MEDCEZİRLİ AŞK

YILDIZLARIN ALTINDA

Evet oydu.Kalp atışlarımı düzene sokamıyordum.Bana yaklaştıkça ellerim terliyor,tırnaklarımı geçirdiğim portföy çantam elimden kayıyordu.Anlayamıyordum ne işi vardı burada? Sırf o ve onun düşüncelerinden uzaklaşmak için geldiğim bu yerde yine o vardı.Geri dönüp kaçmak istedim ama aramızda bir adımlık mesafe vardı. Şaşkınlıkla göz bebeklerimin içine bakarken olduğum yerde eriyordum.
Berkay bakışlarımızı bölmek istercesine:
-Buğra?
Buğra, Berkay'a dönüp,
-Hoş geldin kardeşim. Diyerek kucaklaştılar.
Buğra ve Berkay eve doğru yürürlerken ben de onları takip ettim. İçeri girdiğimizde turkuaz mobilyalar,beyaz duvarlara eşlik ediyordu. Biraz daha ileri gittiğimizde üst kata çıkmak için ahşaptan merdivenler vardı.Küçüklüğümden beri böyle farklı evleri her zaman sevmişimdir.
Hemen göz ucuyla kendime bir koltuk seçip oturdum. Buğra ayakta dikilirken:
-Sen de hoş gelin Pelin .
diyerek elini bana uzattı. Gözlerinin içine bakarak:
-Hoş bulduk Buğra.
Diyebildim sadece. Berkay şaşırmış bir yüz ifadesi ile bize bakıyordu. Tam o sırada içeri bir grup erkek girdi ve selamlaşma dolu gürültüyle Berkay'ı götürdüler. Belli ki çok özlemişler.
-Bir erkek arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
Dedi masum bir ifadeyle.
-Berkay benim kuzenim.
-Seninle çok kötü bir başlangıçımız oldu.En baştan başlamaya ne dersin? Diyerek yüzüme baktı. Neden bilmiyorum ama Buğra'yı kaybetmek istemiyordum. O yüzden teklifini kabul ettim. Herşeye en baştan başlayacaktık. İkimizin suratında da küçük bir tebessüm oluştu. Neşeli bir ses tonuyla ayağa kalkarak
-Haydi bahçeye çıkalım. Dedim.
Bahçeye çıktığımızda parti çoktan başlamıştı. Herkesin elinde içki şişesi. Kimisi havuzda, kimisi şenzlonga oturmuş, kimisi çimlere uzanmıştı. Buğra içeceklerimizi almaya giderken ben çimlere oturmuştum bile. Çok geçmeden Buğra iki meyve kokteyli ile yanıma geldi. Kokteylimi bana uzattı o anda kolundaki dövmeyi gördüm. Garibime gitmişti ama çok seksi duruyordu. Merak edip sordum
- Güzel dövme. Anlamı ne?
- Teşekkür ederim. Çok dolaştığım için böyle bir uçak yaptırmak aklıma geldi.
Garip, biran durup onunla birsürü yeri deli gibi gezdiğimi hayal ettim. Hayalim kısa sürdü tabiki. Cevap vermemi beklercesine yüzüme bakıyordu.
- Mantıklı güzel olmuş. Dedim.
Biranda elimden tuttu. Şaşırmıştım.
-Hadi kalk. Gidiyoruz.
Birşey diyemeden elimden tuttuğu gibi kaldırdı ve yürümeye başladık.
Çok merak etsemde nereye gittiğimizi sormadım. Sanırım onunla heryere gidebilirim.
Burası anlatılması zor çok güzel biryerdi kimse yoktu sessiz, sakin, huzur dolu...
Çimler ve hemen ardında deniz.
-Sessiz bir yer daha iyi olur diye düşündüm.
Yüzüne bakıp gülümsedim. Oturduk. Yıldızları izlemeye başladım. Çok güzellerdi. Ve Buğradan bir iltifat
-Senin gibi parlak ve güzeller.
O böyle yaptıkça utanıyordum. Allah'tan gece. Yüzümdeki kırmızılıkları görmesini istemezdim.
-Her kıza böyle mi yaparsın?
-Pelin sende yeniden başlayalım dedikçe tersleme.
Haklıydı neden böyle bir cümle kurmuştum ki.
Yukarı baktığımda yıldız kaydığını gördüm. Buğraya dönüp:
-Yıldız kaydı. Dilek tut.
Nasıl yani der gibi yüzüme baktı. Anlamış olacak ki:
-Tuttum. Dedi.
-Ne diledin?
-Dudağına bir buse kondurmak.
İstemeden suratımda aptalca bir gülümseme oluştu.
-Sen ne diledin?
-Tuttuğum dileği söylersem gerçekleşmez. Dedim ve sırıttım.
- Ama bu haksızlık.
- Söylemeseydin.
Birlikte kahkaha atmaya başlamıştık.
Kahkaha atarken ellerimizdeki sıcak temas yüzümüze sıcacık bir gülümseme olarak yansımıştı. Ve artık kurtuluşum yoktu. Sıcak dudakları beni çağırıyordu. Aramızdaki hafif yakınlaşmadan sonra kendimi ona ait hissetmeye başladım. Dudaklarımız ayrıldığında gözlerimizdeki bakış "İyi ki " der gibiydi. Kafamı göğüsüne koydum ve o içten kokusunu çiğerlerime çektim. Öyle güzel kokuyordu ki.Birbirimize sokulduk, gözlerimizi kapayıp uykuya daldık. Ve bu sırada daha önce hiç hissetmediğim bir şey hissettim. Sadece fiziksel olmayan bir yakınlık.Ambiyans o kadar güzeldi ki şarkının sözleri bu anı ölümsüzleştiriyordu.
Mavi nurdan bir ırmak
Gölgede bir salıncak
Bir de ikimiz kalsak
Yıldızların altında...