O günün sonrasında Hyunjin ile ilişkimiz kesinleşmişti. Beraber geçmeyen bir günümüz bile olmuyorken bana masalları andıran günler yaşatıyordu.
"Aşkım tırtıl olsam beni sever miydin?" göğsünde yatarken yönelttiğim soruyla bir müddet düşünmüş ardından beni cevaplamıştı.
"Severdim bebeğim."
"Çok düşündün. Yoksa sevmez miydin?"
"Hayır seni her halinle severim."
"Gerçekten mi? başını sallayıp saçlarımın arasından bir öpücük bırakmıştı. Şımarıp kafamı göğsünde sürtmeye başladığımda kolunu belime daha da dolamıştı.
"Pekii ben senin en sevmediğin yemek olsam ve o gün menüde sadece o yemek olsa beni yer miydin?"
"Seni ve bal yanaklarını her türlü yerim." diyip yüzüme eğilerek yanağımı ısırmıştı. Çığlık atıp ondan uzaklaşırken beni tekrar tutup kucağına oturtmuştu.
Yanağımı ısırmak için ellerimi tutmuş ve beni sabitlemişti. Ben yerimde gülüp çırpınırken o ise hareket ettiğimden ısıramıyordu.
En sonunda beni tutup sabit durmam için koltuğa yatırıp ellerimi başımın üzerinde sabitlerken sakinleşmiştim. Aralık bacaklarım arasına girerek kendisi de soluklanırken pozisyonumuzun farkına varıp kızarmaya başlamıştım.
Sakinleştiğim için üzerime eğilip yanağımdan ısırdığında bana daha da yaklaşan alt bölgesinden dolayı sıcak basmıştı.
Yanağımı ısırdığı halde geri çekilmezken düşüncelerimi veya kendimi dizginlemekte güçlük çekiyordum. İstemsizce kendimi ona ittirirken kendisininde kas katı kesildiğini hissetmiştim.
"Felix."
"Efendim aşkım?" nefeslerimiz hızlanmıştı ve kıpırdamayı kesmiştik. Yüzünü yüzüme doğru getirip gözlerini gözlerime dikti.
Ellerim hala başımın üzerinde yerini korumaya devam ederken onu kendime çekemediğim için yüzümü buruşturmuştum.
Kendisi istediğimi anlayıp yüzüme eğilirken öpeceğini düşünmüştüm. Ama o aksine dudağımın üzerine üfleyip üzerimden doğrulmuştu.
Ne?
***
İnsanın aklı hep kötüye yorardı. Benimki de o yönden çalışıp başka hiçbir şey düşünmezken Hyunjin'in beni istemediğini falan düşünüyordum.
Üzerimden doğrulduktan sonra duş alacağını söyleyip banyoya gitmişti ben ise hala aynı yerde yatıyor ve acaba çirkin olduğum için mi beni istemediğini düşünüyordum.
Acaba Hyunjin kızlardan falan mı hoşlanıyordur. Böyle büyük memeli falan. Ama benim memelerim büyük değildi ki. Bu düşünceyle dudağım kendiliğinden büzülüp gözlerim dolarken Hyunjin'e büyük meme veremediğim için çok mutsuzdum.
Bir süre sonra dolu gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ne yani küçük memeliyim diye benimle sevişmeyecek miydi? Neden kaçtı benden?
Ciddi ciddi buna ağlarken bir kaç günde oluşan şımarıklığımı sorgulamıyordum bile.
En sonunda Hyunjin duştan çıkmış ve ağlama sesime gelmişti. Beni ağlarken bulmayı beklemiyor olmalıydı ki ne yapacağını şaşırmış ve kollarını bana sarmıştı.
Beni kucaklayıp sarmalarken bende boynuna sarılıp ağlamaya devam etmiştim.
"Hyunjin.."
"Bebeğim-"
"Beni istemiyor musun!" aniden yükselmem ile şaşkın bir yüz ifadesine bürünürken önce şaşırsa da sonradan yatıştırıcı bir yüz ifadesi takınıp göz yaşlarımı sakince silmeye başlamıştı.
Önce göz yaşlarımı silmiş ardından yanaklarımdan öpmüştü. Gözlerim dolu dolu bakarken beni cevaplamadığı için daha da kötüsünü düşünmeye başlamıştım.
"Güzelliğin eder deli,
İster seni her insan teni.
Dokunmaya kıyamam sanki bir peri,
Sarıp sarmalarım, atamam adım geri."Dudaklarından dökülen sözler beni yatıştırırken sonunda sakinleşmiş ve bana okuduğu şiir hakkında düşünmeye başlamıştım. Anladığıma bakacak olursak bana kıyamadığı için dokunmuyordu.
"İstemediğin için değil yani?"
"Bu ilişkide senin düşüncelerine daha çok önem veriyorum bebeğim. Yoksa bana kalsa.." diyerek sırıtmıştı.
"Aşkım hayır, madem bir ilişkideyiz karşılıklı fikir ayrılıklarının olduğu yerde bir şekilde ortak karar almamız gerekir."
"Peki ya ikimizde aynı şeyi istiyorsak?"
***
Yeni fic yazıyorum bir göz atın
Birde italik ile yazdığım şiirler bana aittir. Alıntı yaptığım zaman kaynak veriyorum zaten anlamışsınızdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends - {Hyunlix}
FanfictionFelix her gün yazışıp sexting yaptığı adamın arkadaş grubundan biri olduğunu bilmiyordu.