six

484 50 25
                                    


Gerginlikten olduğum yerde bile titrerken zar zor makyajımı tamamlamıştım. Bir zamanlar bana gönderdiği kısa deri bir şort ve üstüne belinden korseli gömleğimi giymiştim. Bu kombinime bayılıyordum gömleğin kolları falan da aşırı güzeldi. Şort tüm bacaklarımı ortaya çıkarıp darlığından dolayı tüm kalçamıda gözler önüne sererken böyle giyindiğim için utanmıştım.

Ama ben onun için böyle giyinmiştim çünkü kim bilir belki de Jeongin'in dediği gibi günün sonunda bir çıtırla yatağa girerdim?

Telefonum çaldığında direkt kılıfıma biraz para tıkmış ve cebime atmıştım. Hızla aşağıya inip arabada beni bekleyen Jisung ile Minho'nun yanına ilerlemiştim. Arabaya binip yola koyulduğumuzda ikiside bana şaşkınca bakıyordu.

"Kusura bakma Felix ilk defa böyle görüyorum seni." Minho kendini açıkladığında gülmüştüm.

"Ne varmış halimde?"

"Çok iddialısın." tekrar gülmüştüm.

"Sizce gruptaki olaylar ne ya? Ben çözemedim."  Jisung konuştuğunda göz devirdim. Resmen hiç alakam olmayan Seungmin birden bana atarlanmıştı.

"Cidden anlamadınız mı? Bakın ben ikisinide yıllardır tanıyorum. Seungmin muhtemelen Hyunjin ile tekrar sevişmek istiyordur. Dün ne olduğunu ben size az çok anlatayım, Hyunjin bana anlatmadı ama net bir şekilde onunla olmayacağını söylemiştir. Seungmin egolu biri red edilmeyi kaldıramaz, bu yüzden olayı kendine çevirip Hyunjin'i suçlu gösterecektir. Jeongin de Hyunjin'e bundan triplidir. Ama benden söylemesi Hyunjin'i ilk defa böyle görüyorum." Minho arabayı sürerken aynı zamanda konuşuyordu.

"Peki Felix ne alaka?"

"Numarasını kaydettiği için kıskanmıştır." Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken bu sefer ben sordum.

"Benim numaram niye kayıtlı?"

"Bak işte onu bende bilmiyorum. Hyunjin'İn rehberinde max 10 kişi vardır." çok üstünde durmayarak yolu seyre daldım. Şuan ne Seungmin ne de Hyunjin umrumdaydı. Ben şuan sadece bu geceyi düşünüyordum. Tekrar onun aklıma gelmesi ile aptal gibi sırıtmıştım. Ah tanrım, onu görecektim?!

Sonunda şu bahsettikleri teras bara geldiğimizde arabadan indiğim gibi en önden yürümeye başlamıştım. Saat şuan 9.30 civarıydı ve bana saat 10'da orada olacağını söylediğine göre hep kapıya bakmalıydım.

Bar'a ulaştığımızda kontrolden geçip direkt olarak ortama bakmıştım. Dans edenler, bilardo oynayanlar, birbirini yiyenler, oturup konuşanlar derken gerçekten kalabalık bir yerdi. Bizde hemen bizden önce gelen Chan, Changbin ve Jeongin'in yanına geçmiştik. Hyunjin ve Seungmin daha yoktu ama kafaya takmayarak masadaki sohbete dönmüştüm. Hepsi kombinime ve makyajıma şaşırırken Jeongin beni resmen kutluyordu.

"Felix var ya sana buradan bir değil elli çıtır çıkarırız." demişti. Her iltifatlarına kibarca gülüp iki de bir saatimi kontrol ediyordum. Sonunda saat 10'a geldiğinde pür dikkat kapıya bakıyordum. Birden kapıdan Hyunjin ile Seungmin girerken ikiside ilk olarak kapıya baktığım için bana bakmışlardı. Seungmin göz devirirken Hyunjin ise beni süzüp kaşlarını çatmıştı.

Yanımıza gelip oturduklarında Hyunjin tam karşıma oturduğu için kapıyı düzgünce göremiyordum. Bundan dolayı bende kaşlarımı çatarken geniş omuzlarından arkaya bakmaya çalışıyordum.

"Hayırdır? Birini mi bekliyorsun?"

"Evet! Çekilirsen bakacağım." Hyunjin'e sinirle cırladığımda tıslamaya yakın bir gülüş sunup yanında ki Jeongin'e biraz daha yanaşmıştı kapıyı görmem için. Ben masadakileri görmezden gelip kapıya bakmaya devam etmiştim.

Friends  - {Hyunlix}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin