***
"Konuşmayacak mısın?" ayakkabılarını seyre dalmış halde ona yöneltilen soruyu duymamış gibi davranmayı seçmişti.
"Felix sana diyorum." istemeyerek başını arkadaşına doğru çevirmişti.
"Konuşmayacağım."
"Ne? Ama neden? Birbirinizi hala çok sevdiğiniz net ve açık. Bunu kendinize yapmamalısınız."
"Anlamıyorsun Jisung. Ne kadar seversem seveyim olmuyor. Tekrar konuşmaya çalışsak aklıma geliyor. İstemiyorum mu sanıyorsun? Deli gibi tekrardan ona sarılmak istiyorum. Sadece onun kollarında kalıp asla çıkmak istemiyorum. Ama sorun ne biliyor musun? Siktiğimin hayatın boyunca seni salmayacak olan hatalar ve pişmanlıklar. Ne kalplerimiz ne de hatalarımız için çözüm var."
Jisung bu sözler karşısında sessiz kalırken Felix ise az önceki işlemine geri dönmüştü. Günlerdir yaptığı gibi sadece düşünüyordu. Ne yiyebiliyor ne de uyuyabiliyordu. Sadece düşünüyordu ve düşüncelerinden hiçbir kaçış yolu yoktu.
***
"Onu beklemeye devam mı edeceksin cidden?"
"Gelecek kişi o."
"Sen gitmezsen gelmeyecek biliyorsun değil mi?"
"Onu biraz tanıyorsam eğer, kesinlikle o gelecek." Minho yüzünü buruşturarak bakmıştı yeri izleyen arkadaşına.
"Özleminden şizofrene dönmüşsün." Hyunjin başını olumsuz şekilde sallayıp arkadaşının gözlerine bakmıştı bir kaç saniye boyunca.
"Hayır sadece biliyorum."
"O mu söyledi?"
"Bana söylemese bile ben onun hakkındaki herşeyi yine bilirim Minho." bunu dedikten sonra ayaklanıp oradan ayrılmıştı.
***
Oturduğu bankta tam karşısındaki kendisi kadar buruk denizi izliyordu. Deniz çok sakin duruyordu fakat arkalardan gelen büyük dalgalar göze vuruyordu.
Hava kararmak üzereydi ve sadece anlık bir kararla gelmişti buraya.
Boş gözlerle denizi seyretmeye devam ederken burnuna denizin kokusundan daha ferah bir koku ilişti.
Hyunjin bu kokuyu biliyordu. Arkasına bakmadı, kendiliğinden gelip yanına oturdu.
İkisi de bir süre konuşmadı.
"Gelmişsin."
"Beklemişsin."
Aynı anda ağızdan çıkan bu iki laf ikisinin sözleri gibi gözlerininde kesişmesini sağlamıştı. Bakışları birbirine dönmüştü.
O yoğunluğu uzaktan birisi bile fark edebilirdi. Birbirlerine bakmak isteselerde bunu red ederek bakışlarını kaçırdılar.
"Bacaklarım beni buraya yönlendirdi."
Hyunjin bu cevabı duyduğundan başını sallayıp ayaklanmıştı.
"Benim için gelmediğine göre seni kendinle baş başa bırakayım." demiş ve bir kaç adım atmıştı ki duyduğu ses ile yerinde durmuştu.
"Hyunjin dur."
Kolundaki el geçen gün ki aynı olayı hatırlarken farklı konumlarda oluşları pek fark etmiyordu.
"Ben seni çok özledim."
Hepsi buydu. Sadece bunu duymak istiyormuş gibi Hyunjin kollarını hızla karşısındaki bedene sardı.
Daha sıkı bir karşılık alırken yüzünü boynuna gömerek kokusunu içine çekti.
Tüm yorgunluğu uçup gitmiş gibiydi. Tek arzusuna kavuşmuş bir şekilde kollarını ondan ayırmadı.
Bir süre daha sarıldıktan sonra banka oturdular. Şimdi ikisi de sessizdi.
Konuşmak isteselerde sözlerin kifayetsiz kalacağını biliyorlardı.
"Sensiz ne sabahları gündüzdü, ne de geceleri akşam.
Zaman kavramı olmuş bir yalan.
Bir o'ydu beni anlayan,
Gitmesin diye göz yaşı döktüm oldu seylan."Felix duyduğu sözlerle bakışlarını denizden ayırıp ona bakmıştı. O da ona bakıyordu.
"Hyunjin yapma bunu bize, yumuşamamı sağlama daha da kötü olacak herşey."
"Uzaklaştırma beni kendinden Felix. İkimizde üzülüyoruz, özlüyoruz."
"Bana bunu yapma, bize bunu yapma." bir hayli yorgun çıkan sesiyle başı önüne düştü Felix'in.
"Bırak nolursun ölü toprağı üzerimizden atalım, kurumasın, çiçekler dikelim."
"Toprakta kurur, beden de."
"Nolursun, açık kalmasın yaran. Yara bandı yapıştıralım kalmasın iz falan."
"Yapamıyorum Hyunjin. Ben, korkuyorum. Yara bandım olma. Yara bandını yapıştırırsın kirlenir, sonra çöpe atarsın. Ben seni atmak istemiyorum."
"Atma o zaman Felix, kalayım bir köşede, bulunayım kalbinde."
Felix en sonunda dayanamayarak tekrar sevdiği adamın boynuna asıldı. Bu sefer çok şiddetli ağlıyordu.
Onu bir o anlıyordu ama tek ona anlatamıyordu.
"Kalplerimiz bütünleşmiş olmuş aynı, nasıl kalalım ayrı?"
"Yarayı kapatan aşk, yaradan da derin Hyunjin."
***
Sensizliğin acısını bilemezsin, kendini hor görür layık göremezsin.
İstersin tutmak, elini veremezsin.
Bir ben anlarım ama bir tek bana söyleyemezsin.
Söyle bana o yorgun sesinle, birbirimizden uzaklaşmak çözümse
Neden acıyor kalbim tek bir sözde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends - {Hyunlix}
FanfictionFelix her gün yazışıp sexting yaptığı adamın arkadaş grubundan biri olduğunu bilmiyordu.