So, boy, forget about the world
"Pardon ama adınız ne demiştiniz bayım ?"
"Ah.. şey adıma gerek yok mahalleden tanıdığı derseniz anlayacaktır. "
Danışman kadının kısık gözleriyle attığı bakışlara kısa bir süre maruz kaldım. Ardından telefon açıp sekreter olmasını umduğum birisiyle konuşmuştu. Telefonunu kapattıktan sonra son kez beni süzüp bıkkın şekilde konuştu.
" Sakusa Bey toplantıda, isterseniz sekreteri size yardımcı olacaktır. 58. kat "
" Teşekkür ederim.. izninizle."
..
Asansör kat kat yükseldikçe göğsüm daralmaya başladı. Ne yaptığımı veya ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum ama Omi'nin eve gitmesine izin vermeyecektim.
Duyduğum tiz sesle istediğim kata geldiğimi anladım. Bu kat diğer katlardan çok farklıydı. Her eşyanın marka olduğunu anlayabiliyordum. Sehpalar parlak, renkler sade, koltuklar da deriden yapılmaydı. Katı dolaşmaya başladığımda sağda beni izleyen bir çift mavi gözü üzerimde hissettim.
Sanırım sekreter ta kendisiydi. Giydiği dar etek şekilli vücudunu açıkça sergiliyordu. Yaptığı makyaj ve ince cam gözlükleri de modayı takip ettiğini gösteriyordu.
" Merhaba, Omi .. yani Sakusa Bey ne zaman gelecek bilginiz var mı ? "
" Toplantısı 15 dakikaya bitmiş olur efendim, karşı koltukta oturabilirsiniz."
Kafamı sallayıp arkamı döndüm. Hala heyecan atağı gelmemesi beni korkutmaya başlamıştı. En ufak kızarma bile hissetmiyordum. Rahatlığımın sebebi her yere yayılmış olan okyanus esintili oda kokusu olabilir miydi.. Saçma düşünceleri bırakıp telefonumu açtım ve reels izlemeye başladım.
Saat 6.15 di. Omi'nin gelmesi gerekiyordu ama görünürde 1.95 , kıvırcık bir dağ ayısı yoktu. Diğer şirket çalışanlarını arabalarının gittiğini fark ettim. Omi'nin işi uzun sürmüştü herhalde. Biraz daha reels izlemeye karar verip koltukta rahat bir pozisyon aldım.
İzlediğim komik videoyu Hinata'ya gönderecekken duyduğum kalın sesle oturduğum yerde sıçradım.
"Ne izliyorsun ? "
"AAAAGHH OMİİİİ.. SEN MİYDİN !"
Oturduğum deri koltuğa biraz daha yaklaşıp kaşlarını çatarak bana baktı.
" Benim tabii , başkasını mı bekliyorsun ?"
" Yo yo .. seni bekliyordum."
Oturuşumu toparlayıp hızla üstüme çeki düzen verdim. Yolda neden gelmediğini merak ettiğim heyecan, onun güzel ve erkeksi parfüm kokusunun burnuma dolmasıyla vücuduma nüfuz etmeye başladı.
Vücuduna oturan lacivert takım elbisesinin ceketini çıkartıp koltuğun üstüne koydu. Ardından işaret ve orta parmağıyla kravatını gevşetip kalın boynunu sağa doğru esnetti. Oturduğum için olmalıydı ama boy farkımız şimdi kat be kat fazlaydı.
Ben onu oturduğum yerden göz kırpmadan izliyorken o kıvırcık saçlarını elleriyle karıştırıp siyah maskesini çıkarmaya başladı.
"Mahalleden tanıdığım denince şaşırdım, senin olacağını beklemiyordum."
" Ah.. Nasıl tanıtacağımı şaşırdım o yüzden."
" Bir dahakine adını söylemen yeterli, tüm şirket yardımcı olacaktır."
Kızaran yüzümü öne eğip ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. Yine 10 yaşında misafirliğe gitmişiz gibi sadece otururken bile mahcubiyet hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkona Çık | sakuatsu
Fiksi PenggemarYıllarca doğru sandığım yanlış yüzüme kaynar su gibi çarpmıştı. Aynı anda şaşkınlık ve mutluluğu kalbim algılamıyor sadece ellerimdeki bilekliğe bakıyordum. Yaprakları ve sapı zümrüt , çiçeği çeşitli pembe elmaslarla süslenmiş lale motifli bilekliğe...