Son-2 : Yolun Sonundaydım

53 14 12
                                    

Yolun sonundaydım. Kaçış yoktu. Biliyordum ne olacağını ama içimde küçük çocuklara ait bir heyecan peyda oluverdi. Böyle bir şey için heyecan duymak ne kadar mantıklıydı orası tartışılır tabii.

"İlerle!"

Mahkemeye çıkmıştım. Beklendiği gibi gitmişti. Suçlu bulunmuştum. Chris ile son kez konuşmama izin verdiklerinde beni ne olursa olsun oradan çıkaracağını söylemişti. Şimdiyse ben oraya doğru yol alıyordum. Mahkemenin ardından bana verilen ceza henüz tam olarak kesin olmadığından şimdilik sadece kesin olan suçum için hapise gönderilmiştim. Ve evet bu suç için 22 yıl ceza almıştım. Bir şey hissedemiyordum. Ne ağlayabiliyordum ne de karşı çıkabiliyordum. Öylece kabullenmiştim sanırım.

"4048," dedi görevli. Bu benim numaramdı. Elime bırakılan turuncu formaya baktım. Pastel bir rengi vardı. Uzun kollu gömlek, bol bir alt ve gereken birkaç parça giysi daha. Tek yakınım olan Chris bana kıyafet getirene kadar bunlarla idare etmeliydim. Uzun bir sıra halinde dizilmiştik. Her adımda bir görevli tarafından kontrol ediliyorduk. Bazen aşağılayıcı kontroller oluyordu bunlar. Ama o kadar alışmışlardı ki kimse kimseyi umursamıyordu.

"Numaran kaç?"

Şimdi üç sıraya bölünmüştük. Her sırada numaralarımızı soruyorlar ve böylece bizi bloklara yerleştiriyorlardı.

"Ben 4048," dedim sessizce. Yüzüme bile bakmadan elindeki sekreterlik üzerindeki kağıda bir şeyler zırvaladı. Eliyle geçmemi işaret etti. Bir görevli ile ikili sıra şeklinde yürümeye başladık. Önce bir bahçeye girdik. Yasısı duvar, yarısı da tel olan sınır blokları ayırıyordu. Büyük bir alan parçalara bölünmüş gibiydi ve ben ilk parçadaydım. Bahçeyi de geçip büyük bir kapıdan içeri girdik. Kapı ardımızdan kapandı. Ve ben hapse ilk adımımı attım. A blokunda, benim gibi yeni gelen onlarca kişi arasında bu koca yere bakındım. Silindir şeklinde yukarı doğru uzanan duvarları, sarmal şekildeki yukarı çıkmak için olan yolu ve her spiralde renk kategorisine göre ayrılmış hücreler vardı. Benim olduğum katta yani zemin katta hiç hücre bulunmuyordu. Oldukça büyük bir açıklık vardı ve bu açıklıkta onlarca oturak, birkaç spor aleti ve yüzlerce suçlu duruyordu. Yeni gelenleri izlemek için hücrelerinden çıkan mahkumlar, spiralin kenarındaki trabzanlara eğilmiş bizi seyrediyordu. Kabaca 500 kişi olduğunu söyleyebilirdim sanırsam.

"Tek tek numaralarınızı ve odalarınızı okuyacağım. Sizde acele edip kendi odanızı bulun ve yerleşin. Tartışma, kavga, gürültü yasak! Yok eğer ki yaparsanız sonuçlarına da katlanırsınız."

Bunu dedikten sonra etrafta gözlerimi dolaştırdım. Elinde coplar, belinde kelepçe ve kınında silahlarıyla onlarca gardiyan ile ne demek istediğini daha iyi anlamıştım.

"2894, 3.kat 62. oda. 1352, 2.kat 47.oda..."

Hepimiz kulak kabartmış numaramızı okuyan görevliye dönmüştük. Tek odaklandığım şey kendi numaramdı. Ve en nihayetinde o numara ağzından çıktı.

"4048, 6.kat 102. oda."

Kaşlarım çatıldı. Çünkü şimdiye kadar 5.katın üstüne çıkan yoktu. Ve belli ki benim bu şüphelerim paranoyaklığımdan değildi zira etrafta bir uğultu başlamış, gözler bana dönmüştü. Ben ise o spiralden yukarı çıkmaya başlamıştım. Yokuş çıkmak gibiydi ama çok büyük olduğundan düz bir yolda ilerliyor gibiydim. Her dairemsi yuvarlaktan sonra oda sayısı azalıyordu. İlk katta 30 oda varken 2.katta 25, 3.katta 20, 4.katta 15, 5.katta 10 ve 6.katta 5 oda vardı. Sadece bu da değildi tuhaf olan. Asıl tuhaflık aynı katta kalanların forma renkleri aynıyken her katta renkler değişiyordu.

"Selam!"

Enerjik bir sesle el salladı bana oda arkadaşım. Oda çok büyük değildi ama alt kattakilere oranla daha büyüktü. Ayrıca bir fark daha vardı ki bu da odada sadece 2 kişi olmamızdı. En alt kattan başlayarak 7 sayısından birer eksiliyordu bir odada kalan kişi sayısı. Sanırım bu taraftan bakılınca şanslı bir konumdaydım.

Hapis : Ben 4048 | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin