BENİM ZORBAM (GAY)

12. bölüm °•kek ve dayak•°

YENİ BÖLÜMLE HERKESE MERHABALAR!
ARKANIZI YASLANIN VE BU BÖLÜMÜN SİZİ HEYECANA GÖTÜRMESİNE İZİN VERİN!
İYİ OKUMALAR... 

"Gözlerin bana çok şey anlatırdı.
Sen neden susmayı tercih ettin?
Tenin bana huzur verirdi.
Sen neden benden uzaklaştın?"

______________________

(EDWİN ESNASINDA!)
                 (OKUL ÇIKIŞI ESNASINDA!)

Çantamın kollarını tutarak okuldan çıktım. Bu gün hiç bir şey başıma gelmemişti. Arthur beni rahat bırakmıştı. Kimse bana bulaşmadı. Sadece bütün teneffüs boyunca arthur'un defterine hocanın dediklerini yazmıştım. Elim ne kadar Ağrısa da bittiği için sevinmiştim. Teneffüslerde tuvalete bile gidemedim. Tuvaletimi tuta tuta penisime de ağrılar girmişti.

Okuldan çıkarak eve doğru yürüdüm. Arkamdan gelen sesle arkamı döndüm. "Cüce! Kekimi unutma!" Diye bağıran Arthur'du. Arabasına binerek bağırıyordu. Lanet okuyarak eve yürümeye devam ettim. Bu adam beni delirtiyordu. Her istediğini yapmak beni çok üzüyordu.

Yavaşça eve yaklaştığımda yoldan gelen Melih'i gördüm. Yavaş yavas yürüyordu. Bu mahalle de ne işi vardı? Normalde evinin Mahallesi'nde dolaşması gerekirdi. Bu mahalle ona göre aşırı ucuzdu. Daha fazla bakmayarak eve yaklaştım iyice. "Bekle." Duyduğum ölümcül ses ile irkildim. Sessice yutkundum.

Arkamı döndüğümde 'seni öldüreceğim!' bakışı attığını gördüm. Yanıma yaklaştı yavaş adımlarıyla. Adımları bile adete 'ölüm.' diye haykırıyordu. Kolumu yavaşça tuttuğunda canımı yakmıştı. "Yaptıklarının bedelini elbet ödeyeceksin." Diyerekten kolumu sertçe bıraktı.

Beni bırakıp gittiğinde şaşırmıştım. Neden şimdi bedelini ödetmedi? Sorun neydi? O asla avına süre vermezdi. Daha fazla düşünmeden eve girdim. Çantamı askılığa asarak odama girdim. Kapıyı kapatın nefes almak istiyordum. Camlarımı açıp odayı havalandırdım. Daha kek hazırlayacaktım.

Camda biraz hava aldıktan sonra odamdan çıktım. Annem evde değildi, Anlaşılan babamda. Mutfağa girerek malzemeleri hazırladım. Ona kek yapmak istemiyordum ama başka çarem yok. Yapmazsam bana yapacaklarını tahmin etmek zor.

(YAZAR AÇISINDAN!)
                              (KİJER'İN EVİNDE!)

Kijer, ölümü çağıran ekibi evine davet etmişti. Kimse sesini çıkarmadan gelmişti. "Hoşgeldiniz, baylar." Diyerek kijer, ekibi içeriye davet etti. Ekip, etrafı izleyerek içeri girdi. "Vay be, oğlum evin ne güzel olmuş." Diyen Arthur, arkadaşının evinin düzenini ilk defa sağlam görüyordu. Her şeyin yeri değişmişti.

Ekip, yavaşça salona yürüdü. Koltuklara oturduklarında kijer, "bize bira ve volim getirin. Bir de çikolatalae olsun." Diyip hizmetçilerine emir verdi. Hizmetçi kız sormadan mutfağa girdi.

"Güzel kız, yeni mi aldınız işe?" Dedi Melih, hizmetçi kızı işaret ederek. Bily, bakışlarını tek koltukta oturup arkasına yaslanan bedene dikti. "Benim evimde sevişmek yasak, seni sürtük." Dedi kijer. Arthur arkasına yaslanarak bu günün keyfini çıkartmak istedi. Yarın ona bir cüce kek hazırlayacaktı, oda o keki afiyetle yiyecekti.

Düşündükleri onu gülümsetmişti. Hizmetçi kız, bira, volim ve çikolatalae getirip koltukların ortasındaki masaya yerleştirdi. "Başka bir arzunuz var mı?" Diyerek başını eğip ellerini birleştirdi. Kijer, 'git' anlamında elini salladığında hizmetçi kız gitti.

Herkes ickilerden birini aldı. "Dostum bu gece harika olmalı." Dedi kijer. Ekip kijere baktı. "Bu gece çok eğlenmemiz lazım." Diyerek devam etti konuşmasına. "Bir oyun oynamalıyız." Bily gözlerini devirerek bakışlarını etrafa gezdirdi. Gözleri aslında hala unutamadığı çocuğu arıyordu. Bu gün okula da gelmemişti. Başına bir şey gelmesinden endişeliydi.