herkesin ona pür dikkat kesilerek dinlemesi üzerine seungmin kahvesinden bir yudum almış ve planı anlatmaya koyulmuştu.
"öncelikle amirim, sizden yanınıza güvendiğiniz bir ekip oluşturmanızı istiyorum. sağlam bir ekip olsun her şeyin anlaşıldığı bir dayanışma yeri olsun."
minhonun onaylaması ile beraber gözleri changbini bulmuştu.
"changbin, bunun doğru olduğunu düşündüğüm için seni koruma olarak düşündüm. güçlü bir yapın var, gelen her darbeye karşı bizi koruyabilir misin?"
"bir dakika ama, dışarıdan aldığımız bir insan ne kadar doğru olabilir?"
"çünkü changbinin bunu yapma potansiyeli var ve güvendiğim bir insan. eğer dava bana kalmışsa lütfen karışma yeji."
"yanlış bir şey olursa tüm suç sende olacak o zaman."
"evet, bunu göze alarak bu kararı verdim zaten. o yüzden daha fazla ısrar etmeye devam etme lütfen."
"eğer sonunda birilerinin kurtulması varsa bunu seve seve yaparım seungmin. doğru bir karar vermişsin."
"güzel, gideceğimiz adres bir bar olacak. yalnız benim burada devreye girmem yanlış. aynı şekilde chanında. biz sadece motosikletli kuryeler olacağız. changbin dahil herkes çelik yelek giymeye özen göstersin. böylece changbinin vücut yapısı ve yüzünü kapatacağız. daha sonra burada devreye giren kişi, jeongin ve hyunjin olacak."
"ya birimizden birini fark ederlerse."
"hepimizin güvenlik için önlemleri olacak chan. korkmayın, bu planın içinde her şeyi düşündüm. karşı taraftan gelen teklifleri red edeceksiniz. birinizin dahi içki içip ayyaşlaşmasını istemiyorum. belli etmeden tüm planı uygulayacağız. buraya kadar her şey sakin. ancak bundan sonrasında içlerinden birini etkileyecek potansiyelde birisi gerekecek. o kişi de sen olacaksın felix."
"neden felix?"
"çünkü yüzünde inanılmaz bir güzellik var ve etkilendirmesi uzun sürmez. felix, özellikle içlerinden iyice sarhoş olan birisini kullanacaksın."
"hepiniz buraya kadar iyi getirirseniz işimiz sağlam. geriye sadece felixin ayarttığı adamın patronun odasına götürmesini istemek kalacak. bu süreçte de tüm barı sakince boşaltacaksınız. sadece sekizimiz ve karşı taraf o barda kalacak. felixin giymesi gereken bir elbise yok."
"bir an mini etek giy diyeceksin sandım."
masadaki herkes ona gülmüş ve bir süre daha panoyla ilgilenen ekip evlerine dağılmıştı.
"bence sana mini etek çok yakışır küçük sevgilim."
giden herkesin fırsatına hemen seungminin belinden kavramış ve ona dönmesini sağlamıştı.
tam onu öpen adamın dudaklarına parmaklarını bastırmış ve kollarının arasından kaçmıştı.
"davayı güzel sonlandırırsak olur anca o."
haklı olduğunu bir kez daha anlamış ve masada kalan bardakları toplamaya koyulmuştu.
"pişt, kırılmadın değil mi?"
"hayır, sadece haklısın. bu davanın ciddiye alınması gerekiyor. bu yüzden böyle düşünme, git yat. ben burayı toplar senin yanına gelirim tamam mı?"
"anlaştık sevgilimm"
tatlış tatlış kabul etmesi ile chan onun yanaklarını sıkacağına yemin etmişti. o kadar tatlı bir şeydi ki seungmin, bir yavru köpeğe benziyordu. onun gibi tatlı ve sevimliydi.
tüm masayı toplayıp sildikten sonra sevgilisinin yanına sırnaşmıştı. beyaz ve asil görünen odaya baktı. tam seungminlik bir odaydı.
intikamını almak için onun yanaklarını tutup kendine çekmiş ve öpmüştü. o dünyanın en şanslı insanıydı, seungmin gibi birisini bulduğu için.
ikinci geçirdikleri geceyi de güzel ve mutlu atlatırken sabaha iyi bir başlangıç yapmışlardı.
hemen kahvaltı yapmışlar ve doğrudan emniyete geçmişlerdi. seungmin, jeonginin yanına gidip chan ile olan ilişkisini anlatmış ve çığlık atan çocuğu susturmaya çalışıyordu.
"ya oğlum bağırma, kimse duym-"
"biz duyduk bileeee, hahhahhaha."
ikilinin yanına gelen bir diğer ikili ise jisung ve felixdi. seungmin onları kol kola görünce şaşırdı.
"kaynaşmışsınız, bu arada jisung bey. bu aralar buralara çok gidip geliyorsunuz, yoksa minho hyung-"
"şhht! sen nereden biliyorsun bunu!"
"eh bir dedektif olarak gözlemlediklerimde iyiyimdir doktor jisung."
felix onların bu sıcak ilişkisine baktığında kendini onların arasında bir yabancı gibi hissetti. bu duruma alışık değildi ve anlaşılan epey zaman alacaktı.
jisung onun düşen suratını görmüş ve o da ona odaklanmıştı.
"noldu çillim?"
"ah, bir şey yok."
yalandan bir gülümseme sunmuş ve jisungu inandı saymıştı. ama böyle şeylerin gözünden kaçmadığını iyi bilirdi jisung. görünüşe göre şu an bunu konuşmak istemiyordu felix.
"ee plana ne zaman giriş yapacağız seungmin?"
"iki gün sonra."
"neden ki?"
"iki gün sonra barın yıl dönümü mü ne varmış. o yüzden büyük ihtimal büyük bir parti verirler orada. eh, ne kadar çok insan o kadar az fark edilmek."
"güzel plan da, sen chanla ne zaman sevgili oldun? gözümden kaçtı sanma."
jisungun gelen sorusu üzerine ona iki gün öncesini anlatmış ve içinin kıpır kıpır olduğunu hissetmişti. orada olan felixin hâlâ mutsuz olduğunu görünce jisung bir kez daha iç çekti.
"minho hyunga sana anlatmasını istedim. dediğim gibi ji, oraya sadece teknik eşyaları getireceksin."
"biliyorum bebeğim. hiç endişelenme."
onların böyle konuşması ile felix kafasını çevirmiş ve ileride hyunjinin ona baktığını fark etmişti. ne o yoksa? felixin duygularını anlamış mıydı?
ona baktığını fark eden hyunjin, hemen odağını başka bir şeye vermeye çalışmış ama bunda başarısız olduğunu fark etmişti. çünkü felix ona gülerek bakıyordu.
"planımız da başarısız olursak her şey mahvolur biliyorsun değil mi?"
"biliyorum sevgilim, bu yüzden biricik sevgilin bunu başaracak. ama ya sen bana hiç güvenmiyorsun."
"hayır bebeğim, tabii ki güveniyorum. ama bir yandan bu katilin gözümü korkuttuğunu da söyleyebilirim."
"korkma sevgilim, ben seni daima koruyacağım."
-chapter is over- hostage-billie eilish
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
