Yeni bölüm ile herkese merhabalar!
Diğer bölümü atlamayınnn.
Keyifli okumalarr.------------------
"Seni içimde yaşadım, içimde büyüttüm.
Gözlerin'di beni aşka vuran.
Kalbin'di beni iyiliğe iten.
Seni sever iken yeniden yaşadım...""Bana yalan mı söylüyorsun?"
Şaşkın şaşkın Arthur'a baktım. "Sana yalan söylemiyorum..." Diyebildim sadece. Kalbim öyle bir ağrı oluştu ki, atışları canımı yakıyordu. "Yalan söylediğin belli, ben istediğimi yaparım kimse de sorgulayamaz. Hocaya derse girmeyeceğimi söyledim." Dedi, işte şimdi yanmıştım. Kazdığım kutuya düşmüştüm.
Daha da dibime girerek devam etti, "ne şans ki, sen bana hocanın çağırdığını söylüyorsun." Dudağının kenarı yukarı doğru çıktı. "Yalan söylüyorsun." Diyip elini duvara vurdu. Korkuyla başımı çevirip gözlerimi kapattım. "Amacın ne?" Dedi. Bahane arıyordum o esnada, hızlı ve tutacak bir bahane...
"Konuş!" Diye bağırdığında bahane bulamayacağımı anladım. "Se-seni merak ettim..." Aynı zamanda gözlerimden yaşlar akıyordu. En ufak şeyde ağlıyordum. Bir süre sessiz kaldı, beni incelediğini ona baktığımda anladım.
"Beni mi düşündün?" Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Bunu ben bile kendimden beklemiyordum...
Başımı olumlu şekilde salladım. Onu merak etmiştim, endişelenmiştim. Benden uzaklaşarak arka duvara yaslandı. Bende 'fırsat, bu fırsat!' diyerek hemen kaçtım. Elimi kalbime koydum. Hızla atıyordu! Hemen koşarak okula girdim.
YAZAR AÇISINDAN!
(O ESNADA ARTHUR)
Arthur, onu merak eden ilk kişinin olmasıyla anlık şok geçirerek duvara yaslanmıstı. Onu düşünen kişinin Edwin, olması onu şaşırtmıştı. Neden zorba birini düşünür ki? Özellikle onu zorbalayan?
Çok fazla düşünmeden depo odasına girdi. Bliy sandalyede oturarak arthur'u bekliyordu. "Neden geç geldin?" Diye sordu Arthur. Aslında onu bekleten kişi oydu. "Anca geldim." Dedi bliy, sandalyeden kalkarak.
"Şu işi halledelim de, bitsin artık." Diye isyan etti Bliy. Depoda biraz ilerledikten sonra sandalyenin üzerinde bağlanmış bir çocuk vardı. Gözü, elleri, bacakları bağlıydı. Durduğu yerde kıpraşıyordu.
Bliy, çocuğun yanına giderek gözünü açtı. Çocuk gözlerini açtığı an karşısındaki Bliy'e bakarak affalandı. Bliy çocuğa yaklaşarak çocuğa korku saldı. Gözleri bile onu korkutucu yapardı.
Arthur cebinden sigara çıkarak içmeye başladı. Karışmadan sadece onları izliyordu. Bliy de çocuğun boğazını tutarak daha fazla korku saldı düşmanına. "Bir daha sakın, Ola'a yaklaşma!" Dedi kükrercesine. Çocuk da çaresizce başını olumlu şekilde salladı.
Bliy, çocuktan uzaklaştığında Arthur çocuğa yaklaştı. İçtiği sigarayı henüz bitmemişti. Sigarayı çocuğun yanağına yaklaştırarak bastırmıştı. Çocuk acı içinde inlemeye başladı. Bu vahşi ceza ona bir ders olmuştu.
Bliy, çocuğun ellerini ve bacaklarını çözerek, depodan çıktı. Çıktığı günü Ola ile karşılaşacağından habersizdi. Karşısında ola'ı görünce anlık korku ile geri çekildi. Ola da meraklı gözlerle Bliy'e baktı. "Ne yapıyorsun burada?" Dedi karşındaki büyük bedene.
Bliy telaşa kapılarak güldü. Gülüşü tedirgindi, anlamasindan korkuyordu. Bliy, Ola'a bakarak gülüyordu. "Sadece eğleniyorduk." Diye cevapladı. Ama gelen çığlık sesi Ola'ı tedirgin etmişti. "Bu sefer kimse ne yapıyorsunuz?" Diyip içeri girmeye çalıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM ZORBAM (GAY)
Fantasyokul'un en popüleri, aynı zamanda en zorbası olan Arthur, ve okul'un en ineği, aynı zamanda sessiz çocuğu Edwin'in aşk hikâyesi... (Cinsellik, eşcinsellik, Zorbalık, Küfür ve Ego içerir, rahatsız olanlar okumasın!!)