Son-6 : Salak Bence

41 13 26
                                    

"Salak bence," dedi Felix açıklıktaki banklardan birinde yanımda oturmuşken. Yalan değildi, aptaldı.

"Kim bir günde kas yapabileceğini düşünür ki?"

İkimiz de gözlerimizi benimle birlikte gelmiş olan 1.kat mahkumuna dikmiştik. Onun acınası bir çabayla zemin kattaki spor aletleriyle bir şeyler yapmaya çalışması göz kanatıyordu.

"Demedi deme, birazdan 1 numara burada olacak."

Ve gerçekten de Felix henüz lafını yeni bitirmişken arka taraftan kırmızı formalı çıkageldi.

"Nasıl anladın?" dedim Felix ile 1 numarayı gözetlerken. Bir nevi mahalledeki dedikoducu teyzelere taş çıkartıyorduk hapiste.

"Changbin de geldi çünkü. İkisi konuşacaktı."

Ben de ne bekliyorsam dediği ile kendimi biraz aptal hissetmiştim. Felix normal bir insandı, müneccim değil.

"Sende mi hazırlansan? En azından bir çıplak görürdüm seni. Mağlum bu işin sonunda ölüm var."

Sarışın oda arkadaşım biraz şeydi, acımasız dürüst.

"Sence ölecek miyim?" dedim bende.

O ise gözlerini kısıp bir süre düşündü.

"Ölmeni istemem. Daha bu oyunu bozmadın çünkü."

Bana döndü. Şimdi o her daim olan neşeli Felix yoktu. Derinden gelen ve ürkütücü bir sese sahip Felix vardı. Bir diğer Felix.

"İnanıyorum, sen bu saçmalığa bir dur diyeceksin. Demelisin. Yoksa sen de ölürsün."

"Ve ben ölmeni istemiyorum."

Tuhaf ve anlamsız bir sessizlik oluştu. Birkaç dakika sonra Felix yine eğlenceli kişiliğine dönmüştü. Etraftaki mahkumlar hakkında atıp tutmaya başlamıştı.

"Seni çağırıyor galiba," dedi Felix ben düşünceler aleminde çıplak ayak koşarken. Bakışlarım şimdi yine hedef değiştirmiş ve Felix'ten Hyunjin'e kaymıştı. Ancak ben ne olduğunu bilmesemde kaşlarım çoktan çatılmıştı. Zira Hyunjin beni çağırıyordu ama öyle normal bir yere değil, 1 numaranın yanına.

"Neden?"

Felix ise kafama bir tane vurdu. Sanırım samimiyeti biraz hızlı ilerletmiştik.

"Gitsene!"

Bana çemkirmesi ile az biraz korkuyla ayaklandım. Bu esnada da hem Hyunjin hem de 1 numara beni izliyordu. Tamam, yürümeyi uzun yıllardır biliyordum, hayır ayaklarım dolanamaz.

"Bir şey mi oldu?"

Şimdi bu vakit, Hyunjin'in endişeli ifadesini görebiliyordum. Turuncu formasının gömleği beline bağlı, beyaz bir tişört giyiyordu. Ancak bu tişört basit bir tişört değildi, üstünde açıkça seçilen kan lekeleri vardı.

"Sen Kim Seungmin misin?"

Ve ne hikmetse 1 numara da aynı şekilde kan lekelerine bulanmış duruyordu.

"Genelde öyle söylerler," dedim bakışlarım Hyunjin'in üstündeyken.

"Yasak zamanı çıkmışsın."

Tamam, benim hakkımda öngörülen bir bilgi olmalıydı bu. Çokta bir şey değildi.

"Ev arkadaşını öldürmekle suçlanıyorsun."

Bu da pekala bilinebilirdi. Zira emindim ki bu kadar korkulan biri olması elinin kolunun uzunluğundandı.

"Aynı şekilde avukatın Chris, öyle değil mi?"

Hapis : Ben 4048 | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin