Yeni bölüm ile herkese merhabalar!
Gece saat üç de yazıyorum. Ne zaman atarım? Bilmiyorum...
İyi okumalar dileriz..."Zaten dağınık aileden geliyorum.
Benim ailem olur musun?"___________
(ARTHUR AÇISINDAN!)
(GECE KENDİ EVİNDE!)Eve aşırı yorgun şekilde geldim. İçeri girdiğim de eşyalar her yere yayılmıştı. Bağırma sesleri duyduğumda salona gittim. Annem ve babam birbirlerine bağırıyorlardı. Alışkındım artık. Tepki dahi vermeden onları izledim. "Ben 25 yıldır seninleyim ve bu süreç altında bana sadece bir çocuk verdin!" Diye bağırmaya başladı babam. Cidden bu sebepten mi tartışıyorlardı?
İkisi de birbirlerine yakın şekilde durdu. Gözlerimdeki yorgunluk ve üzerimdeki bitkinlik beni bitiriyordu. Neyse ki Edwin sayesinde kendime geliyordum. Bana çok iyi geliyor. Onu her gördüğümde öpmek ve sarılmak istiyorum. Bunu yapmadan önce ona soruyordum. Benden rahatsız olmasından korkuyorum. Eğer istemediği bir duruma denk gelirsem ve onu sormadan öpersem bundan rahatsız olurdu.
Derin nefes alıp karşımda bağırmaya devam eden çifte baktım. "Bir okula dahi sahip çıkamıyorsun!" Annem bağırarak masadaki vazoyu duvara fırlattı. O kadar çok ses vardı ki hizmetçiler ve korumalar bile rahatsız oluyordu. Annem bana baktığında durdu. Beni daha yeni fark ediyorlardı. "Asıl sen daha bir çocuğa sahip çıkamıyorsun! Oğlun gitti. Nerde olduğu belli değil!"
İkisinin de birbirlerine tahammülü yoktu. Her okuldan geldiğimde veya eve geldiğimde kavga olurdu. Babam da arkasını dönüp beni fark edince durdu. Alışkın olduğumu söylesem de, her kavga da üzülüyordum. Bana bir süre baktıktan sonra bağırmaya devam ettiler. "Kaç yaşına geldi? Hala bir sevgilisi yok!" Babam her saniye başka bahaneyle kavga ediyordu.
"Çocuğa ne demeliyim? Bu benim sorunum değil!" Annem, babamın üzerine giderek bağırdı. "Böylesin işte, aynı boksun!"
"Sen kendini mükemmel mi sanıyorsun? Eve para kazandırıp bize zenginlik yaşatarak kendini çok mu iyi sanıyorsun?!"
"Çocuğa içirdiğin sütü boğazından sen getirmedin mi? Bu evi, bu hayatı benim sayem de yaşıyorsunuz, birde şikayet mi ediyorsun?!"
"Çocuktan bu kadar rahatsız oluyorsan, aldırmama izin verseydin!" Annemin söylediklerinde dondum. Beni aldırmak mi istemişti? Bunu babam mı engellemişti? Şaşkın şekilde iki çifti izlemeye devam ettim. "Ailem çocuk istiyordu! Böyle bir çocuk doğuracağını bilseydim, aldırmana bizzat ben yardımcı olurdum!" Her kelime de dahada yüzüm düşüyordu.
Daha fazla dinlemek istemiyordum ama gidemiyordum. Ayaklarım gitmeme izin vermiyordu. "O zaman neden hala karşımda bir tane daha çocuk vermediğim için şikayet ediyorsun?!" Annemin söylediği cümlede babam sustu. Annem haklıydı. Babamın yumruklarını sıktığını görünce vurmasından korktum.
Cama doğru ilerleyip cama yumruk attığında annem çığlık attı. Camın her parçası yerlere dökülmüştü. Annem çığlık atıp ağzını kapattı. babam hala öfkeliydi. Diğer cama da yumruk attığında sessizce izledim. Artık alışmıştım. Bu kaçıncı kez kırdığı camdı? Hiç sayamadım...
Daha fazla durmak istemeyerek odama döndüm. Kendimi yorgunluktan yatağa attım. Bu gün yeterince kötü şeyler yaşadık. Acaba kijer şimdi ne haldedir...
(YAZAR AÇISINDAN!)
(KİJER HASTANEDE!)Kijer üzüntüden mahvolmuş sandalye de oturuyordu. Annesi bayan Chloe yeni doğum yapmıştı. Doktor stres yapmamasını ve sakin kalmasını söylüyordu. Bayan Chloe'in bu umrunda değildi. Bay Rudy eşinin yanında duruyordu. Yeni doğan bebeğini kucağına alıp annesine verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/375595684-288-k571699.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM ZORBAM (GAY)
Fantasyokul'un en popüleri, aynı zamanda en zorbası olan Arthur, ve okul'un en ineği, aynı zamanda sessiz çocuğu Edwin'in aşk hikâyesi... (Cinsellik, eşcinsellik, Zorbalık, Küfür ve Ego içerir, rahatsız olanlar okumasın!!)