Son-4 : Zararsızlardı

49 15 2
                                    

Zararsızlardı, kime göre ve neye göre olduğu tartışılırdı tabii.

Hapiste geçirdiğim ilk gece benim açımdan atraksiyonlu, korku dolu bir gerilim filmi gibiydi. Herhangi bir yerden Felix'in elinde muştasıyla çıkıp benim merhamet dilememe dahi izin vermeden beni öldüreceğine neredeyse emindim. Neredeyse. Ancak ne hikmetse beni öldürmeye teşebbüs etmek şöyle dursun, benle aynı odada bile kalmadı. Tahminlerime göre Changbin ile Changbin ve Jeongin'in paylaştığı yerde kalmıştı. Sabah olup uyandığımda Jeongin'i Hyunjin'in odasında yani 101 numaralı yerde görünce bu tahminim doğru çıkmıştı.

Felix'in yüzünde gülücükler açıyordu. Parmaklıklara tutunmuş, suratını da aradan geçirmiş yatağı toplayan bana bakıyordu. Eğer bu sahneyi gece görseydim büyük ihtimal genç yaşımda kalp krizinden giderdim. Şanslı olmalıydım ya da Felix bunu düşünecek kadar düşünceli birisiydi. Yine de neden beni öldürmediğini düşünüyordum. Evet, saçma bir şekilde neden ölmediğimi merak etmiştim.

"Pek güzel değildir kahvaltıları ama en azından yaşamana yetecek kadar doyurur. Eğer yiyemezsen söyle, Changbin bize bir şeyler hazırlatabilir."

Odamızdan çıkıp sarmalı inmeye başlayınca bizle beraber diğer kattakilerde yemekhaneye doğru yola çıkmıştı. Felix bir şeyler anlatıp duruyordu ama pek dikkatimi toplayamıyordum. Çünkü dışarıya açılan kapının yanındaki gardiyanla konuşan kırmızı formalı biri dikkatimi tamamen çalmıştı.

"1 numara bu mu?" dedim çenemle kapı tarafını gösterirken. Felix susup gösterdiğim tarafa baktı. Kafasını aşağı yukarı sallarken biz de diğerleri gibi açıklığa ulaşmıştık. Sarmal aşağı doğru eğimlendiğinden inmek kolaydı. Şimdi de Felix ile beraber bizim kattakilerin olduğu küçük topluluğa katılmıştım. Felix zıplayarak Changbin'in kucağına çıkarken ben de yavaş adımlarla bana gülen Hyunjin'in yanına geçtim.

"Selam. Belli ki Felix seni gerçekten sevmiş."

Onun yaptığı ima ile göz devirdim.

"Ya da seks ile o kadar meşguldü ki aklına bile gelmedim."

Bununla arkamızdan beliren bir gardiyanın sesi Hyunjin'in gülüşünü bastırdı.

"Sıraya girin!"

Bizim küçük topluluğumuz diğerlerine katılmadan evvel kırmızı formalı bakışlarını ve odağını tamamen Changbin'in üstünde tutarak yanına gitti. Felix şimdi Changbin'in elini tutmuş usulca kırmızı formalıya bakıyordu.

"O işi hallettiniz mi?"

Changbin kafasıyla Felix'i gösterdi.

"Kedicik halletmiş bile. Ama merak etme bu seferkine insaflı davranmış."

Sonra aralarında küçük bir gülüşme yaşandı. Felix böbürlenip sevgilisine daha çok sırnaşırken ben Hyunjin'e bakıyordum.

"Tanışıyorlar mı 1 numarayla?"

Hyunjin bakışlarını yavaşça bana çevirdi.

"Evet. 1 numarayı oldukça yakından tanıyorlar," dedi tuhaf bir sesle. Sanki bu cümlenin altında başka bir anlam vardı ama o yine üstü kapalı konuşmayı seçmişti.

"Müebbet alacak kadar ne suç işledi?" dedim ikili sıra halinde ilerlemeye başlarken. Hyunjin ellerini turuncu pantolonun ceplerine koymuş, siyah tişörtüyle tüm ihtişamı tek başına karşılıyordu.

"Daha yeni gelmene rağmen çok şey öğrendin. Bir süre bunları sindirmeye bak."

Haklıydı. Çok şey merak ediyordum ve devamlı Hyunjin'in başını şişiriyordum. Ona minnettardım, sonuçta bir başkası olsa bu kadar soru sorulmasını hoş karşılamayabilirdi. Ama o her sorduğum soruyu dikkatle dinliyor ve doğru bir şekilde cevaplıyordu.

Hapis : Ben 4048 | HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin