırakıp beni geriye doğru itti. Aşağılık adam...

Gözlerinin içine bakarak "Yine ve yine diyorum o adamla evlenmeyeceğim, ne yaparsan yap, istersen beni sabaha kadar döv, istersen öldür yinede evlenmeyeceğim." diye bağırdım. Eliyle ağızımı kapatarak beni dolaba yasladı. Tüm vücudum titrerken yüzümü yüzüne yaklaştırdı. " Bana bak piç kurusu, iste yada isteme, bu evden ya ölün çıkar, yada gelin olarak o adamın yanına gidersin.  Başka bir yolun yok."

Son kez gözlerime baktıktan sonra elini ağzımdan çekti ve odamdan dışarı çıktı. Girişte duran annem ise bana iğrenerek bakıyor, küçümseyen şekilde beni süzüyordu. Başını iki yana sallayarak odamın girişinden uzaklaştı. Öfkeyle kapımı kapattım ve sırtımı kapıya yaslayarak yere oturdum. Gözlerimden yaş akarken vücudumun titremesini durdurmaya çalışıyordum. Aşkın varolmadığına inandığım gibi artık sevgininde varolup olmadığını sorguluyordum. Aklıma yetimhaneye ilk gelişim geldiğinde ağlamam şiddetlendi. Korkunç bir araba kazasından bir hafta sonra öz annem ve babam yoğun bakımdan çıkamayıp ölmüşlerdi. Akrabalarımdan kimse beni yanına almak istemediği için yetimhaneye gitmek zorunda kalmıştım. Tam 4 yıl yetimhanede kalmış ve on yaşıma geldiğimde hayatımın dönüm noktasını yaşamıştım. Bir mart sabahı yeni ailem gelmiş ve beni yanlarına çağırmışlardı. Büyük bir heyecanla yanlarına gelmiştim. Mutluydum, çünkü artık kimsesiz değildim. Beni koruyacak, beni sevecek ve beni olduğum gibi kabul eden bir ailem vardı artık. Nereden bilebilirdim beni sadece para kazanmak için yanlarına aldıklarını...

Ellerimle göz yaşlarımı sildim. Fakat silmeme rağmen göz yaşlarım hala akmaya devam ediyordu. Derin bir nefes alarak yavaşça ayağa kalktım ve yatağıma ilerledim. Yorganı başıma kadar çekerek uyumaya çalıştım. Şuan sınava  çalışabileceğimi sanmıyordum, yemek desen o sofrada bana yer yoktu ve o pis adamın yüzünü görmek istemiyordum. En iyisi uyumaktı. Çok geçmeden uykuya dalarken öz annemin sesini duydum. Belkide bu her şeyden acıydı. Yıllarca dövülmek ve aşağılanmaktan daha acıtıcı...

"Uyu miniğim... Uyursan büyür, büyürsen güçlenirsin. Söz veriyorum annen ve baban her zaman yanında olacak..."

Fakat sizi göremiyorum anne...

Bölüm sonu...

Baş karakterimizin adı Çiçek (Denizin esmer demesi isim değil lakaptı burada yanlış anlaşılma olmasın) ve Çiçeğin bugün biraz geçmişine indik ve ailesini gördük. İleriki bölümlerde geçmişini daha detaylı öğreneceğiz burada sadece kısa ve en basit şekilde anlattım. Daha doğrusu umarım anlatabilmişimdir.

Eğer Çiçeğe bir şey demek isteseydiniz ne derdiniz?🥀

Ve oylarsanız sevinirim 🌺

Aşk Eski Bir Yalan | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin