Son-15 : Adım 1, Başarılı

18 5 3
                                    

Sınırlar her daim olmalıydı. Evimizde, iş yerimizde, ilişkilerimizde ve hatta dahası kendi içimizde bile. Önemliydi sınırlar. Kim olduğunuza kesin bir çizgiyle set çekerdi. Kalbin ve beynin ayrılmasına öncülük ederdi. Benim ve hapishanedeki benliğimin ayrılmasına da öncülük eden şey ortaya koyduğum sınırdı. Kimse tarafından görünmeyen, elimdeki kalemle çektiğim simsiyah bir çizgiydi. Kim Seungmin'i 4048'den ayırandı bu çizgi. Güveni oluşturan da oluşturmayan da koyduğum sınırlardı. Ancak bir süre sonra bu sınırlar tehdit altına girmişti. İlk kişi tabiri caizse benim iradem dışı çizginin üstünde aniden varlığını gösteren Hyunjin'di. O hep orada mıydı yoksa orada olmasına ben mi izin vermiştim bilmiyorum. Kabul, orada olması beni tehdit altında hissettirmesi gereken yerde güvenli hissettirdiğinden bunu hiç sorgulamamıştım. Ama bir süre sonra bu bir tehditten çok icraate dönerek bana zarar vermeye başlamıştı. Hyunjin'in ağına takıldığım anda boğazımı saran bir çift el ilk başta beni kurtarmak için can havliyle yapılan bir hareket olarak görünsede şimdi canımı yakan en büyük unsur oluvermişti.

Anlamıştı hapishane müdürü. Ne yapmaya çalıştığımı, kim olmaya kalkıştığımı ve en önemlisi kime karşı savaş açtığımı. Belli ki ilk başlarda hapisteki herkes gibi o da benim sıradan bir "suçlu" olduğumu düşünmüştü. Zararsız bir özgeçmiş, tanınmayan bir sima ve olması gerektiği gibi sıradan bir hayat. Lakin sonrasında işler sarpasarmıştı. Bu benim açımdan değildi, bizzat 7/24 bizi gözetleyen yaşlı bunağın içine düşen korku tohumlarının açtığı çiçeklerinde görünen şeydi: tehdit altında hissetmek.

"Normal bir insana göre fazla cüretkarsın 4048."

"O hâlde normal bir insan olmaktan çoktan sıyrılmış görünüyorum Bay Jung."

Üstümdeki turuncu formamda taşıdığım bu numara benliğim haline dönüştüğünden beri kabullendiğim bir şey de saygının kimse tarafından hak edilmediğiydi. Bu tamamen statüler arasında geçerli bir şeydi. Şu an karşımdaki yaşlı bunağın en ufak bir saygımı hak ettiğini düşünmüyordum. Hapishane müdürü olması saygı duymamı mı gerektirmeliydi?

Çokta sikimde.

"Kurallar Seungmin. Kurallar bizi hayvanlardan ayıran yegane oluşumdur. Bu kurallara uymayanları ikaz etmek ise kuralları koyanların bir yükümlülüğüdür. Buraya gelmenin sebebi de bu. Kurallar dışına çıkıyorsun. Yapma. Yoksa senin için farklı kurallar getirmek zorunda kalacağım."

Naziklik sadece konuşmakla olmazdı. Eğer öyle olsaydı şu an yüzüne tükürdüğüm bu adam dünyanın en nazik insanı sayılırdı. Ve unuttuğu bir şey vardı ki bizi hayvanlardan ayıran bir diğer şey de iradeydi. Ben de şimdi kendi irademle bu kuralları bozuyordum.

"Ah, haklısınız. Kurallar önemlidir. Ancak bir bakınca sizin koymuş olduğunuz hangi kuralı çiğnediğimi anlamış değilim Bay Jung. Oyun oynamayı severim. Dişli rakipler olunca daha bir zevkli olur bu. Kurallar ise dediğiniz gibi koyanlar tarafından yönetilmelidir. O hâlde sizde kurallar çerçevesinde beni ikaz ediyor olmalısınız. Sonuçta sizde belli kurallar dahilinde oynuyorsunuz. Takdir ediyorum sizi. Üsttekilerden duyduğunuz korkuyu 'kurallar' adı altında bana aktarıyor olmanız ve bunu sanki siz bir oyun kurucusuymuşsunuz gibi dillendirmeniz takdire şayan."

Çatılı kaşlar ve sıkılan yumruklar. Doğru yolda olduğunuzu en iyi belli eden iki fiziki öge. Gözler ve beden dili.

"O hâlde beni dikkate alıp üsttekileri sinirlendirmek yerine her ne yapmayı amaçlıyorsan şimdi kesmeni dilerim. Zira dediğin gibi, ben de bu oyunda bana sunulan kurallar çerçevesinde hareket ediyorum. Eğer haddini daha fazla aşarsan bu sefer benden daha güçlülerle karşılaşmak zorunda kalacaksın."

Hapis : Ben 4048 | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin