Son-10 : Delilik ile Cesaret

66 17 34
                                    

Bu bölüm @tuzlusutlac a ithaf edilmiştir.

Delilik ile cesaret arasında bir fark yoktu bana göre. İkisi de korkunçtu. Sadece cesaret nedense saygı değer bir davranış gibi görülüyordu. Delilik ise aptallıktı. Şimdi Hyunjin'in yaptığına da bazıları delilik bazıları da cesaret diyordu. Ben ise oyunbozanlık diyordum.

"Bak bak hareketlere bak!"

Felix yüzünü buruştururken aynı zamanda kusuyormuş gibi yapmıştı. Eh, pek de haksız sayılmazdı bu tepkilerinde.

"Hadi sen de koş git o dağ ayısı sevgiline yetiştir. Ama öyle şey deme işte 'bir adam herkesin ortasında kaslarını gösteriyordu' diye. Ballandıra ballandıra anlat 'Chang bir adam benim güzel gözlerimin karşısında tüm bedenindeki kıyafetleri soydu ve bana şov yaptı ama ben ona hiç yüz vermedim' de. "

Jisung'un sondaki başarılı Felix taklidi biraz şeydi nasıl desem? Gayet yerinde.

"Sevgilimi niye sevmiyorsun ya!"

Şimdi de Felix, Jisung'un onu taklit ettiği zamanki gibi yüzünü şekilden şekle sokuyordu. Tuhaf olduğunu kimse dile getirmiyordu ama sanırım hepimiz bu konuda hemfikirdik.

"Neden anlamıyorsun Felix? O yüzlerce masumu öldürmüş biri. Onun buradan çıkmak gibi bir durumu yok. Ama sen çıkacasın. Er ya da geç."

Jisung son sözünü de söyleyip kalkıp giderken Felix birkaç saniye sözlerin bir ele dönüşüp yüzüne çarpan şamarıyla dumura uğramıştı.

"Gitsene peşinden!" diye çemkirdi Jeongin sol tarafımdan. Bununla da Felix kendine gelmiş ve çoktan spirali çıkan Jisung'a yetişmek için koşmaya başlamıştı. Yüzüne son baktığımda ise birkaç damla gözyaşı çoktan firar etmişti gözlerinden.

"Bakma onlara. Hep böyleler. Kavga edip duruyorlar ama beş dakikaya kalmadan tekrar eskisi gibi oluyorlar."

Jeongin ayağa kalkınca ona baktım. Ellerini turuncu formanın ceplerine koyunca sıkkın bir nefes verdi.

"Gidelim 4048. İlk oylamana."

Ben de ayağa kalktım. Onun gibi bir nefes versem de benimki daha çok heyecandandı. Jeongin önden yürürken o nereye gidiyorsa ben de bir iki adım gerisinden ilerliyordum.

"Bu sefer ki rakipler düşman bloktan. Şuradaki adamı görüyor musun?"

Jeongin bana iri yarı bir adamı gösterdi. Sakalları yüzünün yarısını ele geçirmişti. Siyah saçları kısacık kesilmiş, üstündeki kırmızı forma göğsüne kadar açılmıştı.

"C blokunun 7. katta yaşayanı. "

"Numarası 1 değil ama?"

Benim sorum bana göre çok mantıklıydı. Ama Jeongin buna büyük bir kahkaha atmıştı.

"Hayır değil, seni aptal. Çünkü numaralar buradaki kişi sayısını gösteriyor. Sen buraya giren 4048.kişisin."

Gözlerim ve beynim eş zamanlı harekete geçti. Diğer bloktan gelen bir suçlunun üstündeki beş basamaklı sayı ile gözlerim bir diğerine kaydı.

10 731

14 658

Ben hesap yaparken gözlerim de gittikçe büyüyordu.

"O zaman burada yaklaşık 20 bin kişi mi var?"

Kafasını 'aşağı yukarı' der gibi salladı. Benim aksime bunu çoktan normalleştirmiş görünüyordu.

20 bin. Belki de daha fazla. Ayrıca bu ülkedeki sadece bir hapishane içindi. Tüylerim ürperdi. Sanırım bu infaz işini neden her hafta yaptıkları daha iyi anlaşılıyordu.

Hapis : Ben 4048 | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin